Kayıp yakınları Ermeni Soykırımı’nda katledilenleri andı

  • 14:22 26 Nisan 2025
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları, dört kentte gerçekleştirdikleri eylemde, Ermeni Soykırımı'nda katledilenleri andı. 
 
İnsan Hakları Derneği ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla Amed, Colemêrg’in Gever ilçesi, Êlih ve İzmir’de bu hafta da eylemlerine devam etti. 
 
Amed
 
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 846’ncı haftasında 24 Nisan 1915’te gözaltına alınarak kaybedilen Ermeni yazar Taniel Varujan'ı andı. Amed'in Rezan ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eyleme, çok sayıda kurum ve kuruluş katıldı. Burada gözaltında kaybettirilen ve katledilenlerin fotoğrafları taşındı.
 
Bu hafta hikayeyi İHD Amed Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Ali Fırat okudu.
 
174 kişi katledildi
 
Ali Fırat, ilk olarak 24 Nisan 1915 tarihinde 2 bin 234 kişinin "Bir saat içinde geri döneceksin" denilerek gözaltına alındığını söyledi. Ali Fırat, devamında gelişen olaylar için şunları ifade etti: "Gözaltına alınan bu insanların çoğu Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi. İçlerinde milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı ve siyasetçi vardı. Gözaltına alınanlar önce karakollara, sonra Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ne götürüldü. Bir gün sonra kendilerine hiçbir bilgi verilmeden Haydarpaşa’dan özel bir trenle Ankara’ya sevk edildi. 158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a götürüldü. Gözetim altında bulunan bu insanlardan 174'ü jandarma ve polis gözetimindeyken ıssız vadi ve ormanlarda vahşice öldürüldü. Bedenleri açıkta bırakıldı. Bir mezar taşları bile olmadı. Resmi kayıtlarda ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı."
 
Taniel Varujan kimdir?
 
Gözaltına alınanlardan birinin de Taniel Varujan olduğunu belirten Ali Fırat şunları söyledi: "24 Nisan’da aydınların hedef alınması, Ermeni toplumunun sesini kesme ve bu toprakları Ermenisizleştirme operasyonunun başlangıcı olması yanında, bu topraklarda toplu kaybetme tarihinin de başlangıcı oldu. 24 Nisan’da İstanbul’da gözaltına alınanlardan biri de Taniel Varujan’dı. Taniel Varujan, 20 Nisan 1884 tarihinde Sivas’a bağlı Pırkınik köyünde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a geldi. Çok parlak bir öğrenci olan Varujan, eğitim için Venedik’e gönderildi. 1905 yılında Venedik’teki okulundan mezun oldu ve üniversite eğitimi için Belçika’ya gitti. Gent Üniversitesi’nde edebiyat, sosyoloji ve ekonomi eğitimi gördü. Belçika’da sosyalist düşünce ile tanıştı ve bu düşüncenin savunucusu oldu. 1909 yılında üniversiteden mezun olunca İstanbul’a geldi. Kısa süre içinde edebiyat çevresinde tanınan biri oldu."
 
'Ermeni tutsakların yanına götürüleceği söylendi'
 
Taniel Varujan'ın kaybettirilme sürecine değinen Ali Fırat şöyle konuştu:  "31 yaşında ve üç çocuk babası Taniel Varujan, 24 Nisan 1915 gecesi Pangaltı Nalbant Sokak’ta bulunan Karavela Apartmanındaki evinden gözaltına alındı. 25 Nisan 1915'te Çankırı’ya sevk edilenlerin arasında o da vardı. 26 Ağustos 1915 tarihinde Taniel Varujan, dört arkadaşı ile birlikte Ayaş'ta hapishanede tutulan diğer Ermeni aydınların yanına götürülecekleri söylenerek, polis ve asker gözetiminde bir konvoyla Çankırı’dan yola çıkarıldı."
 
'Geçmişle yüzleşmek, geleceği inşa etmenin adımıdır'
 
Geçmişle yüzleşilmesi gerektiğini vurgulayan Ali Fırat  şu ifadeleri kullandı: "Ankara’nın Kalecik ilçesine bağlı Tüney Köyü yakınlarına ulaşan konvoya önceden organize edilmiş bir çete saldırdı. Onları korumakla görevli jandarma ve polis saldırıyı seyretmekle yetindi. Taniel Varujan ve dört arkadaşı vahşice öldürüldü. Ermeni halkının yaşadığı büyük acıyı, soykırımı tanıyor ve anıyoruz. Geçmişle yüzleşmek, geleceği inşa etmenin ilk adımıdır. Bu nedenle tanı, af dile, tazmin et."
 
Açıklama, 1 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.
 
 
Êlih
 
İHD Êlih Şubesi ve kayıp yakınları da eylemlerinin 682’nci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı ile kayıpların fotoğraflarının açıldığı eylemde, 4 Nisan 1995 yılında gözaltında kaybettirilen Ali İhsan Dağlı’nın akıbeti soruldu.  Ali İhsan Dağlı’nın kaybettirilmesi hikâyesini İHD Êlih Şube Yöneticisi Rezan Baytar okudu. 
 
Ali İhsan Dağlı’nın kaybettirilme hikâyesi şöyle:
 
"Ali İhsan Dağlı, eşi ve çocukları ile birlikte Amed’in Silvan ilçesine bağlı Eşme Köyü'nde ikamet eder. 14 Nisan 1995 yılında köyde güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyon sonrası çatışma çıkar. Çatışma sonrası Ali İhsan Dağlı, evinin yakınlarında gözaltına alınır. Köy muhtarı Mehmet Şirin Kılıç, gözaltına alınan Dağlı’nın köyden götürüldüğüne ve sol elinden yaralandığına şahit olur. Köy muhtarının aktardıklarına göre; Dağlı önce Hişkamergê köyüne götürülür. Yarım saat burada bekletildikten sonra bir helikoptere bindirilerek Silvan Jandarma Komutanlığı'na götürülür. Ali İhsan Dağlı’nın köyden çıkarılırken kurşun yarasından dolayı gömleğinin kanlı olduğuna şahit olunur. Köy halkının gözü önünde gözaltına alınan Dağlı’dan bir daha haber alınmadı.
 
Gözaltında fotoğrafı ortaya çıktı
 
24 Nisan 1995 yılında babası Mehmet Dağlı tarafından DGM savcılığına yapılan başvuru sonrası, aileye ‘Ali İhsan Dağlı adlı bir şahsın gözaltına alınmadığı’ söylenir. Yine 1995 yılında Evrensel gazetesinin 11 Ekim tarihli haberine göre, ailenin İHD’ye başvurmasından dolayı köy, güvenlik güçleri tarafından basılır ve aile askerler tarafından şiddete maruz kalır. Bu baskılar, Ali İhsan Dağlı’nın kaybedilmesinden sonra sürekli olarak devam eder. 11 Ekim 1995 yılında Evrensel gazetesinin "İşte Kayıp" başlıklı haberi ile Ali İhsan Dağlı’nın gözaltında çekilmiş fotoğrafı yayımlanarak gözaltına alındığı belgelenir. Söz konusu fotoğrafta Ali İhsan Dağlı’nın elinin sarılı vaziyette olduğu görülür. Ailesi, çekilmiş bu fotoğraf dışında Ali İhsan Dağlı’ya ilişkin başka bir somut bilgiye ulaşamaz. 16 Ekim 1995 tarihinde bu fotoğraf, şubemize gelen ailesi tarafından teşhis edilir.”
 
Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.
 
 
Colemêrg 
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 172’nci haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme çok sayıda kişi katıldı. Bu haftaki eylemde, 25 Nisan 2000 tarihinde katledilen Welat, İsmail ve Sibel Şedal için adalet istendi.
 
Çocukların akıbeti soruldu 
 
Hikâyeyi okuyan İHD üyesi Ozan Akbaş şöyle dedi: “25 Nisan 2000’de gece boyu süren mahalle ablukasında fiili bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Ertesi sabah ablukanın kalkması ile mahalle sakinleri ihtiyaçlarını giderebilmek için evlerinden çıkmaya başladı. 26 Nisan günü evden dışarı çıkan Sibel ve Welat kardeşleri ve kuzenleri, bölge polis kontrol noktasının hemen yanı başında oyun oynamaya başladı. Saat 13.00 sularında oyun oynayan Sibel, Azat, Fırat ve kuzenleri olan Welat ile İsmail, oyun oynadıkları alandan mahalleye doğru yürümeye başladı ve akabinde bir patlama sesi geldi. İsmail ve Welat Şedal olay yerinde, Sibel Şedal ise kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti.”
 
Ambulansın olay yerine girişine 2 saat boyunca izin verilmediğini söyleyen Ozan Akbaş, şöyle devam etti: “Ağır yaralı çocuklar ambulansın engellenmesiyle bir pikap aracın kasasına konularak hastaneye götürüldü. 1 gün sonra cenazeler ailelere teslim edildi. Sibel Şedal, Welat Şedal ve İsmail Şedal Yüksekova'da defnedildi. Dönemin valisi aile ile iletişim kurarak çocukların henüz küçük olduğu gerekçesiyle şikâyetçi olmamaları konusunda ailelere bildirimde bulundu. Şedal ailesinin ısrarlı hak arama mücadelesi, Yüksekova savcılığının vermiş olduğu 'kovuşturmaya yer olmadığına' dair kararla sekteye uğratıldı. Bombanın türü, menşei, zimmet durumu ve hangi kolluk görevlisine ait olduğu hiçbir zaman açıklanmadı. Yapılan tüm başvurular reddedildi. Yargı erki, çocukların yaşam haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle tazminat yoluna gitti. Sibel, Welat ve İsmail Şedal’ın akıbeti yargı eli ile faili meçhul bırakıldı."
 
 
İzmir 
 
İHD İzmir Şubesi, iki haftada bir gerçekleştirdiği kayıp eylemini bu hafta da sürdürdü. Konak eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, "Kayıplar vicdandır, sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları açıldı. Bu hafta, 24 Nisan 1915'te yapılan Ermeni Soykırımı'na dikkat çekildi. 
 
Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner Canlı, Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmediğine işaret ederek, inkâr edilen suçun devam ettiğini ve yeni insanlık suçlarına zemin hazırladığını ifade etti. Canlı, Ermeni halkına yönelik işlenen insanlık suçuyla yüzleşme çağrısı yaptı.
 
Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.