Neslihan Kardaş

 

QERS- DEM Parti Milletvekili Nejla Demir, iktidarın kayyım politikalarının halkın iradesini gasp etmeye yönelik olduğunu belirterek, kayyımların en çok kadın kazanımlarına saldırdığına dikkat çekti. Kadın özgürlük mücadelesinin toplumsal uyanışta belirleyici rol oynadığını vurgulayan Demir, "Gençler ve kadınlar bilinçlendikçe, iktidarın koltuğu sarsılıyor" dedi.

 

İktidarın üç dönemdir belediyelere yönelik sürdürdüğü kayyım uygulaması, bu dönemde de hız kesmeden devam ediyor. Son olarak, 15 Şubat’ta Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanırken, hemen ardından 20 Şubat’ta görülen davasında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Qers’in (Kars) Qaxizman (Kağızman) Belediye Eşbaşkanı Mehmet Alkan’ın yerine de kayyım atandı.

Kayyım atamalarına ilişkin, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî (Ağrı) Milletvekili Nejla Demir değerlendirmelerde bulundu.

 

‘Kayyımın tarihte de örnekleri var’

 

Kayyım politikalarının Kürt coğrafyasında yoğun bir şekilde devreye sokulmasının, halkın iradesini ve kazanımlarını gasp etmeye yönelik bir girişim olduğunu belirten Nejla Demir, “Aynı zamanda haince bir girişim. Evet, üç dönemdir Kürdistan’da bu politikaları yoğun bir şekilde uyguluyorlar ama bunun çok daha öncesine dayanan örnekleri de var. Kayyımın tarihte de örnekleri bulunuyor” dedi.

 

‘Kayyımın ilk saldırdığı şey kadın kazanımları olmuştu’

 

Ülkede bir Süleyman Soylu dönemi yaşandığını belirten Nejla Demir, Süleyman Soylu’nun Kürtler üzerinde yoğun planları olduğunu ve hak gaspına yönelik girişimlerde bulunduğunu dile getirdi. Nejla Demir, “Kendisinin de bununla ilgili bir beyanı vardı. Tayyip Erdoğan’ın ‘kayyım politikalarını devreye sokun’ demesiyle bunu neşeyle karşılamıştı ve onun döneminde ilk kayyım atanmıştı. Aynı zamanda kayyımın ilk saldırdığı şey de kadın kazanımları olmuştu. Kadın kurumlarımızı kapatarak, belediye bünyesinde faaliyet yürüten kadın ve çocuklara yönelik çalışmalara saldırarak ilk adımlarını atmışlardı” diye konuştu. 

 

'İktidarın oy oranı düşüyor'

 

Üç dönemdir kayyımın değiştirmediği tek şeyin, ilk olarak kadın kazanımlarına saldırmak olduğunu dile getiren Nejla Demir, “Çünkü kadının gücü, direnişi ve mücadelesi, mevcut iktidarın yapısıyla ters düşen bir durum. Kadının gücünün baskılanması ve dört duvar arasına sıkıştırılması gerektiğini düşünen bir iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Kendileri de şunu çok iyi biliyor: Düşünen, soran, sorgulayan bir toplum ve gençlik, kesinlikle onların tercih etmediği bir yapı. Gençler ve kadınlar bilinçlendikçe, belli bir seviyeye geldikçe, iktidarın oy oranı düşüyor, kendilerini var etmeye çalıştıkları zemin sarsılıyor ve dolayısıyla koltukları tehlikeye giriyor. Bu, zaten bizzat iktidar yetkililerinin kendi itirafı.

 

Bu nedenle, ilk hedefledikleri şey, bireyi doğuran, geliştiren ve yetiştiren kadını hiçleştirmek. Kadını mümkün olduğunca cehalete sürüklemek, toplumdan ve sosyal yaşamdan koparmak, böylece toplumu istedikleri gibi konsolide edebilmek” ifadelerini kullandı.

 

‘Bu uyanışı kadın özgürlük mücadelesi sağladı

 

“Kürt halkı artık eski Kürtler değil” diyen Nejla Demir, bu söylemin şu anda yaşanan hakikatin tam bir yansıması olduğunu belirtti. Son olarak, “Devletin politikalarına çok yoğun maruz kalmak, belki bir dönem halkı baskıladı ve biraz geri çekilmeye neden oldu. Ancak zamanla halk, geçmişten gelen mücadele ruhuyla bunu yalnızca bir süre kabul edebildi ve sonrasında itirazlarını yeniden güçlendirdi. Halk bir noktada uyandı ve iktidarın, tamamen halkı çiğneyerek, ezerek, baskılayarak kendini var etmeye çalıştığını fark etti. Bu uyanış çok önemli. Bu uyanışı ise kadın özgürlük mücadelesi sağladı. Bu mücadele, hiç kimsenin sesinin kısılmasına izin vermedi ve toplumu istedikleri gibi bastırmalarını engelledi. Dolayısıyla halk, bu noktada itirazlarını dile getiriyor ve iradesi gasp edildiğinde direnişiyle sesini duyurabiliyor” ifadelerini kullandı.