Medya Üren-Rengin Azizoğlu

 

DİYARBAKIR - Rosa Kadın Derneği üyesi Bedriye Aydın sosyal izolasyonun kadınlar için getireceği sonuçlara dikkat çekerek, “Bu zor günleri birlikte dayanışma ile aşacağımızı biliyoruz. Dernek olarak çalışmalarımızı ve dayanışmamızı telefon, sosyal medya hesaplarımız ve web sitemizden yapmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Birleşik Krallık Uluslararası Kalkınma Departmanı’na bağlı UK Aid Direct kuruluşu  Koronavirüs (COVİD-19) salgını sebebiyle oluşan izolasyon ardından birçok biçimde şiddeti artırma riski olduğu ifade edilirken kadınlara dönük ev için şiddetin da artacağına değindi. Konuya ilişkin Rosa Kadın Derneği üyesi Bedriye Aydın değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘Evinde olan kadının bütün hakları korunmalı’

 

Koronavirüsün yayılmasının önüne geçmek için yapılan sosyal izolasyonun kadınlar için getireceği ağır sonuçlar olacağını dile getiren Bedriye, işyerlerinin kapalı olmasının en çok kadınları olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. Bedriye, “Salgının risk olmaktan çıkacağı sürece kadar evinde ücretsiz kalan kadın için ekonomik anlamda sorun oluşacaktır. Tüm bu izolasyon süreci bittiğinde kadın işini bulamayabilir yani işsiz kalması yüksek bir ihtimaldir. İşsizlik oranları tespiti yapılırken (kadının çalışmasının da bunda rolü olduğu gerekçesi ile) bunu erkek üzerinden değerlendiren zihniyetin fırsata çevirme kaygısı elbet olacaktır.  Dışarda çalışan kadın için ‘dinlenme-tatil’ fırsatı verilmiş gibi algı yaratmak sadece kadını iş hayatından uzaklaştırmak maksadı taşır. Bu tarz söylemler kadını ekonomik anlamda erkeğe bağımlı kılma amacıdır. Bu olumsuz yaklaşımların olmaması için mecburen evinde olan kadının bütün hakları korunmalı ve izinlerinin ücretli izinli sayılması için gerekirse devlet desteği verilmelidir” ifadelerini kullandı.

 

‘Hayatın müşterek olduğu gerçeği unutulmamalıdır’

 

Alım gücü olan insanların evlerinde stoklar yaparken, alamayan ailelerde de bu kaygının daha fazla olduğunu belirten Bedriye, özelde bu durumun en fazla kadında endişe yarattığını söyledi. Evin ve mutfağın idaresinin kadının üzerine yıkıldığına değinen Bedriye, “Kadın mutfakta ne olduğunu ya da olmadığını daha yakından bilmektedir. Bu durumlarda daha çok devlet ve yerel yönetim desteği sunulmalıdır. Olağan durumlarda bile ev içindeki emeği görülmeyen, küçümsenen kadının zorunlu olan izolasyonda yükü üç katına çıkmaktadır. Evi çekip çevirmenin yanında eğer hastası, yaşlısı varsa onlara da bakmak kadının görevi olmaktadır. Çocuk bakımı, evdeki hijyeni sağlama her zamankinden daha çok dikkat gerektiren durumlar yaratmakta, bütün bunlarda bedensel yıpranmanın yanında kadına psikolojik sorunlar da yaşatmaktadır. Bu süreci aile olarak daha az kaygı ile atlatmak için hayatın müşterek olduğu gerçeği unutulmamalıdır” diye kaydetti.

 

‘Yaşam hakkı içeride veya dışarda olsun herkes için bir haktır’

 

Koronavirüs gündeminde bile kadın düşmanlığı yapıldığını vurgulayan Bedriye, “Koranavirüs ile mücadeleyi cinsel yönelim ile açıklayan bilimden uzak kadın düşmanları bu çirkin fikirlerini paylaşmak için bir salgın hastalığı bile kullandılar. Çok çocuk yapmayı öneren bu zihniyet yakın temasın ev içinde de risk yaratacağını düşünemez durumdalar. Diğer yandan cezaevlerinde kalan kadınları da unutmamak lazım. Yaşam hakkı içeride veya dışarda olsun herkes için bir haktır. Kapalı alan izolasyon gibi algılansa da bu cezaevleri için geçerli değildir. Normal koşullarda dahi hijyenin sağlanması zor olan alanda, kadınların kişisel temizlik maddeleri ve kadın pedi gibi zaruri ihtiyaçları zor karşılanırken salgın durumunda hastalıktan korunmak çok daha zordur. Cezaevleri bir risk alanıdır. Korunma yöntemleri uygulanamaz ve hastalık durumunda tedavi mümkün olmayacaktır. Bunun için en kısa zamanda hukukçuların belirlediği yöntemlerle çözüm bulunmalıdır” dedi.

 

‘Çalışmalarımıza devam edeceğiz’

 

Sağlık kurumlarında çalışan toplumun sağlık sorunlarını çözmeye çalışan sağlık personellerine yeterli koruyucu ekipman verilmemesinin de ciddi bir sorun teşkil edileceğini ifade eden Bedriye, “Kadın sağlıkçıların virüsü evde çocuklarına bulaştırma kaygıları bütün annelerden daha çok olacaktır. Önce sağlıkçının güvenliği sağlanmalıdır. Kadının yaşadığı ev içi şiddeti engellemek normal süreçte bile birçok engele takılırken izolasyon sürecinde yaşanacak sorunların önüne geçmek daha çok duyarlılık gerektirir. Bunun için hukuki yollar, sığınma evleri, başvuru alan kolluk kuvvetleri gibi alanlar ulaşılabilir olmalıdır. İletişim kuracağı telefon ağları, televizyon aracılığı ile sürekli kamu spotu olarak verilmelidir. Biz Rosa Kadın Derneği olarak daha önce de koronavirüs salgınına dair yaptığımız açıklamada belirttiğimiz gibi bu zor günleri birlikte dayanışma ile aşacağımızı biliyoruz. Dernek olarak çalışmalarımızı ve dayanışmamızı telefon, sosyal medya hesaplarımız ve web sitemizden yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.