HDP’li Deniz Poyraz katliamında ‘medya, polis, yargı’ ittifakı
- 09:05 20 Haziran 2021
- Medya Kritik
Gülistan Azak
HABER MERKEZİ - HDP’li Deniz Poyraz’ı katleden failin “Beni serbest bırakın” sözü “medya, polis, yargı” ittifakını ve olayın deşifresini ortaya koyuyor. “Büyük resmi” görmek istemeyenler toplumu artık “provokasyon” sözleriyle kandıramaz.
Bugün siyasal iktidar karşısında selam duran bir medya var. Havuz medyasının öncüleri Sabah, Akşam, Yeni Akit, Yeni Şafak…
Bu konuda kuşkusu olan var mı? Özellikle meslektaşlarım arasında...Sanmıyorum.
İktidar odaklarının medya karşısındaki gücü ve etkisi çoktan beri genel kabul gören bir durum, dahası vakıa… Bu medyalarda kaleme yabancı kirli eller toplumu yönlendirmek üzere yazar, çizer.
Savaş stratejisi gereği silahlar konuşmadan "psikolojik savaş" başlar. Kamuoyu sırayla sahte bilgilere alıştırılmaya, tehdit ve tehlike altında olduğuna inandırılmaya çalışılır. Peşi sıra ezberlenmiş ‘beka’ söylemleri… Sonrası mı? Patlasın silahlar, dökülsün kanlar…Önceki gün HDP İzmir il binasında yaşananlar gibi.
Planlanan çok sayıda kadını katletmekti
Katledilen kadınların isimlerinin yer aldığı “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” pankartının asıldığı bu binada bir kadın katledildi, Deniz Poyraz.
Olay yerine ait fotoğraflardan ve fail Onur Gencer’in ifadesinden anlaşılıyor ki, planlanan çok sayıda kadını katletmekti. Fail, Deniz Poyraz’ı katlettikten sonra odada asılı bulunan önceki dönem DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in fotoğrafına da ateş ediyor. Kadına olan nefreti o denli büyük ki, silahı bir kadının fotoğrafına dahi yöneltebiliyor! Erkek ve yaratımı olan savaş yine kadını hedef alıyor.
Erkek-devlet ittifakı
Katliam polisinden, medyasına, yargısına kadar uzanan bir ittifak tarafından destekleniyor. Binaya girip olaya müdahale etmesi gereken polis şaşırtmıyor yine. Katliamı gerçekleştirdikten sonra teslim olan faile polisin “İsmin ne abicim?” sorusu ve ardından böğrüne basıp koruması, olay yerini gören kamera kayıtlarının silmesi, erkek-devlet ittifakını bir kez daha ortaya koyuyor, “Kadın cinayetleri politiktir” sözünü doğruluyor.
Bir diğer ittifak bloğu medya da iş başında… Yeni Şafak olay anında “HDP il binasında çıkan çatışmada bir kişi öldü” haber başlığıyla suçun yönünü değiştirmeye, topluma sahte bilgiyi alıştırmaya çalışıyor. Yetmiyor, hemen ardından il binasının önünde aynı program dahilinde kurulan çadırda oturtulan kişi ile röportaj yaparak “Deniz Poyraz katliamının HDP tarafından planlandığı” yönünde mesleki ahlaktan uzak, düzmece bir haber servis ediyor.
İttifaklar zincirinde sıra Yargı’ya geliyor. O da şaşırtmıyor. Kadınları, işçileri, öğrencileri, gazetecileri gözaltında günlerce tutanlar, planlı, projeli bir siyasi katliamın failini 24 saat dolmadan tutuklayarak gözden kaybettiriyor.
Provokasyon yalanı
Failin “Beni serbest bırakın” sözü ise ittifakın malumunu, olayın deşifresini ortaya koyar mahiyette. Bu sözün ortaya koyduğu “büyük resmi “ görmek istemeyenler toplumu artık “provokasyon” sözleriyle kandıramaz.
Sorgusuz sualsiz tutuklanan failin “psikolojim bozuk” sözü ile de önümüzdeki günlerde serbest bırakılacağının alt mesajını oluşturuldu. “Psikolojisi bozuk” ancak ruhsat alırken yöneltilen sorulara tam da istenilen yanıtları verdiğini, yalan söylediğini ifade edebilecek kadar da kendinde! Aklı ile dalga geçilen ülkede suçlulara her zaman bir kılıf uydurulur. Ne de olsa ülke olarak “Cinnet geçiren!” veya “Psikolojisi bozuk!” erkeklerin katliamlarına alıştırıldık.
“Şimdi HDP’liler de…” ile başlayıp süren tartışmaların döndüğü programlar hazır suçu, suçluyu övmeye devam ediyorken, biz en iyisi mi bir an olsun malum kanalları kapatıp vicdanlarımızı dinleyelim… Çünkü bu ülkenin sözde medyasına göre ülkenin tamamına yakını terörist. Çünkü bu ülkenin sözde medyasına göre savaş yolunda her şey mubahtır. Çünkü bu ülkenin sözde medyasına göre her kadın savaş yolunda harcanabilecek en ucuz zafiyettir!