‘Halk önderimiz diyorsa iktidarın da tek muhatabı İmralı olmalı’
- 09:03 13 Eylül 2024
- Güncel
COLEMÊRG - İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ve cezaevlerinde ağır hasta tutsakların durumuna ilişkin konuşan İHD Colemêrg Eşbaşkanı Sibel Çapraz, “Eğer halk bugün bizim önderimiz Abdullah Öcalan diyorsa, iktidarın da tek muhatabı İmralı olmalıdır. Adalet Bakanını kendi görevini yapmaya çağırıyoruz” dedi.
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana uygulanan mutlak tecrit devam ederken, 41 aydır kendisinden hiçbir haber alınamıyor. İmralı'da başlayan tecrit Türkiye ve Kurdistan cezaevlerine de sirayet ederken, siyasi tutsaklara yönelik hak ihlallerine de her gün bir yenisi ekleniyor. En temel haklarına dahi erişemeyen tutsaklar, her türlü şiddete maruz kalırken, koşulları da giderek ağırlaşıyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şube Eşbaşkanı Sibel Çapraz, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride ve hasta tutsakların durumuna ilişkin değerlendirmede bulundu.
‘İmralı'daki tecrit son bulursa toplum üzerindeki tecrit de son bulur’
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklar üzerinde devam eden tecridi Kürt meselesiyle ayrı tutmadıklarını aktaran Sibel, Tecridin tüm Kurdistan halklarına yansıdığını söyledi. Sibel, “Bütün sokaklarda, eylemlerde halkların tek bir sloganı var, bu da 'barış' sloganıdır. Barış sloganını bir halk olarak dillendiriyorsak, devletin de bunu görmezden gelmemesi gerekiyor. Eğer halk bugün 'bizim önderimiz Abdullah Öcalan' diyorsa iktidarın da tek muhatabı İmralı olmalıdır. Eğer İmralı'daki tecrit çözülürse toplumun üzerindeki tecrit de çözülür. İmralı’dan tutun Hakkari’ye kadar bir tecrit söz konusu. Eğer Türkiye’deki barış ortamının sağlanması isteniyorsa, bunu İmralı'da başlatmalılar. Topyekün Kürt halkının barış taleplerini ciddiye almalıdır” sözlerini kullandı.
‘80 yaşındaki insanlar devletin bütünlüğünü nasıl bozabilir?’
Türkiye cezaevlerinde 600’ü ağır olmak üzere bin 600’e yakın hasta tutsağın olduğunu belirten Sibel, son süreçte iktidarın hasta tutsaklar üzerindeki politikalarının vicdani olmayan tavırlarla sürdüğünü dile getirdi. Sibel, “Cezaevlerinde özellikle yaşlı hasta mahpusların tutuklu bulunması oldukça dikkat çekici. Abdulkadir Kuday, Hanife Arslan, Süleyman Sabri Mavi ve ismini sayamadığım birçok tutsak cezaevlerinde tutuluyor. Devletin özellikle ileri yaş mahpusların üzerindeki akla ve mantığa sığmayan politikaları var. 75-80 yaş arası insanlar devletin bütünlüğünü bozacak nasıl bir eylemde bulunabilir? İnsanın aklı artık almıyor. Devletin bu infaz politikalarını ayrım yapmaksızın siyasi-politik mahpuslar üzerinde de yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Hasta tutsaklar tahliye edilmeli’
Adli tutuklulara her türlü müsamaha sağlandığını söyleyen Sibel, söz konusu siyasi tutsaklar olunca sağlık sorunları başta olmak üzere hiçbir sorunlarının çözülmediğini belirtti. Sibel, “Adli mahpuslara denetim serbestliği verilirken politik tutsaklara devlet hiçbir taviz vermiyor. Ailelerin de bu yönlü başvuruları var bizlere. Hasta mahpuslar Türkiye’de kanayan bir yaradır, Türkiye'nin aynasıdır. Adalet Bakanı bir an önce adli veya politik ayrımı yapmadan bütün hasta mahpusları amasız fakatsız tahliye etmeli” dedi.
‘Adalet Bakanını görevini yapmaya çağırıyoruz’
Kürt halkının yıllardır barış talep ettiklerini söyleyen Sibel, Kürt halkının iradeleri olarak gösterdikleri PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin kaldırılmasını yıllardır dile getirdiklerini belirtti. Sibel, “Adalet Bakanı Türkiye Anayasasında ya da İnfaz Kanunlarında belirli olan maddeleri uygulamalı. Her cezaevi kendi kafasına göre yönetmeyi bırakmalı ve hasta tutsakların üzerindeki dayatma ile baskılara son vermeli. Adalet Bakanını kendi görevini yapmaya çağırıyoruz” diye konuştu.