
‘Koronavirüse karşı cezaevlerinde yeterli önlem alınmadı’
- 15:20 5 Mayıs 2020
- Güncel
İSTANBUL - Marmara bölgesindeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair üç aylık raporunu açıklayan İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, son üç ayda 246 hak ihlalinin yaşandığını belirtti. Komisyon, hızla yayılan koronavirüse karşı cezaevlerinde yeterli önlem alınmadığına dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara bölgesinde bulunan cezaevlerine dair son üç aylık raporunu açıkladı. Sosyal medya üzerinden kamuoyuna açıklanan raporu İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran paylaştı.
2020 yılının ocak, şubat ve mart aylarını kapsayan raporda Silivri, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu, Edirne F Tipi, Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı, Maltepe Açık, Metris, Kocaeli 1 Nolu F Tipi, Düzce T Tipi, Bolu F Tipi, Bakırköy Kadın Kapalı, Gebze Kadın Kapalı cezaevlerinden çok sayıda hak ihlali başvuruları alındığı belirtildi.
Raporda, Marmara dışında kalan Elazığ 2 Nolu, Giresun Espiye L Tipi, Gümüşhane E Tipi, Kahramanmaraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi, Yozgat Açık, Kütahya Tavşanlı T Tipi, Bitlis Tatvan Açık, Alanya L Tipi, Osmaniye 2 Nolu T Tipi, Ordu F Tipi, Trabzon Beşikdüzü T Tipi, Afyon 1 Nolu T Tipi, Muğla Seydikemer Eşen T Tipi ve yurt İran’daki Umriye Hapishanesi’nden de başvurular geldiği kaydedildi.
75 hak ihlali başvurusu geldi
Raporda, ocak ayında 15, şubat ayında 39 ve mart ayında ise 21 olmak üzere toplamda 75 başvuru alındığı, bunların 60’ının siyasi tutsaklar, 15’inin ise adliler tarafından yapıldığı belirtildi. 75 başvuru içerisinde 246 hak ihlali tespit edildiği ifade edilen raporda, ihlaller şöyle sıralandı: “21 kötü muamele, darp, işkence, 48 çıplak arama, 4 infaz yakma, 1 muayene sırasında kelepçelerin çıkarılmaması, 2 sürgün sevk, 28 tehdit, küfür, ırkçı söylem, onur kırıcı davranışlar, 22 süreli- süresiz yayın kitap yasakları ve mektup yasakları, 33 sohbet, spor, ortak kullanım alanlarının kullandırılmaması, 20 uzun tutukluluk ve adil yargılanmama şikayetleri, 13 mahpusun ailelerine yakın bir hapishaneye sevk edilme taleplerinin karşılanmaması, 7 hücreli ring aracıyla mahkeme ve hastaneye götürme, 1 hücre cezası, 8 yer değişikliği talebinin karşılanmaması, 9 psikolojik işkenceyle intihar ve isyana zorlanma, 2 telefon görüşü yasağı, 1 Kürt oldukları için ayrımcılığa ve kötü muameleye maruz bırakılma, 2 diğer mahpuslar tarafından şiddete uğrama ortamının yaratılması, 19 ayakta sayım, 2 cinsel taciz, 1 hapishane üzerinden insansız hava aracının uçurulması.”
Üç ay boyunca cezaevlerinde tutuklulara dönük fiziki saldırılar, tehdit, darp, işkence, sürgün gibi uygulamaların devam ettiği kaydedilen raporda, hak ihlallerine maruz kalan tutukluların anlatımları da yer aldı. Başvuruların alındığı diğer cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de tutsaklar üzerinden örnek verilerek raporda yer buldu.
‘Süresiz ve süreli yayınlar verilmiyor’
Cezaevlerinde en çok yaşanan hak ihlallerinin başında iletişim yasakları geldi. Bu duruma dair raporda şunlar kaydedildi: “Kitap, gazete, dergi gibi süreli ve süresiz yayınların verilmemesi. Dışarıdan gönderilen gazete ve dergilerin alınmaması ile mahpusların yazdığı mektupların hiçbir gerekçe gösterilmeden gönderilmemesi. Mahpuslara gönderilen mektupların mahpuslara ulaşmasının engellenmesi, mektupların içeriğinin karalanması, okunmaz hale getirilmesi gibi hak ihlalleri son üç ay içerisinde de gerçekleşmiş başlıca iletişim hakkı ihlallerdir. Ayrıca; korona salgını sürecinde mahpusların yakınlarıyla görüşmelerine getirilen kısıtlama ve yasaklamalar ciddi sorunlara neden olmuştur. Kapalı ve açık aile görüşlerinin yasaklanması ve sadece telefonla görüşmelerine imkân verilmesinin neden olduğu sorunlar devam ediyor. Çok sayıda mahpus ve yakını haftada iki kez 10’ar dakika olması gereken bu görüşmelerin de keyfi olarak kısıtlandığına, bu kısıtlamalarla ilgili zaman zaman mahpus ailelerine idare tarafından yanıltıcı beyanlarda bulunulduğuna dair sorun bildirmiştir.”
Sağlık hakkına erişim engeli
Tutsakların sağlık hakkına erişimlerinin de engellendiği vurgulanan raporda, “Bunlar revire sevk edilmeme ya da geç sevk edilme, acil durumlarda dahi aylar sonra hastaneye sevk, hastaneye sevk edilse dahi kontrol, tetkik ve muayenelerin randevularına zamanında götürülmeme, hastane gidişlerinde hasta mahpuslara ters kelepçe uygulamasının dayatması, hastanelere kafes denilen hücreli ring araçlarıyla götürülmek istenmeleri, çıplak arama zorlamasını kabul etmeyen hasta mahpusların hastanelere götürülmemeleri, doktor muayenesi sırasında askerin odadan çıkmak istememesi, muayene sırasında mahpusun kelepçelerinin çıkarılmaması, kelepçeli ve jandarma eşliğinde muayeneye zorlanma şeklinde mahpusların sağlık ve tedavi hakları ihlal edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
‘Hasta mahpuslar ölüme terk edildi’
Salgının cezaevlerinde hızla yayıldığına işaret edilen raporda, şunlar yer aldı: “Hapishane koşullarının hızla yayılan ölümcül korona virüsü için çok elverişli olduğu bilinmesine rağmen, salgını önlemek için yeterli önlemler alınmamıştır. Mahpuslara ücretsiz temizlik ve hijyen malzemeleri verilmesi gerekirken mahpuslar para vererek dahi yeterli temizlik malzemelerine erişememektedir. Bu durum tüm mahpusların hastalığa yakalanma riskini artırırken, 65 yaş üstü, kronik ve ağır hastalıkları olan mahpusları ağır risk altına sokmuştur. Korona salgınının getirdiği bu risk yanında, önlem adı altında ağır ve kronik hastalığı olanların rutin tedavilerine ara verilerek hasta mahpuslar bir anlamda ölüme terk edilmişlerdir.”
‘Keyfi disiplin cezaları verilmekte’
Tutsaklara verilen keyfi disiplin cezalarına dikkat çekilen raporda, şöyle denildi: “Mahpuslara keyfi olarak disiplin cezaları verilmekte ve bu disiplin cezaları birbirine eklenmek sureti ile süreklilik sağlanmaktadır. Slogan atılması, görevliyi çağırmak için hücre kapısına vurulması bile disiplin cezasına gerekçe yapılmaktadır. Verilen disiplin cezaları, mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. Üç disiplin cezası, mahpusun infazının yakılması için yeterli gerekçe kabul edilmektedir. Düzmece raporlarla verilen disiplin cezaları infaz yakmanın silahına dönüştürülmüştür. Şu an hapishanelerde hücre cezası almamış, infazı yanmamış politik mahpus kalmamıştır.”
Kendilerine yapılan bu başvurular doğrultusunda Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü (CTE), TBMM İnsan Hakları Komisyonu, cezaevleri idareleri ve İl İnsan Hakları Kurulları ile yazışmalar yapıldığı belirtilen açıklamada, üç ayda yapılan 69 yazışmadan sadece 26’sına geri dönüş yapıldığı bilgisi paylaşıldı.