‘Bilim Kurulu kararlarının hangisinin uygulanacağına iktidar karar veriyor’

  • 09:06 18 Nisan 2020
  • Güncel
VAN - Koronavirüs ile mücadele Bilim Kurulu kararlarının hangisinin uygulanacağına iktidarın karar verdiğini belirten, TTB Konsey üyesi Dr. Ayfer Bostan, sürecin şeffaf ve doğru yönetilmediğini dile getirdi. 
 
Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle vaka ve yaşamını yitirenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Türk Tabipler Birliği (TTB) sürecin başından beri Sağlık Bakanlığına çağrı yaparak, sürecin şeffaf ilerlemesi, ekipman yetersizliğinin giderilmesi ve sürece dahil edilmeleri gerektiğine vurgu yapmasına rağmen yetkililerden olumlu bir dönüş alabilmiş değiller. Gelinen süreçte sağlık çalışanları koruyucu ekipman eksikliği yaşarken, TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Ayfer Bostan, salgın süreci boyunca yaşananlara dikkat çekti. 
 
‘Sürecin şeffaf yürütülmemesi temel eksikliktir’
 
Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Bilim Kurulunun aldığı karardan hangilerinin uygulanacağının siyasi iktidar tarafından belirlendiğini söyleyen Ayfer, Bilim Kurulu’nda TTB’ye yer verilmediğini hatırlattı. Ayfer, “Bilim Kurulu’nda TTB’ ye yer verilmemesi, sürecin sağlıklı ve şeffaf bir şekilde yürütülmemesi bizim açımızdan en temel eksikliklerden biridir” diye belirtti.
 
‘Salgının başlangıcında testlerin tek merkezden yapılması süreci uzattı’
 
Salgının başlangıcında koronavirüs testlerinin tek merkezden Ankara’dan yapıldığını kaydeden Ayfer, bu ısrarın erken tanı, olası temaslardan korunması ve izole edilmesindeki süreci uzattığını aktardı. Sonrasında test merkezlerinin sayısı yeterli olmamakla birlikte arttığını ancak böylesi kritik süreçte yaşanan gereksiz ısrar sonucu daha sıkıntılı bir alana taşındığını kaydeden Ayfer, “Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından alınan kararların kamuoyuna açıklanmasından, test sonuçlarının ayrıntılı olarak kamuoyuna paylaşılmasından, Covid- 19 vakalarının ve ölümlerin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği tanımlanmış hastalık kodlarına uygun olarak yapılmasından, sağlık çalışanlarının sağlık durumlarının paylaşılmasına kadar taleplerimizin karşılanması, şeffaflığın geri olduğu gibi salgının başarılı olarak yönetilmesi için de vazgeçilmezdir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Sosyal devlet olma gereği yerine getirilmeden önlemler yeterli olmayacak’ 
 
İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta sonu 31 ilde uygulanan iki günlük sokağa acıkma yasağında yaşananlarda sürecin doğru yönetilemediğinin ortaya çıktığını belirten Ayfer, oluşan insan kalabalıkları nedeniyle olumsuz sonuçlardan tedirgin olduğunu söyledi. Uygulanan kısmi yasakların salgınla mücadelede yeterli olmayacağını kaydeden Ayfer, “Mevcut durum belli aralıklarla Sağlık Bakanı tarafından yapılan açıklamalarda bunlara yer verilmemektedir. Salgınla ilgili olan kurallar 31 ilde il dışı toplumsal hareketliliğin kısıtlanması, 20 yaş altı ve 60 yaş üstü kişilerin sokağa çıkma yasağı, hafta sonu iki günlük sokağa çıkma yasağı önlemeye yönelik tedbirler gibi görünürde. Ancak acil ve zorunlu üretim alanları dışındaki çalışma alanlarını durdurmadan burada çalışan kişileri ücretli izne ayıran sosyal devlet olma gereğini yerine getirmeden, her türlü uygulama bizim açımızdan yeterli olmayacaktır.”
 
‘Ekipman yetersizliğinin hala yaşandığı bir gerçektir’
 
Sağlık Bakanlığının yeterli kişisel koruyucu ekipman ve stokunu yapmadığını kaydeden Ayfer, birçok sağlık merkezinde hekim ve sağlık çalışanlarının salgına yakalandığını söyleyerek, “Sağlık çalışanlarının sağlığı salgının durdurulmasında elzemdir. Yetersizliklerin hala yaşandığı bir gerçektir. Sonuç olarak salgınla mücadele sürecinde başarılı olma ancak epidemiyolojik (salgın yönetimi) sıkı bir şekilde uygulanmakla mümkün olacaktır.  Bunun da yolu karantina, izolasyon ve filyasyon dediğimiz o kaynağını bulmaya ve olası temasları tarayarak izole etmektir. Bu ancak sadece hastanelere başvuran kişilere değil toplumun alabildiği geniş kesimine test ve tarama yapılarak mümkün olacaktır” diye konuştu.