HAKKARİ - Yüksekova'daki soka çıkma döneminde çıkan çatışmada yaşamını yitirdiği belirtilen Aydın Kurt’un annesi Feyruze Kurt 5 yıldır oğlunun kemiklerini almak için mücadele veriyor. İHD’ye başvuran Feyruze, yetkililere çağrıda bulunarak oğlunun cenazesini istedi.

 

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 13 Mart 2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitiren Yekîneyên Parastina Sivîl (YPS) üyesi Aydın Kurt’un cenazesi 5 yıldır İzmir’de yaşayan ailesine verilmiyor. Bölgede yaşanan çatışmalarda cenazeler Erzurum Adli Tıp Kurumu götürülürken, ailenin 5 yıldır Erzurum ATK’ya verdiği DNA örneklerinin sonucu hakkında herhangi bir geri dönüş yapılmadı. Anne Feyruze Kurt, oğlunun cenazesini bulmak için İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi’ne başvuruda bulunarak "Onlara, oğlumun tek bir kemiği de kalsa götürüp gömmek istiyorum" dedi. 

 

‘Defalarca karakola çağrıldık’

 

Yüksekova'da bulunan İHD temsilciğinde konuya ilişkin açıklamalarda bulunan anne Feyruze Kurt, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Oğlumun 2016 yılında İzmir’de kaybolduğunu sandık. Aylarca oğlumun nerede olduğunu bilmiyordum. İzmir Emniyet Müdürlüğünden arayan polisler, ‘oğlun Aydın nerede olduğunu biliyor musun’ dediler. Bizlerde nerede olduğunu bilmediğimizi ifade ettikten sonra tekrardan polislerin, ‘Oğlun Yüksekova’da bizimle çatışmada ve çatışıyor durumda’ dediler.  Daha sonra tekrardan nerede olduğunu bilmediğimizi ifade ettik. Polisler telefonu kapattıktan günler sonra bizi defalarca ifadeye çağırarak nerede olduğunu sordular. Polislere madem nerede olduğunu biliyorsunuz gidin getirin” dediklerini söyledi.

 

'34 cenaze yere serilmiş vaziyette bulunuyordu'

 

Çocuklarının yaşamını yitirdiğini televizyondan öğrendiklerini belirten Feyruze, bunun üzerine cenazelerin götürüldüğü Erzurum’a giderek savcılığa başvurduklarını aktardı. “Morga girdik 3 odada 34 cenaze yere serilmiş vaziyette bulunuyordu” diyen Feyruze, gösterilen cenazelerin oğluna ait olmadığını fakat 3 cenazenin de kendilerine gösterilmediğini kaydetti. Feyruze, cenazelerin tanınmayacak halde olduğunu söyleyerek, cenazelerini morgda bulamadıklarını dile getirdi. 

 

‘5 yıldır oğlumun cenazesinden haber yok’

 

Daha sonra savcılığa çağrıldıklarını söyleyen Feyruze, “Savcı bize orada ne aradığımızı sordu. ‘Sadece oğlumun cenazesini istiyorum beni buraya sen çağırdın’ dedim.  Götürdüğüm dosyanın oğluma ait olup olmadığını sorması üzerine evet oğlumun dosyası dedim. Tekrar hastaneye polisler eşliğinde DNA vermek için gönderdiler. DNA verdikten sonra savcı bize ‘DNA sonuçlandığında size haber verecekler cenazenin burada olup olmadığına dair’ dedi. Aradan 5 yıl geçti ama halen oğlumun cenazesinden bir haber vermiş değiller” ifadelerini kullandı.

 

'Oğlunun cenazesi erimiştir, götürüp ne yapacaksın?'

 

Aradan geçen 5 yılda yetkililerden kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini aktaran Feyruze, şöyle devam etti: “Gördüğüm 34 cenazeyi de kimsesizler mezarlığına gömdüler. Onların ailelerine de haber vermediler. Amaç biz annelere acı çektirmek. Bu yıl içerisinde tekrar DNA verdim.  Orada bulunanlara 5 yıldır DNA verdiğimi söyledim neden bana haber vermediklerini sordum.  Kimliğimi aldılar beklememi istediler. Aradan kısa bir süre sonra geri döndüklerinde bana ‘Oğlunun cenazesini alacak mısın? 5 yıldır oğlunun cenazesi erimiştir. Ne derisi ne kemiği kalmış. Götürüp ne yapacaksın?’ dediler. Onlara, ‘oğlumun tek bir kemiği de kalsa götürüp gömmek istiyorum. En azından bayramları ziyaret edeceğim bir mezarı olacak’ dedim. Orada ki görevliler, ‘o zaman Yüksekova’ya git sana oradan kâğıt verecekler o kâğıdı bize getir biz buradan parsel numarasını çıkarıp cenazeyi sana vereceğiz’ dediler. Hakkari’ye geldim başvuruda bulundum onlar da cenazenin Erzurum’da olduğunu, Erzurum’da Hakkari’de olduğunu söylüyor.”

 

47 cenaze DNA yapılmadan gömüldü 

 

Konuşmasının devamında savcılığın söylediklerine değinen Feyruze, savcılığın yüzlerce cenazenin DNA yapılmadan gömüldüğünü aktardığını belirtti. Feyruze, “Savcı kendisi bana itirafta bulundu. ‘Erzurum’daki 47 cenazeyi DNA işlemi yapılmadan gömdük. Ben orada ki mezarları tekrar açıp DNA’sını aldıktan sonra size haber veririm’ dedi. Çocuklarımızın cenazelerini kimsesizler mezarlığına gömdüklerinde neden bize haber vermediler. Savcı ‘acelemiz vardı, 47 cenazeyi DNA’sız gömmek zorunda kaldık. Başka cenazelerde geliyordu. Bizde aceleden hemen gömdük’ dedi. Savcı 5 yıl sonra itiraflarda bulundu. Artık biz annelere eziyet göstermesinler” şeklinde konuştu. 

 

'Bize zulüm yaşatmasınlar'

 

Devlet yetkililerine ve iktidara çağrıda bulunan anne Feyruze “Devlet cenazelerimizin nerede olduğunu biliyor. Bize zulüm yaşatmasınlar. Kimsesiz mezarlığına gömülen tüm cenazelerin ailelere verilmesini istiyoruz. Kendi ağızlarıyla cenazeleri DNA’sız gömdüklerini itiraf ettiler. Yeter artık cenazelerimizi versinler” dedi.

 

'Kimse evladını kimsesizler mezarlığında bırakmasın'

 

Son olarak, yaşanan çatışmalarda çocuklarını yitiren ve cenazesi verilmeyen tüm annelerin çocuklarına sahip çıkmaları gerektiğini belirten Feyruze, “Bu cenazelerin sahipleri olan aileler çocuklarının cenazelerine sahip çıksın. Kimse evladını kimsesizler mezarlığında bırakmasın. Kemikleri de kalsa yeterlidir. Tek kemik kalsa da evlatlarımızın mezarları üzerine bir fatiha okumak istiyoruz” diye kaydetti.

 

‘Cenaze aileye verilsin’

 

Ardından konuşan İHD Hakkari Şubesi yöneticisi Eren Baskın, yapılan başvuru üzerine gerekli bütün hukuki işlemlerin başlatıldığına dikkat çekerek, “Bir annenin bir bayram günü oğlunun mezarına bir çiçek götürerek ziyaret etmesi en doğal haklardan biridir. Oğlu Aydın’ın akıbetinin ortaya çıkması ve her nereye gömüldüyse derhal aile cenazenin teslim edilmesi gerekir. Bunun için İHD Hakkari üyeleri olarak her zaman konun takipçisi olmaya ve ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Aydın Kurt’un cenazesi en kısa sürede ailesine verilmesi için tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz” dedi.