Ekonomik verilerle yurttaşın yaşadığı uyuşmuyor

  • 09:04 13 Temmuz 2020
  • Emek/Ekonomi
Melike Aydın
 
İZMİR - TÜİK rakamlarında yansıtılan işsizlik oranlarının, hükümet yetkililerinin ekonomik durumla ilgili açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirten kadınlar, “Verilere göre rahat olmamız lazım ama öyle bir tablo yok. Televizyonlarda açıklanan ekonomik rakamlarla bizim yaşadığımız aynı değil. Gelecekten ümidimiz yok” diyor.
 
Türkiye OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) içinde genç işsizlik oranı en yüksek 4’üncü ülke. İşsizlik, Türkiye’nin yıllardır süregelen en büyük sorunlarından biri olurken, koronavirüs salgını sürecinde çok sayıda işletme kapatıldı, işsizlik de arttı. Ancak Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik rakamları işsizliğin azaldığı yönünde. 
 
TÜİK, Şubat ayı işsizlik rakamlarına göre, işsizlik, 2020 yılı Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 502 bin kişi azalarak 4 milyon 228 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 13,6 seviyesinde. Genç nüfusta ise işsizlik yüzde 24,4.
 
TÜİK, Mart ayı işsizlik oranını ise yüzde 13,2 olarak açıkladı. TÜİK’e göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 573 bin kişi azalarak 3 milyon 971 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,9 puanlık azalış ile yüzde 13,2 seviyesinde gerçekleşti. 
TÜİK’in açıklamasının ardından uzmanlar, rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirtirken, sokakta mikrofon uzattığımız insanlar da açıklanan rakamlarla yaşamlarının birbirini tutmadığına dikkat çekti. 
 
‘Yandaşı olanlar yardım aldı’ 
 
Evinde yatalak hasta bakan ev işçisi Cennet Boz: Engelli maaşı alıyorum ve ihtiyaçlara yetmiyor. Fiyatlar geçen yıla göre uçtu. Hükümet ekonomik krizi yönetemiyor. Adil değiller. 3 kat evi olanlara yardım yapılıyor ama eşim emekli diye kömür vermiyor. Krizde daha çok yandaşı olanlara yardım edildi.
 
‘Alım gücü düştü’
 
Ev işçisi Azime Çetin: Bizde kimse çalışmıyor. Pandemiden önce eşimin işi yoktu, sonra da bulamadı zaten. Krizi yönetemedi hükümet. Geçen yıl biraz daha iyiydi ama bu yıl 200 TL ile gidiyoruz bir şey alamıyoruz. Alım gücü düştü. 
 
‘Bize her zaman kriz var’
 
Hastanede temizlik işçisi olan Fatma Aydan: Eşim bu süreçte işten çıkarıldı. Hem zamlar hem de işsizlik alım gücünü oldukça düşürdü. Ana malzemeleri alıyorsun. Dolabı doldurmak zor. Meyve alamadım 50 lira ile yettiği kadar aldık. Bizim için her zaman kriz var. 
 
‘Zengin marketlere gitti, yoksul bakıp döndü’ 
 
Sebze tezgahtarı Fadime Çetinkaya: Yoksul daha da yoksullaştı. Üç beş kuruşu olanın parası da kriz ile bitti. Böyle giderse her şey çok daha kötü olacak. Fakirin pazara gelip de alamadığını gördüm. Kendim de ev aldım kredi ödüyorum diye çalışıyorum mecburen. Adil paylaşım olmadığı süreci hiçbir şey düzelmez. Salgını, krizini, devleti bilmiyorum. Onlarla ilgili konuşmayalım, bir şey deyince içeride yatmak istemiyorum. Yarının ne olacağını bile bilemiyoruz. Çünkü gözümüzün önünü göremeyecek duruma düştük. Zenginler marketlere yöneldi fakirler de gelip, bakıp gidiyor. 
 
İşsiz olan Berna Sıla: İşler durdu destek de bir yere kadar yetti. Şu an işler açıldı ama esnaf da fiyatları yükseltti. Çalışmıyorum evin çok masraf var. 
 
‘Artık dışarı çıkıp bir yere de gidemiyorum’ 
 
Ev emekçisi Havva Gülderen: Kadın olarak daha zor durum. Eşimin sağlık sorunlarını halledemedik. Daha kötüye gitmeyelim de geleceğimizi iyi görmüyorum, ümidimiz yok. Gençlerin de durumu vahim. 4 oğlum var. Hepsinin maddi sıkıntıları var. Nasıl yapılır bilemiyoruz. Onların geleceğinden kaygılıyız. Açıklanan verilere de güvenmiyorum. En çok pazar ve ilaçların yüzdesine para harcıyoruz. Onu bir maaşla ödeyebilmem gerekir ama çocuklarım destek oluyor. En çok kadınları etkiliyor. Ben daha çok parka, çay bahçesine giderdim ama şimdi 4-5 liraya çay içiyorum. Bir de yol parası verince hiç çıkmamak daha karlı geliyor ve evde oturuyorum. Alışveriş için zorunlu olarak çıkıyorum. ‘Rahat yaşıyorum’ diyene inanmıyorum. Açıklanan verilere göre rahat olmamız lazım ama öyle bir tablo yok. 
 
‘Verilerle gerçek yaşam uyuşmuyor’
 
Garson olan Müjgan Ali: Pandemi sürecinde işyerinin kapanması nedeniyle maaş alamadı. Kredi kartı ile ihtiyaçlarımı karşılamak zorunda kaldım. Gelecekten hiç ümidim yok. Oğlum da evde işsiz. En çok masrafımız kira, elektrik ve su oluyor. Kuru ekmek oturup yersin ama kira ödemesen kapının önündesin. Buradan aldığım yetmiyor. Bizim yaşadığımızla televizyonda açıklanan ekonomik veriler kesinlikle aynı değil. Gelsin 1 ay benim aldığım maaşla geçinebiliyorsa tebrik edeceğim. Ama onun aldığı maaşla ben kendime ev alırım, araba alırım. 
 
‘Giyime harcama yapamıyoruz’ 
 
İsmini vermek istemeyen işçi emeklisi: Geçen yıllara göre kötüyüz. Daha çok temel ihtiyaçlar alınıyor. Mecburen gıda alıyoruz, giyim ve başka ihtiyaçlara harcayamıyoruz. Evimiz kendimizin. Emekli olanlar daha rahat, çalışıp maaş alamayanlar oldu. Evine ekmek götüremeyen insanlar çok oldu. İki kızım öğretmen ama işleri yok. Torunum için, çocuklarım için kaygılıyım. Dar gelirliler daha da dara düştü.