Güçlü ailede daha kaç kadın katledilecek?

  • 09:02 13 Kasım 2022
  • Medya Kritik
 
Kibriye Evren 
 
HABER MERKEZİ - Kadınların başörtüsünü anayasal güvenceye almak isteyen iktidar, 2009’dan beridir kadın katliamlarına ilişkin neden veri paylaşmıyor? Havuz medyasının da böyle bir derdi yok. Kime neye göre haberin değeri var diye sorsak da cevabı belli. Siz en iyisi her şeyin üzerini örtmeye devam edin. 
 
Siyasetçilerin tüm hızıyla seçim yarışına girdiği bugünlerde, söz döndü dolaştı yine kadınların başörtüsüne geldi. Kadınların gündeminde olmayan fakat ne hikmetse erkeklerin gündeminden hiç düşmeyen başörtüsüne ilişkin kadınlar, iktidarın ve muhalefetin gerçek sorunların üstünü örtmek için başörtüsünü seçim malzemesi olarak kullandıklarını ve kazanılmış haklarını bir kez daha seçim sürecinde siyasetin savaş alanına dönüştürdüklerini düşünüyorlar.
 
Geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yayınladığı bir videoyla, CHP’nin başörtüsü sorununa yasal çerçevede çözüm getirmek üzere Meclis’e kanun teklifi sunacağını söyledi. Bunu üzerine harala gürele iktidar cephesindeki erkekler açıklama üzerine açıklama yaptı. Tayyip Erdoğan, Antep’te “Kadınlarla Büyük Türkiye Yolunda” adlı programa katılarak Kemal Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle karşılık verdi: “…Güçlü aile güçlü milletleri doğurur. Zayıf aile güçlü milleti zayıflatır. Güçlü aileler oluşturalım ki güçlü millet olduğumuz ortaya çıksın… Anayasa değişikliğiyle aile kurumumuza ve insan fıtratına yönelik tehditlerin önüne bir set daha çekmiş olacağız.”
 
Haberiniz var mı erkek siyasetçiler?
 
Kısa bir hatırlatmadan sonra şimdi gelelim asıl konumuza.  Gören duyan tüm bu yazılan, çizilen ve konuşulanlara bakan da! Türkiye’de kadınların başka sorunları yok, bir tek başörtüsü sorunu var, onu da “muhterem” siyasetçilerimiz ağız ve güç birliği yaparak çözecekler, yaşasın erkek siyasetçilerimiz..! 
 
Ülkemizin “muhterem” bir o kadar da “değerli” erkek siyasetçileri! Seçim havasına girmişken (Lakin kadınların, halkın ve gençlerin böyle bir gündemi yok, bilginiz olsun) başörtüsü üzerinden öyle allandıra ballandıra konuşurken kadınlara hiç sordunuz mu sorunlarınız nedir? Ne istiyorsunuz diye? Siz kadın yoksulluğundan, kadın katliamlarından, tacizden, tecavüzden, kadınların cezaevlerinde yaşadığı hak ihlallerinden,  tencerede ne pişirdiklerinden, işsizlik sorunlarından bu liste böyle uzaaar gider… Haberiniz var mı acaba! Sormak isteriz size erkek siyasetçiler, bu sorunlar sizi ilgilendiriyor mu? 
 
‘Jin jiyan azadî’ rüzgârı
 
Yine başka bir hatırlatma daha yapalım, İran’da yaklaşık iki ayını bulan “Jin jiyan azadî” etrafında Kürt, Fars, Beluci kadın ve erkeklerin özgürlük ve demokrasi için birleştiği bir serhildan var. Bu serhildanın nedeni ne peki? İran’da Jîna Emînî adlı Kürt bir kadının gerici molla rejimi tarafından saçının bir teli göründüğü için katledilmesi. Şimdi yanı başımızda bu kadar özgürlük rüzgârı eserken, molla rejimi yerle bir olmuşken hâlâ kadınların başörtüsü neden bu kadar size dert! 
 
Kadınlar,  erkek ve erkek zihniyetli siyasetçilerden “Gölge etmeyin başka ihsan eylemeyiz” diyorlar… 
 
Hangi aileden bahsediyorsunuz?
 
Tayyip Erdoğan, Antep’teki konuşmasında sürekli “güçlü aile” vurgusu yaptı. Burada hemen bir soru sormak gerekir. (Çok soru sorduğumun farkındayım ama ne edelim huyumuz kurusun Kürt basını işte didikler durur) Öyleyse 10 yılda en az 2 bin 534 kadının katledildiği bir ülkede hangi “güçlü aile”den bahsedebiliriz?
 
10 yılda bin 113 kadın katliamı failinin evli olduğu erkek olduğunu duydunuz mu “güçlü aile” nidası atanlar? Katledilen 176 kadının boşandığı erkek tarafından (bazıları da çocuklarının gözü önünde ve sokak ortasında) katledildiğinden haberiniz var mı? Hangi “güçlü aile”den bahsediyorsunuz? Bu travmayı yaşayan çocukların nerede olduğundan, ne yaptığından, ne yaşadıklarından, psikolojik destek alıp almadığına dair bir bilginiz var mı iktidar ve muhalefetin erkekleri! Çocukların yaşadığı travmalardan haberiniz var mı siz iktidar peşinde koşarken her şeyi kendinize “kurban” eden siyasetçiler!
 
Neyi saklıyorsunuz?
 
Sormak isterim. Kadınların başörtüsünü anayasal güvenceye almak isteyen devlet 2009’dan beridir kadın katliamlarına ilişkin neden veri paylaşmıyor? Toplumdan kim, neyi hangi amaçla gerçekleri gizliyor? Kadın örgütlerinin bin bir emek, çaba ile çıkardıkları veriler olmasa kadın katliamlarını hiç öğrenemeyeceğiz bile. 
 
Tehlike ailenin içinde…
 
“Güçlü aile” vurgusundan devam edelim. Kadın katliamlarında, evli olunan erkekten sonra akrabalar yer alıyor. 10 yılda 169 kadın akrabası, 111 kadın babası ve 104 kadın ise erkek kardeşi tarafından çeşitli yöntemlerle katledildi. Biz yazarken, okurken, izlerken yoruluyoruz, üzülüyoruz, isyan ediyoruz, alanlara çıkıp her katledilen kadın adına yeniden kendimizi yaratıyoruz. Ama maalesef bitmiyor, bitirmek istemiyorlar… Ben bunları yazarken, siz okurken belki de birkaç kadın daha “güçlü aile” içinde katledildi. Yeni verilere dönecek olursak 79 kadın oğlu, 64 kadın damadı ve 12 kadın ise kayınpederi olan erkekler tarafından katledildi. Totalde bu veriler şu anlama geliyor: Her 5 kadından biri aile veya akrabası tarafından katlediliyor.
 
Makul kadın
 
Yani Tayyip Erdoğan’ın temcit pilavı gibi pişirip pişirip önümüze koyduğu “güçlü aile” nasıl oluyor da kadın katledildikçe daha da güçleniyor? AKP’nin toplumda itibarının kalmadığını çocuklar dahi biliyorken, kaybettiği itibarını kadın üzerindeki baskı politikalarıyla mı kazanmak istiyor? Bu yasa olsa olsa kadınların yıllardır büyük mücadele ve emek vererek kazandığı haklarını gasp etme olur. Bu yasa olsa olsa kadını katletme yasası olur… Bu yasa olsa olsa suç mahallinde erkekleri kurtarma yasası olur. Bu yasa olsa olsa iktidarın prototipini evde kadınlar üzerinde kalıcılaştırma yasası olur. 
 
Durum böyleyken bizim havuz medyası ne yapıyor dersiniz? Onların zaten böyle bir gündemi yok ki, “sahipleri” önüne ne koyarsa onu yapar, şimdi gündemlerinde başörtüsü var. Onlar da her şeyin üzerini örterler. 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!