
'Şiddete karşı acil durum hatları yaygın ve etkin kullanılmalıdır, dayanışma artmalıdır'
- 09:01 2 Nisan 2020
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Sosyal izolasyon ile birlikte dünya genelinde kadına yönelik şiddetin arttığını belirten Adalet Kaya, "Şiddet karşısında kadınların 24 saat ulaşabileceği acil durum hatları yaygın ve etkin kullanılmadır. En önemlisi de kadın örgütlerinin daha çok dayanışması ve virüsle gelişen sosyal izolasyonun, kadınlar üzerinde yaratacağı etkileri azaltmak için mücadeleyi birlikte yürütmeleri gerekmektedir" dedi.
Dersim'de 5 Ocak tarihinden bu yana kendisinden hala haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku 3 aya yakın bir süredir kayıp. Öte yandan ülkede yayılmaya devam eden Korona virüsü (COVID-19) nedeniyle toplum sosyal izolasyon ile daha az sokağa çıkmaya başladı. Bununla beraber kadına yönelik şiddet de dünya genelinde artış gösterdi. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, Gülistan Doku'nun bulunmamasını değerlendirirken, karantina günlerinde kadınların şiddetten nasıl korunabileceği ve hükümetin hayata geçirmesi gereken tedbirleri anlattı.
'Öldürülme ve kaçırılma ihtimali göz ardı ediliyor'
Gülistan Doku olayını dernek olarak ilk günden beri takip ettiklerini belirten Adalet, hem hukuksal sürecin nasıl yürütüldüğünü hem de olayın gelişme aşamasından bu güne kadar nasıl tesirlerle yönlendirildiğini izlediklerini kaydetti. Konuyla ilgili yerinde inceleme yapan heyetin içinde yer aldıklarını söyleyen Adalet "Ve ortak raporumuzu kamuoyu ile paylaştık. Devam eden günlerde de Dersim’e giderek hem aile hem de Gülistan’ın arkadaşları ile görüşmeler yaptık. 80 günlük süreç içerisinde idari ve adli soruşturmanın etkin olarak yürütülmediğini, en başta Zainal Abarokov olmak üzere şüpheli şahısların gözetim altında tutulmadığı, gerekli teknik incelemenin zamanında yapılmadığı hazırlanan raporda da belirtilmiştir. Yapılan aramalar sadece Gülistan’ın intihar etmiş olma olasılığı üzerinden yürütülmekte ve öldürülme, zorla alıkonulma veya diğer olabilecek durumlar göz ardı edilmektedir. İntihar etmiş olsa bile 'intihara yönlendirme' suçu da ceza kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen bunu ispatlayacak teknik soruşturma yapılmamıştır. Hukuki boyutunu böyle özetleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
'Toplum gençleri yalnızlaştırdı'
Adalet, Gülistan’la birlikte Dersim’de açığa çıkan, genç kadınlara dönük gerçekleştirilen bir takım saldırılar olduğunu belirterek, "Basından veya sosyal medyadan veya görüştüğümüz genç kadınlardan bunları öğrendik. Kolluk, askeri personel, üniversite personeli ve diğer kurumların amir veya memurlarının içinde olduğu bir takım yapılar şiddeti yeni bir takım yöntemlerle üreterek kadınları intihar veya ölümle, tecavüzle karşı karşıya bırakmaktadır. Üniversite öğrenimi için şehre giden bu genç kadınlar, toplumun tüm kesimlerine yansıyan yoksullukla da mücadele etmektedir. Kentin demografik yapısının yığılan güvenlik personeli ile değişmiş olması, hangi amaca hizmetle açıldığı anlaşılmayan sıra sıra kafeler; bu kadınlar için iş ve arkadaşlık kurma tuzaklarına dönüşmüştür. Yanı sıra kentteki bu değişime uyum sağlamakta zorlanan ve üniversitede okuyan gençleri de bu olumsuz değişimin parçası olarak gören toplum da gençleri yalnızlaştırmıştır" diye belirtti.
'Gülistan'ın intihar ettiğine ihtimal verilmiyor'
Yapılan onca çağrıya, incelemeye ve sosyal medya kampanyasına rağmen konuyla ilgili, Gülistan’ın akıbeti ile ilgili yetkili makamlarca aileyi ve kamu vicdanını rahatlatacak bir açıklama yapılmadığını belirten Adalet, günümüz bilgi ve teknolojisinde, Dersim gibi küçük bir kentte bir kadının kaybolmasının ve yetkililerin de bunca zaman sessiz kalmasının akıl almaz bir durum olduğunu söyledi. Bu durumun akıllara birilerinin korunmaya çalışıldığını getirmekte olduğunu aktaran Adalet, yakın zamanda Rabia Naz, Nadira Kadirova gibi davalarda benzer durumlara tanıklık ettiklerini anımsattı. Adalet, “Evet az önce de ifade ettim bu tamamen olayın intihar olma olasılığına yoğunlaşmadır ki Gülistan’ı tanıyan hiç kimse intihar ettiğine ihtimal vermiyor. Ayrıca da yaygın kanı, intihar etmiş olsa şimdiye kadar mutlaka bulunurdu. Buna rağmen başka hiç bir arama çalışması yapılmamış soruşturma sağlıklı yürütülmemiştir" dedi.
'Ev, kadınlar için tehdit oluşturuyor'
Öte yandan ülkede yayılan virüs nedeniyle toplumun sosyal yaşamdan izole edilmesinin kadına yönelik şiddette artışa sebep olabileceği endişesi taşıdıklarını söyleyen Adalet şunları dile getirdi: "Normal zamanlarda, kadınların, toplumda ve ev içi alanda artan bir şiddet sarmalının içinde yaşadığını biliyoruz. Yürüttüğümüz mücadelenin bir parçası kadınlar için özel alan denen, çerçevesi; toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ataerkil aile ilişkileri ve iktidarın yaygın söylemleri ile çizilen ev içi alanda gerçekleşen şiddetin önlenmesine dair politikalar üretmektir. Çünkü ev, birçok kadın için güvenli olmayan, şiddet gördüğü, yaşam hakkının tehdit altında olduğu bir alandır. Korona virüs salgını, hepimizi hem bireysel sağlığımız hem de toplum sağlığını da düşünmemiz gereken bir yükümlülükle ev içinde kalmaya zorluyor. Birçok kadın için bu durum daha çok emek daha çok hizmet demek ve özellikle de virüsle birlikte daha çok temizlik hizmeti, erkeklerin sürekli evde olmasından dolayı da daha çok iş yükü ve bakım hizmeti demek ki bu çok zorlayıcı olabilir. Erkeklerin, eşit bir yaşam algısını uyandırmak ve tüm bu işlerin kadının sorumluluğu olmadığı bilincinin de oluşmasını sağlayacak görseller, spotlar hazırlamak gerekir.”
'Kadına yönelik şiddet 3 kat artmış bulunmakta'
Adalet, bu zor günlerden sağlıkla çıkmanın öncelikle dayanışma ve mücadeleyi sürdürmekle mümkün olduğunu dile getirerek, tüm dünyada yaşanan salgın gereği sosyal izolasyonun yaşandığı ülkelerden gelen raporlarda kadına yönelik şiddetin arttığının görüldüğüne dikkat çekti. Adalet, "Özellikle Çin’de kadın örgütlerinin sosyal tecridin yaşandığı günlere dair paylaştıkları bilgiler, normal zamana göre kadına yönelik şiddetin üç kat arttığını göstermektedir. Bununla mücadele etmek için dayanışma ağları kuran ve 24 saat çalışan hatlar oluşturan İtalya örneği var. Avusturya, hızla kadınlar açısından oluşacak zorlukları öngörerek yasa çıkarma hazırlığında. Bizde ise henüz hiç bir çalışma veya açıklama yapılmadı bakanlık tarafından. Normal zamanda bile şiddet karşısında ilgili birimlere başvuru yapan kadın sayısı çok azken virüsle gelişen sağlık endişesi ve en önemlisi de özel sektörde çalışan kadınların birçoğunun şimdiden işini kaybetmiş olmasından dolayı bu süreçte kadın işsizliği ve kadın yoksulluğunun daha çok artacak olması, kadınların ev içi denen şiddet sarmalından çıkmasını zorlaştıracaktır" diye kaydetti.
'Acil durum hatları yaygın ve etkin kullanılmalı'
Adalet, son olarak şu sözleri kullandı: "Bu nedenle bakanlığın hızla, kolluk, jandarma, hastaneler, ve ilgili tüm birimlere genelgeler göndererek, 6284 sayılı yasanın daha etkin uygulanmasını sağlaması gerekmektedir. Ayrıca sığınma evlerinin hijyenik koşullarda olduğunun, sağlık ve güvenlik açısından uygun hale getirildiğinin bilgisini daha çok paylaşmalıdır. Şiddet karşısında kadınların 24 saat ulaşabileceği acil durum hatları yaygın ve etkin kullanılmadır. En önemlisi de Kadın örgütlerinin daha çok dayanışması ve virüsle gelişen sosyal izolasyonun, kadınlar üzerinde yaratacağı etkileri azaltmak için mücadeleyi birlikte yürütmeleri gerekmektedir."