Farklı yaşamlar aynı sözde buluşuyor: Özgürlük (5) 2025-11-05 09:01:21   Sosyolog Kader Aran: Kadına yönelik şiddet toplumsal bir yaradır   Büşra Turan   MÛŞ – 25 Kasım’a yaklaşırken kadınlar, artan erkek-devlet şiddetine karşı öz savunma bilincini büyütüyor. Sosyolog Kader Aran Mavigöz, kadına yönelik şiddetin bireysel değil, toplumsal bir yara olduğunu belirterek, çözümün cezalandırmadan öte eşitlikçi ve eğitici politikalarda olduğunu vurguladı.   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, kadınlar yaşamlarının her alanında artan erkek-devlet şiddetine karşı öz savunma bilincini büyütüyor. Kadına yönelik şiddetin bireysel bir mesele değil, toplumsal, kültürel ve politik kökenleri olan yapısal bir sorun olduğu her geçen gün daha fazla görünür hale geliyor. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetin giderek arttığı bu dönemde, kadınlar hem yaşamlarını savunuyor hem de adalet mücadelesini her alanda sürdürüyor.   Dosyamızın bu bölümünde Mûş’ta yaşayan Sosyolog Kader Aran Mavigöz’ün değerlendirmelerine yer veriyoruz.    ‘Kadına yönelik şiddet toplumsal bir yaradır’   Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ifade eden Kader Aran Mavigöz, çözümün sadece cezalandırmayla sınırlı olamayacağını belirtti. Kader Aran Mavigöz, “Kadına yönelik şiddet bireysel bir sorun değil, toplumsal bir yaradır. Bunun kökeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayanmaktadır. Toplumsal eşitsizlik ortadan kalkmadıkça bir çözüm ne yazık ki mümkün değil. Sadece cezalandırmak yetmez, eğitici politikaların da üretilmesi gerekiyor. Bu da eğitimle başlar. Küçük yaşlarda şiddetsiz diyalog ve empati eğitimi verilirse, şiddetsiz bir yaşamın önünü bir nebze de olsa açabiliriz” dedi.   ‘İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması şiddet döngüsüne neden oluyor’   Kadına yönelik şiddette yasal uygulamalardaki eksikliklere dikkat çeken Kader Aran Mavigöz, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaptı. Kader Aran Mavigöz, “Yasalar teoride çok güçlü fakat uygulamada sıkıntılı. Koruma kararlarının zamanında alınmaması ve faillerin cezalandırılmaması, bu konuda yeterli ve güçlü adımların atılmaması şiddetin ortadan kaldırılmasına engel oluyor maalesef. İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelerin uygulamadan kaldırılması ya da uygulanmaması, kadınların güvende olmamasına ve şiddet döngüsünün bitmemesine neden oluyor” şeklinde konuştu.   ‘Şiddetsiz bir toplumun oluşmasına katkı sağlanabilir’   Kadın dayanışmasının önemine değinen Kader Aran Mavigöz, kadınların toplumsal yaşamın her alanında aktif rol alması gerektiğini dile getirerek, “STK’larla, kadın kurumlarıyla, mahalle meclisleriyle kadınlar bu alanlarda birbirine güç veriyor ve destek oluyor. Bu dayanışma devam etmeli. Kadınların öncülüğünde kurulacak bir toplum empatiye, barışa ve diyaloğa hizmet eder. Kadınların siyasette, ekonomide ve tüm toplumsal kurumlarda aktif rol almasıyla mümkündür. Bu da daha yaşanılabilir bir toplum için atılacak adımları mümkün kılar. Biz kadınlar birbirimize güç katarsak, toplumda bu güçle birlikte şiddetsiz bir toplumun oluşmasına katkıda bulunabiliriz” sözlerine yer verdi.   Yarın: Kadın dayanışması erkek egemenliği sarsıyor