Çocukların kişisel sınırları: Mino’nun Şarkısı 2021-12-01 09:05:41     ANKARA - Çocukların bedensel söz haklarını ve kişisel sınırlarını ifade edebilmesini amaçlayan Mino’nun Şarkısı’na ilişkin konuşan Hatice Kapusuz, “Hayır demek bizim toplumsal olarak zorlandığımız bir şey. Şarkıyla birlikte çocuğun hayır demeyi pratik etmesini amaçlarken aynı zamanda bu onun için güçlendirici, eğlenceli bir şey olsun, korkutan bir durum olmasın diye düşündük” dedi.   Çocukların bedenlerine yönelik tehditleri ve sınırları anlayarak daha güvenli bir biçimde yaşamalarını desteklemek için, Mimoza Çocuk Çalışmaları tarafından hazırlanan “Mino’nun Şarkısı” 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde yayınlandı. Çocukların bedensel söz haklarını ve kişisel sınırlarını ifade edebilmesini amaçlayan Mino’nun Şarkısı ilk etapta 5 ile 8 yaş arası çocukların seviyesine göre hazırlandı. Bu yaş grubu çocuklara yönelik güçlendirici mesajlar içeren şarkı yetişkinlere de önerilerde bulunuyor. Mino’nun Şarkısı ilerleyen süreçte farklı yaş gruplarına da hitap etmeye hazırlanıyor.    Mimoza Çocuk Çalışmaları’ndan çocuk hakları aktivisti Hatice Kapusuz ile şarkının çıkış sürecini ve içeriğini konuştuk.   7 kişilik ekiple çalışmalar başladı   Mino’nun Şarkısı’nın yapılma hikâyesi ile Mimoza Çocuk Çalışmaları’nın oluştuğunu belirten Hatice, Türkiye Mozaik Vakfı’nın İngiltere’de Pantasors adında çocukları güçlendirmeyi hedefleyen bir çalışmayı Türkçe’ye uyarlamak üzerinden kendilerine teklif geldiğini aktardı. Bu sayede çocuk hakları alanında çalışan toplamda 5 kadının bir araya geldiğini söyleyen Hatice, “Hedef, çalışmayı Türkçeleştirmekti ancak bizim ‘iç çamaşırı kuralı’ dediğimiz bedenin belli bölgelerinin korunmasına, gizli tutulmasına dayanan bir içeriğe sahipti. Aramızda kapsamlı cinsellik eğitimi veren, sosyal hizmet çalışması yapan ve çocuk hakları aktivisti olan arkadaşlar vardı. Bu materyalin çocukların bedensel söz hakkını kullanmalarında, öğrenmelerinde yeterli bir materyal olmadığını ifade ettik. Bunun üzerine nasıl bir materyal olmalı üzerinden Mimoza Çocuk Çalışmaları’nı oluşturduk. Bağımsız, bir tüzel kişiliği olmayan, Türkiye'de hali hazırda benzeri konularda çalışan yapılarla rahat ilişki kuran, rahat ilişki kurması için de bağımsız olan bir çalışma grubu kurmaya karar verdik. Teklifi getiren arkadaşların da ekibe dahil olmasıyla 7 kişilik bir ekip oluşmuş oldu” dedi.   ‘Çalışma herkesi kapsıyor’   Çalışmanın çok büyük bir hazırlıktan geçtiğini aktaran Hatice, ilk etapta 5 ile 8 yaş arası grubu hedeflediklerini, sonrasında ise daha küçük yaşlar için çalışma yapacaklarını söyledi. Anlaşılır basitlikte bir mesaj üretmenin daha evrensel olacağı fikrine odaklandıklarını kaydeden Hatice, “Ne kadar basit, ne kadar anlaşılabilir bir içerik çıkarabilirsek çok daha fazla grup için kullanılabilir diye düşündük. Sonrasında farklı yaş gruplarıyla da çalışmayı planlayarak çalışmaya bu yaş grubu ile başlamış olduk. İçeriğin doğrudan çocukları hedefleyen kısmı video ve şarkı. Çocukların dinleyebileceği, videoyu izleyebileceği ve üzerine konuşabileceği kısım. Ancak bunu yalnızca çocuklarla düşünmek doğru değil. Çalışmanın bakım verenler, yetişkinler ve ebeveynlere yönelik bir kısmı da var. ‘Çocuğunuzla nasıl konuşursunuz’, ‘Nasıl desteklersiniz’, ‘Hangi davranışlara bakmalısınız’ gibi sorular var. Videonun dolaşıma girmesi ve deneyimlerle öğretmenler ve rehber öğretmenlere yönelik içerikler de hazırlanacak” şeklinde konuştu.   Kavramlara dair sözlük çalışması    Şarkı çalışmasının yanı sıra sözlük çalışması da yaptıklarını dile getiren Hatice, alanda kullanılan çok fazla kavram olduğunu ancak bir kısmının çeviri, bir kısmının da bedensel söz hakkı üzerinden kullanıldığını belirtti. Hatice, bedensel söz hakkı ihlali olan cinsel şiddet biçimleri ve istismar söz konusu olduğunda korku ve kaygıyla alanda “hatalı” tanımlanabilecek kavramlar olduğuna değinirken, şöyle devam etti: “Alanın kavramsal olarak da değişmesine dair de bir çalışma. ‘Onay nedir’, ‘Beden derken sadece fiziki bedeni mi kast ediyoruz?’ Duygular da bedenin bir parçası. Onları bazen karın ağrısıyla, bazen baş ağrısıyla hissediyoruz. ‘Mahremiyet nedir’, ‘Sadece cinsel bölgelerle mi kısıtlıdır, yoksa çocuğun size verdiği bir bilgiyi saklamak ya da kamusal alanda üstünü değiştirmekle ilgili mahremiyetin tanımını nasıl yapmak gerekir’ gibi bir sözlük çalışmamız da var. Biz bu çalışmayı yaparken neden iç çamaşırı kuralı, özel bölge gibi kavramları kullanmadık gibi bir takım destekleyici materyallerin olduğu bir çalışma” ifadelerini kullandı.   ‘Çocuğun bedenini bir bütün olarak tanıması gerekli’   Mino’nun Şarkısı'nda geçen 4 kural için yaklaşık olarak 13 ay tartıştıklarına dikkat çeken Hatice, 7 ay bu alandaki kavramları, kitapları, materyalleri taradıklarını ve ebeveynlerle görüştüklerini kaydetti. Söz konusu tartışmalardan sonra şarkıdan 4 mesaj çıkardıklarını vurgulayan Hatice, “Bu mesajların altında alanda üretilen materyaller; özel bölge, mahrem bölgeler gibi beden içinde bir hiyerarşi kuran, bedenin belli bölgelerini gizlemeye dair mesaj veren, çocuğun bedeniyle olan ilişkisinde anomali yaratan şeylerdi. Çocuğun bedenini bir bütün olarak tanıması, cinsel gelişime uygun bir şekilde cinsel bölgesini merak etmesine de zarar verebilecek bir yanıyla da cinsel istismar ya da cinsel şiddet biçimlerinin kapsamını daraltan mesajlardı” dedi.   4 temel mesaj var   İlk mesaj olan “Bedenimin her yeri özel"in bedene dair sınır ihlallerine yönelik olduğuna değinen Hatice, “Yanakların çekilmesi, kucağa verme, zorla sarılma gibi bedenin bütününe dair ihlallere yönelik, öncelikle çocuklara sonra ise yetişkinlere verilen bir mesaj” ifadelerini kullandı. Şarkıda ikinci mesajın “Duygularım ve sözlerim önemli” başlığıyla geçtiğini kaydeden Hatice, “Bu mesajda da çocuğun sözlerinin, duygularının duyulması var. Hem çocuğun kendi duygusunu fark etmesi hem de bunu ifade etmesine dair çocuğu güçlendiren bir mesaj. Bu iki mesajın ardından "Hayır” kısmına geliyoruz. Doğrudan bir ‘hayır’dan bahsetmedik. Çocuğun gelişimsel ve pedagojik olarak kronolojik bir akışı var. ‘İstemezsem hayır derim’ mesajına geldik. Sonuncusu da ‘Saklamam anlatırım’ mesajı. Bunları konuştuktan, bildikten sonra bir ihlal olursa güvendiğin, destek aldığın biriyle bunu paylaşabilirsin, saklamana gerek yok dedik” sözlerine yer verdi.   ‘Doğru mesajları ihlal anından önce vermek gerekiyor’   Bu tarz çalışmaların bütününe bakıldığında pedagojik tutarlılığın önemli olduğunun altını çizen Hatice, "Üretilen materyallerde de gördüğümüz mesajı doğru olsa bile ihlal anında vermeye odaklandığımızda onun duygularını önemsemiyorken, bedensel bütünlüğünü günlük hayatımızda ihlal ediyorken, açık bir iletişim kurmuyorken, çocuk konuştuğunda güvenmeyen mesajlar verirken, bu konu söz konusu olduğunda ‘Sorun yaşarsan benimle konuşabilirsin, birisi sınırını ihlal ediyorsa hayır diyebilirsin’ demek bir bütünlük içermiyor. Çocukların sözlerine önce bizim güvenmemiz gerekiyor ki günün birinde rahatsız olduğu bir şey olduğunda bizimle konuşabileceğine dair açık iletişimi çok daha öncesinden kurmuş olalım” diye anlattı.   ‘Mino kendi sözleriyle 'hayır' diyor’   Mino’nun Şarkısı'nın çocuğu korkutmayan, onu güçlendirecek bir şarkı olduğunu kaydeden Hatice, önemli olanın yetişkinlerin çocuklar adına konuşmaması ve Mino’nun kendisinin konuşması olduğunu belirtti. Hatice, çocuğun kendi sözleri olduğunu ve bir dış sesin “Hayır diyebilirsin” demediğini,  bir çocuğun “Hayır diyebilirim” dediğini vurguladı. Şarkının çıktığı günden itibaren çok iyi geri dönüşler aldıklarını söyleyen Hatice, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hayır demek bizim toplumsal olarak zorlandığımız bir şey. Şarkıyla birlikte çocuğun hayır demeyi pratik etmesini amaçlarken aynı zamanda bu onun için güçlendirici, eğlenceli bir şey olsun, korkutan bir durum olmasın diye düşündük. Bir çocuk böyle ifade eder mi? Çocuk adına konuşmamak ve bir biçimde yetişkinleri korkutmayan, insanların paniğe sevk ettiren değil, ‘Bunları yaparsam çocuğumu, öğrencimi güçlendirebilirim’ diyebileceği bir içerik oluşturmaya çalıştık. Geri bildirimler de çok buralardan geldi. Çok şefkatli diyenler, kendimizi çok iyi hissettik, gözlerimiz doldu diyenler var. Çok fazla sayıda sınıfta dinlendi, çocukların hemen diline dolandı. Bir okulda çocuklar kendilerine kartlar yapmışlar, şarkıyı söyleyerek dışarı çıkmış. Bu da bize gösteriyor ki bu doğru ihtiyaç.”   Mino’nun Şarkısı’na buradan ulaşılabilir.