Diyarbakırlı kadınlar: Ekonomi politikaları bölgeye göre değişiyor

  • 09:05 14 Temmuz 2020
  • Emek/Ekonomi
Safiye Alağaş
 
DİYARBAKIR - Salgınla birlikte derinleşen ekonomik kriz ve artan işsizliği değerlendiren kadınlar, bölge kentlerine özel bir ekonomi politikası uygulandığını belirterek, “Burası kaderine terk edildi. Torpilin varsa iş bulabilirsin, atanabilirsin” dedi. 
 
Türkiye’deki ekonomik kriz giderek daha fazla hissedilirken, koronavirüs (Covid-19) salgını ile birlikte işsizlik rakamları da yükseldi. Esnaf kepenk kapattı, çok sayıda kişi işten çıkarıldı ya da ücretsiz izne ayrıldı. Kiralarını, faturalarını ödeyemeyen yurttaşlar, “normalleşme” sürecine borç içinde girdi. Diyarbakır'da mikrofon uzattığımız kadınlar, bölgedeki ekonomik krizin çok daha derin olduğuna dikkat çekti. 
 
'Yarın çok daha büyük sorunlar yaşanır'
 
Pandemiden önce kuaförde çalışan Meryem Güneş, kuaför salonunun kapanması ile birlikte işsiz kaldığını belirterek, Diyarbakır'da çok büyük işsizliğin yaşandığını söyledi. Herkesin büyük zorluklar içinde yaşamını idame ettirmeye çalıştığını belirten Meryem, “Artık bu duruma bir çözüm bulunması gerekiyor. Diyarbakır'da fabrikalar açılmalı. Acil olarak yatırımlar yapılmalı. Bugün bu işsizliğin önü alınmazsa, yarın büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Faturalarımızı dahi ödeyemez duruma geldik. İnsanlar artık ekmek bulamıyor” dedi.
 
'Torpilin yoksa işsiz kalırsın’
 
Muhasebe öğrencisi Medine Eren, gelecekten umutsuz. Şimdiden geçim sıkıntısı yaşadığını vurgulayan Medine, "Okulu bitirdikten sonra atanabileceğimi ya da iş bulabileceğimi düşünmüyorum. Çünkü işsizlik çok fazla ve eşitsizlik var. Torpilin varsa iş bulabilirsin, atanabilirsin. Torpil yoksa ortada kalırsın. Benim pek ümidim yok" diye konuştu.
 
'Asgari ücret dahi alamıyoruz'
 
Daha önce rehabilitasyon merkezinde çalışan Dilan Tantekin de rehabilitasyon merkezinin kapanması ile birlikte işsiz kalıyor. Diyarbakır'da tarım ve tekstil alanında üretim yapacak fabrikaların açılması gerektiğini söyleyen Dilan, "Ekonomik kriz bizi çok kötü etkiliyor. Çalışıyoruz ama asgari ücret dahi alamıyoruz. Birileri bu duruma gerçekten ‘dur’ demeli. Babam bin 500 TL’ye çalışıyor. Bin TL kiraya gidiyor. 500 TL ile erzak mı alalım, faturaları mı ödeyelim” sözlerine yer verdi.
 
'Bölgede özel bir politika yürütülüyor'
 
Çalışmak istediğini ancak uzun çalışma saatlerinden kaynaklı çalışamadığını söyleyen Roda Tantekin de şunları dile getirdi: "Çoğu yerde 12 saat çalışmak zorunda kalıyorsun. Benim sağlık sorunlarım var. O kadar uzun saatlerde çalışamıyorum. Diyarbakır'a dönük ayrıca özel politikalar var. Var olan fabrikaları kapattılar. Yenileri de açılmıyor. Burası kaderine terk edilmiş durumda. ‘Çalışın, işe gidin’ diyorlar ama hangi işe gideceğiz? İş yok ki çalışalım."
 
Roda, bölgeye yönelik ekonomi politikalarına ilişkin ise "Bunu anlatmama gerek yok. Bilen biliyor. Onun için söylemiyorum. Yoksa içeri atarlar” dedi.
 
'Ekonomi politikaları şehirden şehre değişiyor'
 
Ekonominin batmış durumda olduğunu belirten Semra Gülen, acil olarak çözüm yollarının bulunması gerektiğine işaret etti. Semra, “Çünkü insanlar çok zor durumda. Ben de işsizim. İş arıyorum ama bulamıyorum. Bu koşullarda iş bulabileceğimi de düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. İktidarın ekonominin iyi olduğuna dair açıklamalarını da gerçekçi bulmadığını söyleyen Semra, “Ekonomik politikaları şehirden şehre değişiyor. Bölge kötü durumda. Çoğumuz ekonomik sorunlardan dolayı başka şehirlere göç ediyoruz. Buradaki ekonomi politikalarının nedenleri belli. Bunu da herkes biliyor” diye konuştu.