BDP Kadın Meclisi, 28 Nisan 2013’te 10 bin kadının katılımıyla 2’nci Olağan Genel Kongresi’ni gerçekleştirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan kongreye mesaj gönderdi. Abdullah Öcalan mesajında kadının, insan haklarının ve demokratikleşmenin teminatı olduğunu vurguladı.

 

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi 2’nci Olağan Genel Kongresi Ankara’da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye ve bölge kentlerinden 10 bine yakın kadın “Örgütlü kadın, demokratik kurtuluş, özgür yaşam” şiarıyla kongreye katıldı. Kongreye PKK Lideri Abdullah Öcalan da bir mesaj gönderdi. Kürtçe ve Türkçe olarak okunan mesajda Abdullah Öcalan, kadınların barış sürecinde özgürlüğün gücü olacaklarını söyledi. Kadınları iradeleri dışında evliliklere izin vermemeye çağıran Abdullah Öcalan, kadınların barış sürecine aktif katılımının önemini vurguladı. PKK Lideri, kadının insan haklarının ve demokratikleşmenin teminatı olduğunu söylerken 21’inci yüzyılın kadın devrimi olacağını, kadının özgür olmadığı bir halkın da özgür olamayacağının altını çizdi.

 

Tarihte bugün yaşanan kimi gelişmeler şöyle:

 

1913: Teali-i Nisvan Cemiyeti, diğer adıyla “Kadınların Durumunu Yükseltme Derneği” kuruldu.  Dernek, Türkiye’nin kayda geçen ilk feminist örgütü olarak anılıyor. Kadın erkek eşitliğini savunan ve çok eşliliğe karşı çıkan cemiyetin başkanlığını Halide Edip (Adıvar) yapıyordu. Derneğin amacı, kadının çalışma yaşamına ve toplumsal yaşama katılımının sağlanması ve kadınları kısıtlayan geleneklere, eşitsizliğe, eğitimsizliğe karşı mücadele olarak ifade ediliyor, bunlar için bir toplumsal inkılabın gerekliliği savunuluyordu.

 

Bu süreçte kadınların mücadelesi sonucu 1917’de çıkarılan bir kararname ile evlilik yasal bir çerçeveye bağlandı, kadınların boşanma hakkı tanındı. Derneğin bir özelliği de etnik ve dini kimlikler üzerinden üyeliği kısıtlamamasıydı. Üye olmakta aranan tek koşul kadınların haklarını savunma ve yükseltme konusunda duyarlı olmak, bu amaçla çalışmak istemekti.

 

1977: Şişli Abide-i Hürriyet’te otobüs durağında bekleyen Galatasaray Mühendislik Yüksek Okulu 3’üncü sınıf öğrencilerine ülkücülerce bir arabadan açılan yaylım ateşinde vurulan Çiğdem Yıldır hayatını kaybetti, Mehlika Durgun ve Şükran İşler de yaralandı. Okul o gece devrimciler tarafından işgal edildi. Çiğdem için yapılan cenaze töreni ise büyük bir anti-faşist eyleme dönüştü. Cenaze korteji Karaköy-Kadıköy üzerinden slogan ve marşlar eşliğinde Karacaahmet’e yürüdü. Dev-Genç’li üç kadın için Ruhi Su’nun sözlerini yazıp bestelediği “Şişli Meydanı’nda üç kız” türküsü yıllarca devrimcilerin dilinden düşmedi. 

 

1993: Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ms. Foundation for Women (Kadın Vakfı), “Kızlarımızı İşe Götürün” sloganıyla kız çocukları için program başlattı. Araştırmalarda kız çocukların 9-17 yaşlarında özgüvenlerinin azaldığının ortaya çıkması üzerine böyle bir kampanyaya ihtiyaç duyuldu. Kız çocuklar bir gün işyerlerine giderek, hayal gücü, yaratıcılık ve iş yaşamı konusunda teşvik ediliyordu. 1996 yılında, 9 ila 17 yaşları arasındaki 7-10 milyon kız çocuğun güne katıldığı bildirildi. 

 

Kampanyanın adı 2003 yılından sonra "Kızlarımızı ve Oğullarımızı İşe Götürün Günü" olarak değiştirildi. Kampanyanın amacı, “ülke çapındaki kızları ve erkekleri cinsiyet sınırlaması olmadan hayal etmeye teşvik etmek” olarak ifade ediliyor.

 

2009: Antalya Kadın Dayanışma Derneği, belediyenin yaptığı sığınma evi inşaatının deşifre edilmesine tepki gösterdi. Dernek, başta muhtar ve haberi yayınlayan gazeteler olmak üzere tüm sorumluların cezalandırılmasını istedi. Derneğe göre sığınağın adresi "Vatandaşlar dolmuştan inerken 'Sığınma evinde inecek var' diyecek kadar alenileştirilmişti".