Konferansın ardından: Jineoloji dünyayı aydınlatacak
- 09:01 21 Ocak 2023
- Güncel
AMED - Gerçekleştirdikleri 1’inci Jineoloji Konferansı’na dair konuşan Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Zahîde Memo, “Burada dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla birlikte örgütlenmeye çalışıyoruz. Jineoloji bilimi dünyayı aydınlatacak” mesajı verdi.
Jineoloji Araştırma Merkezi, 10 Ocak’ta Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu’nda bulunan Serdem Kampı’nda 1’inci Bilim Konferansı’nı gerçekleştirdi. “Sakine ve Evîn’in mücadelesinden Jîna, Zeynep ve Nagihan’ın mücadelesine kadar jin jiyan azadî” şiarıyla gerçekleştirilen konferansa, Efrîn, Şehba ve Halep’ten 200 delege katıldı. Konferansın tarihi bir dönemde yapıldığına dikkat çeken Efrîn-Şehba Jîneoloji Araştırma Merkezi üyesi Zahîde Memo, konferansı değerlendirdi.
Özgürlüğün önündeki engeller tartışıldı
Jineoloji Araştırma Merkezi’nin ilk olarak Şehba ve Efrîn’de açılması nedeniyle konferansı da Şehba’da gerçekleştirdiklerini söyleyen Zahîde, “İkinci sebep ise zor ve yoğun bir süreçten geçtiğimiz biliniyor. Savaş sonucunda göç gerçekleşti. İşgal nedeniyle göç etmek zorunda kalan Efrînli kadınlar Şehba'da bir araya geldi. Kadınları saldırılara karşı örgütlemeye çalışıyoruz. Bu sayede kendi gücümüzü inşa edeceğiz. Şehba'nın da bunun için stratejik bir yeri vardı. Şehba'dan önce Halep'te konferans düzenlendi ama buradaki kadınların da aynı konferansa ihtiyacı vardı. İnanç, irade ve güç açısından kendimiz için bir araya geldik. Toplumun iç sorunlarını da tartışıyoruz. Özgürlüğümüzü engelleyen konuları birlikte tartışıyoruz. Bu, demokratik bir toplum inşa etmenin temelidir. Hala bombardıman ve işgal altında olan bir şehirde ortaya koyulan kadın örgütlenmesi bizim açımızdan çok değerli. Var olduğumuzu ve her zaman var olacağımızı söylüyoruz. Paradigmamızı bu şekilde koruyabilir ve inşa edebiliriz” dedi.
‘Sözümüzü yineledik’
Zahîde, konferansın tarihi bir zamanda gerçekleştiğini belirterek, Türkiye'nin ve hegemonik güçlerin son 10 yılda gerçekleştirdiği iki Paris Katliamı’nı hatırlattı. Her katliamda yaşamını yitirenlerin mücadelesini daha da büyütmek gerektiğini gördüklerini kaydeden Zahîde, bu nedenle son yılların hem saldırılar hem de kadın isyanı açısından önemli süreçler olduğuna işaret etti. Zahîde, “Doğu Kürdistan'da Jîna Emînî, Güney’de Nagihan Akarsel, Paris'te Evîn Goyî ve diğer her yerde özellikle Kürt kadınlar hedef alındı. Hayalleri ve hedefleri özgürlük olan bu kadınlar için kadın ideolojisinin kurduğu özgür demokratik bir toplum inşa etme davası için ayağa kalkma sözümüzü yeniledik. Konferans aynı zamanda bağımsızlığa ve vaadimizi yenilemeye yönelik bir adımdı. Öfkemiz büyüdü ve öfkemizi direnişe dönüştürmek için birbirimizden güç, moral aldık” değerlendirmelerinde bulundu.
‘Konferansa her kesimden kadın katıldı'
Zahîde, çalışmalarının Şehba'da yoğun bir şekilde yürütüldüğüne değinerek, “Kongra Star, mahalle ve ilçe örgütlerinden, mevcut ideolojik, kültür, iletişim kurumlarından, özellikle Hîlala Zêrîn Hareketi’nden, aydınlardan ve diğer kesimlerden kadınlarla güçlü bir örgütlenmeye sahip. Tüm bu kadınlar konferansa delege olarak katıldı. Sadece çalışanlarla sınırlı kalmadık. Her kesimden kadınlar katıldı ve görüşlerini paylaştı. Konferansa yaklaşık 200 kadın katıldı. Bu rakamla büyük bir moral yakalandığını söyleyebiliriz. Konferansta özgür yaşamın ve özgür toplumun önemi vurgulandı” sözlerini kullandı.
‘Her tartışmada önemli sonuçlar elde edildi'
Zahîde, konferansta öne çıkan başlıkları şu şekilde paylaştı: "Öncelikle konferansa Önder Apo'nun ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi ve bakış açılarıyla başladık. Yoldaşımız Nagihan Akarsel'in konuşmalarıyla ilgili bir sinevizyon yapıldı. Efrîn ve Şehba Jineoloji Merkezi'nin görüşleri alındı. Bunlardan sonra Şehba'lı genç kadınları tarafından bir kutlama düzenlendi. Konferansta yine atölye çalışması çocuğa yönelik şiddet, dijital medya şiddeti, ekonomik şiddet ve toplumsal cinsiyet gibi konulara odaklanıldı. Atölye, Koma Şehîd Hîva ya Tevgera Hilala Zêrîn’in ezgileri ile sona erdi. Konferansa başlamadan önce tüm bölümlerle ilgili grup çalışmaları yapıldı. Tüm çalışmalar sonucunda farklı görüşler ortaya çıktı. Her türlü şiddete karşı etkili görüşler paylaşıldı. Özellikle her tartışma sonucunda bir çözümün ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Çocuklar ve kadınlar için ne kadar proje oluşturabiliriz, ne kadar çocuk grupları oluşturabiliriz konuları değerlendirildi. Her konuda benzer şekilde tartışmalar yaptık ve önemli bir yol aldık.”
‘Erkekler için de eğitim veriliyor’
Jineoloji Araştırma Merkezi’nin çalışmalarına dikkat çekerken, merkezin aynı zamanda bir eğitim yeri olarak da bilindiğini kaydeden Zahîde, "Jineoloji eğitimleri sayesinde toplumun tüm kesimlerine ulaşıyoruz. Son iki yılda çok önemli adımlar attık. Demokratik toplum bilincinin gelişimi için adım atılmıştır. Merkezi düzeyde üç komite örgütlendi. Öncelikle erkekler için eğitim projeleri geliştirildi ve bu hala devam ediyor. Bunu güçlendirmek için tartışmalar da yapıldı. Toplum içinde denge ve istikrarın korunması için eğitim verilmekte. Çocukların, kadınların ve tüm toplumun hakları değerlendiriliyor. Bunların bir temeli atıldı ve bugün bunu ilerletmek istiyoruz. Aileler aracılığıyla bunu başarmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Sınırları aşmak istiyoruz’
Zahîde, konuşmasının devamında Berlin’de gerçekleştirilen kadın konferansını hatırlattı. “Rojavalı kadınlar olarak sadece kendi sınırlarımızda kalmak istemiyoruz, sınırları aşmak istiyoruz” diyen Zahîde, çalışmalarının hem Kurdistan ve Ortadoğu’ya hem de Avrupa’ya yayıldığının altını çizdi. Bilime ve örgütlemeye önem verdiklerini söyleyen Zahîde, “Bu yüzden birçok yabancı kadının gidiş gelişi oluyor. Birçok ülke, kadın devriminin ne olduğunu, kendini nasıl örgütlediğini, jineolojinin veya kadınların ve yaşamın kendilerini nasıl örgütlediğini öğrenmek istiyor. Bu, kadınların örgütlenmesine ve geniş bir ağa yol açabilir. Burada dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla birlikte örgütlenmeye çalışıyoruz. Kendimizi ne kadar çok örgütlersek, kazanımlarımızı da o kadar çok dünyaya yaymış olacağız. Jineoloji dünyayı aydınlatacak” dedi.