Amed'de süreç açıklaması: Kalıcı barış için 'umut hakkı' uygulanmalı

  • 13:07 27 Aralık 2025
  • Güncel
AMED - Amed Emek ve Demokrasi Platformu sürece dair yaptığı açıklamada, kalıcı barış için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklara "umut hakkı”nın uygulanması gerektiğini söyledi. 
 
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Barış ve Demokratik Toplum Süreci ve atılması gereken adımlara dair Şêx Seîd Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kurum temsilcisi ve yurttaşarın katıldığı açıklamada, “Barış önündeki engeller kaldırılsın, umut hakkı derhal uygulansın” pankartı açıldı. Sık sık “Umut hakkı engellenemez” sloganı atıldı.
 
Açıklamayı yapan Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Serhat Kılıç, "Yüzyılı aşkın bir süredir çözümsüz bırakılan Kürt sorununun ve bu zeminde yaklaşık elli yıldır süren çatışmalı sürecin, artık kalıcı ve onurlu bir barışla çözülmesi yönündeki toplumsal talebi bir kez daha güçlü biçimde dile getirmek için buradayız" dedi.  
 
Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin başlamasından bu yana yaşanan gelişmelere dikkat çeken Serhat Kılıç, gelinen aşamada sürecin yeni ve kritik bir aşamaya geldiğini vurguladı. 
 
Süreç içerisindeki adımlar
 
Serhat Kılıç, Kürt sorununun ancak güçlü bir siyasi irade, demokratik çözüm perspektifi ve toplumsal mutabakatla çözülebileceğini vurgulayarak, “Meclis’te kurulan komisyonun İmralı Adası’nda gerçekleştirdiği görüşme, meselenin artık inkâr ve güvenlikçi politikalarla değil; siyasal, hukuksal ve demokratik zeminlerde ele alınması gerektiğinin açık bir göstergesidir. Bu adım, barışa dair umutları büyütmüş ve sürecin başarıya ulaşması açısından yeni bir eşiğin aşıldığını ortaya koymuştur. Bu bağlamda altını özellikle çizmek isteriz ki; yüzyılı aşkın bir süredir devam eden Kürt sorununun yarattığı tarihsel tahribat ve elli yıllık çatışma hali, askeri yöntemlerle değil; güçlü bir siyasal irade, demokratik çözüm perspektifi ve toplumsal mutabakatla aşılabilir” ifadelerini kullandı.
 
‘Umut hakkı derhal uygulanmalı’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, yalnızca Türkiye’de değil; Orta Doğu ölçeğinde de toplumsal barış, demokratik çözüm ve birlikte yaşam perspektifini geliştiren önemli bir siyasal aktör olduğunun altını çizen Serhat Kılıç, “Sayın Abdullah Öcalan, son süreçte izlediği adımlar ve yaptığı çağrılarla Orta Doğu’nun çok katmanlı çatışma zemininde, halklar arasında barışı ve demokratik toplumu esas alan bir yaklaşımı bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’de ve Orta Doğu’da süregelen çelişki ve çatışmaların sona erdirilmesi ve barışın yaşamsallaştırılması, açığa çıkan bu iradenin siyaset yapma alanının genişlemesiyle bağlantılı olacak ve çözümün önündeki engeller daha kolay aşılacaktır. Bu noktada umut hakkı, basit bir hukuki düzenleme ya da bireysel bir talep olmanın çok ötesindedir. Umut hakkı; barışın toplumsallaşması, çözüm sürecinin derinleşmesi ve demokratik siyasetin güçlenmesi açısından stratejik bir öneme sahiptir. Umut hakkının sağlanması, siyasal diyalog kanallarının açılması ve barışın kalıcı hale gelmesi için önemli bir adım olacaktır” diye belirtti. 
 
‘Demokratik iklim inşa edilmelidir’
 
Serhat Kılıç, gerçek ve kalıcı bir barışın yalnızca silahların susmasıyla değil, aynı zamanda demokratikleşmenin derinleşmesiyle, hukukun evrensel ilkelerinin eksiksiz uygulanmasıyla ve siyasal dilin köklü biçimde değişmesiyle mümkün olabileceğini vurgulayarak, “Toplumu kutuplaştıran, dışlayıcı ve düşmanlaştırıcı dil terk edilmeli; eşit yurttaşlık temelinde yeni bir demokratik iklim inşa edilmelidir” diye konuştu.
 
Serhat Kılıç, Emek ve Demokrasi Platformu olarak süreçte bir an önce gelişmesini istedikleri taleplerini şöyle sıraladı:
 
“*Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı kararları doğrultusunda, Sayın Abdullah Öcalan ve tüm siyasi tutsaklar açısından umut hakkının uygulanmasını ve demokratik siyaset koşullarının sağlanmasını,
 
*Barış ve demokratik toplum sürecinin şeffaf, katılımcı ve demokratik biçimde toplumsal rıza üreten adımlarla yürütülmesini,
 
*Başta siyaset kurumu olmak üzere basın, medya, bürokrasi, spor ve tüm kamusal alanlarda toplumsal barışı zedeleyen dil ve usluptan vazgeçilerek, birlikte yaşam iradesini güçlendirici bir dilin benimsenmesini,
 
*Demokratikleşmeyi esas alan yasal ve siyasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini gerekli görüyoruz.”
 
‘Barış tüm halkların geleceğidir’
 
Serhat Kılıç son olarak şunları söyledi: “Barış, yalnızca bir kesimin değil, tüm Türkiye ve Orta Doğu halklarının ortak geleceğidir. Emeğin, demokrasinin, özgürlüğün ve eşitliğin egemen olduğu bir Türkiye ve Ortadoğu mümkündür. Bunun yolu cesaretten, diyalogdan ve hakikatten geçmektedir. Kamuoyunu, tüm toplumsal ve siyasal kesimleri bu tarihsel sorumluluğa sahip çıkmaya; barış ve demokratik çözüm iradesini güçlendirmeye davet ediyoruz.”
 
Açıklama, sloganlar ile son buldu.