HDK ve DEM Parti’den 1 Mayıs deklarasyonu
- 12:02 25 Nisan 2025
- Güncel
İSTANBUL - HDK ile DEM Parti “Emeğin Özgürlüğü ve Demokratik Toplum İçin 1 Mayıs’a 1 Mayıs’a” şiarıyla 1 Mayıs İşçi Bayramı'na dair yaptığı açıklamada, “Ezilen kadınlar, gençler, işsizler, güvencesizliğe, sömürüye, savaşa artık yeter demek için, 1 Mayıs’ta Kadıköy’de olacağız” denildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Meclisi ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) “Emeğin Özgürlüğü ve Demokratik Toplum İçin 1 Mayıs’a!” şiarıyla İstanbul İl Örgütü 1 Mayıs İşçi Bayramı'na ilişkin açıklama yaptı. Beyoğlu’nda bulunan DEM Parti İstanbul İl Örgütü binasında gerçekleşen açıklamaya DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanları Arife Çınar ile Çınar Altan’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona “Emeğin Özgürlüğü ve Demokratik Toplum İçin 1 Mayıs’a” pankartı asıldı. Açıklamayı DEM Parti İstanbul Emek Komisyonu’ndan Seyfettin Gülengül, okudu.
İlk olarak söz alan DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Arife Çınar, “1 Mayıs hepimiz için direniş bayramıdır. Türkiye’de kadının emeği derinlikli bir şekilde yaşadığını biliyoruz. Türkiye’de derinleşen işsizliğe, yoksulluğa, sömürüye dur demek için 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda Kadıköy’de olacağız” diye ifade etti.
Sistematik gasp
İktidarın uyguladığı politikalardan kaynaklı Türkiye halkının derin bir yoksullukla karşı karşıya kaldığını söyleyen Seyfettin Gülengül, işçi emekçilerin bu yılda 1 Mayıs’ı işsizlik, yoksulluk ve güvencesiz koşullarda karşıladığını belirtti. Seyfettin Gülengül, “Türkiye’de 1 Mayıs’a; işsizliğin, yoksulluğun ve hayat pahalılığının derinleştiği, milyonların güvencesiz koşullarda çalıştırıldığı, alım gücünün ağır vergilerle ve yüksek enflasyonla yok edildiği bir dönemde giriyoruz. Emekçiler açısından yoksulluk artık sistematik bir gaspa dönüşmüş durumda. İktidarın uyguladığı ekonomi politikaları; asgari ücretin açlık sınırının altına itilmesi, tüm ücretlerin eşitlenmesi, emeklilerin sefalete mahkûm edilmesi, genç işsizliği ve kadın yoksulluğunun tavan yapmasıyla birlikte toplumu derin bir ekonomik buhrana sürüklüyor. Bu politikalar, yoksul halkların boğazındaki eli daha da sıkmaya devam ediyor” dedi.
‘Talepler 1 Mayıs alanlarına taşınmalı’
İktidarın tüm saldırıları karşısında toplumun direncinin büyüdüğünü ifade den Seyfettin Gülengül, aynı zaman da kadınlarında mücadelesinin giderek büyüdüğünü aktardı. “Kadınların isyanı dinmiyor” sözlerini dile getiren Seyfettin Gülengül, “8 Mart’ta bir kez daha cesaret, coşku ve kitlesellikle alanları dolduran kadınlar, değişimin öncüsü oldu. Kürt halkı ve demokrasi güçleri ise, 2025 Newrozu’nda Türkiye’nin dört bir yanında tecride, çözümsüzlüğe ve savaşa karşı görkemli bir duruş sergiledi. Bu kararlılık, 1 Mayıs alanlarına taşınmalı, meydanlarda büyütülmelidir. Açlık, işsizlik, barış ve özgürlük taleplerimizi 1 Mayıs meydanlarında yan yana getirme zamanıdır. Tüm çalışmalarımızı bu irade ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Emek ve demokrasi güçleriyle buluşarak alanlara akacağız. 2025 1 Mayıs’ı, siyasal ve toplumsal gelişmelerin hızlandığı bu dönemde daha da anlam kazanmıştır. Yakın dönemde iki önemli gelişme ön plana çıkıyor: Birincisi, 19 Mart’tan bu yana büyüyen toplumsal öfke ve özellikle genç kuşaklarda artan iktidar karşıtı tepki” şeklinde konuştu.
‘Demokratik Toplum’ vurgusu
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde kamuoyuyla paylaştığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını anımsatan Seyfettin Gülengül, “Bu çağrı, yeni bir toplumsal ve siyasal sürecin başlangıcıdır. Sayın Öcalan’ın ‘Her kesimin kendisini esas aldığı sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmalar ancak demokratik toplumun ve siyasal alanın varlığıyla mümkündür’ sözü, işçi sınıfı ve emekçilere büyük sorumluluklar yüklemektedir. Aynı zamanda bu süreç, yeni olanaklara da işaret etmektedir. 1 Mayıs’a kitlesel katılım için İstanbul’un dört bir yanında çalışmalar sürüyor. Mahallelerde, fabrikalarda, ilçelerimizde örgütleniyoruz. 1 Mayıs öncesinde 3 bölgede forumlar düzenleyeceğiz” diye belirtti.
Barış ve toplumun demokratikleşmesine ilişkin mücadele hatları ile talepleri şu şekilde sıralandı:
“* Kaynakların savaşa değil, emekçilerin yararına kullanılmasını sağlayacaktır.
* Ekmeğimizi büyütecek, yoksulluğun değil paylaşımın önünü açacaktır.
* Örgütlenme özgürlüğünü güçlendirecek, demokrasiye alan açacaktır.
* Hak aramanın, itirazın ve mücadelenin önündeki engelleri kaldıracaktır.”
1 Mayıs’ta Kadıköy’de olacağız
Taleplerin ardından son olarak şunlar belirtildi: “Bu nedenle barış ve demokratikleşme sürecinin emekçiler açısından da umut ve kazanım dolu bir süreci beraberinde getireceğine inanıyoruz. Biz bu antidemokratik düzene, bu sömürü sistemine itiraz ediyoruz! Biliyoruz ki adil, barışçıl ve demokratik bir toplum ancak enternasyonal bir dayanışmayla, halkların ortak mücadelesiyle mümkündür. Ezilenler, kadınlar, gençler, işsizler, mülksüzler ve mülteciler olarak 1 Mayıs meydanlarında umutlarımızı ve gücümüzü yeniden büyüteceğiz. İşimize ve aşımıza sahip çıkmak için, İş cinayetlerine, güvencesizliğe, sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ölümlere ve savaş politikalarına artık yeter demek için, erkek egemen zihniyetin kadın emeğini sömürmesine, eşitsizliklere karşı haykırmak için 1 Mayıs’ta Kadıköy’de olacağız.”
Basın metninin okunması ardından açıklama sona erdi.