Ayşe Minaz: İnsanlar yoksulluğun yarattığı çaresizliğe mahkum ediliyor

  • 12:50 27 Şubat 2020
  • Güncel
Hikmet Tunç
 
VAN - Deprem bölgesinde yaptıkları incelemelere ilişkin konuşan mazbatası verilmeyen HDP’li Tuşba Belediye Eşbaşkanı Ayşe Minaz, “Bu ilçelerde yığma binalar, kerpiç evler var. Yurttaşlar yoksullaştırılmamın yarattığı çaresizliğe mahkum ediliyor. Dayanışmanın olmadığı yerde maalesef çaresizlikle birlikte daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor” ifadelerini kullandı.
 
İran’ın Xoy kentinde 23 Şubat günü meydana gelen 5.8 şiddetindeki deprem sonucunda Van’ın Başkale ilçesinde Özpınar (Elbis), Güvendik (Eleze), Gelenler (Qirati), Böğrüpek (Xanik) ve Kaşkol (Qaşqol) mahallelerinde büyük hasar meydana geldi. 5’i çocuk 10 kişinin yaşamını yitirdiği depremin enkazı hala kaldırılmazken, yıkımın altında kalan hayvanlar ise hala çıkarılmış değil. Sağlam tek bir yapının kalmadığı mahallelerde yurttaşların bir kısmı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kurulan çadırlarda kalıyor. Çadır kentte ise depremzedeler su, elektrik ve ısınma sorunu gibi birçok sıkıntıyla karşı karşıya.
 
Deprem bölgesine giderek yurttaşlarla dayanışan mazbatası verilmeyen Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Tuşba Belediye Eşbaşkanı seçilen Ayşe Minaz, gözlemlerini ajansımıza anlattı.
 
‘Deprem öldürmez, yapılar öldürür’
 
Depremzedelere dayanışmalarının devam ettiğini belirten Ayşe, “Deprem öldürmüyor, yapılar öldürüyor” uyarısında bulundu. Yoksulluğun, beraberinde birçok felaketi getirdiğini söyleyen Ayşe, “Yaşadığımız bölgede maalesef hükümet hiçbir şekilde ders çıkarmıyor” dedi.
 
Birkaç hafta önce Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ felaketini hatırlatan Ayşe, “Bütün beceriksizlikleriyle nasıl yaşadıklarını halkımız kendi gözleriyle görmüştür. Maalesef deprem bölgesinde de buna benzer kurtarma ve buna benzer politikalarla yürütmüşlerdir. Bizler halkımızın ciddi anlamda yalnızlaştırıldığını, kimsesizleştirildiğini bir kez daha gördük ve yapılan dayanışmanın kapatılması için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar” sözlerini kullandı.
 
‘2011 depremini gören AFAD hiçbir tedbir almamış’
 
Kentte 2011’de meydana gelen iki büyük depremden örnek veren Ayşe, “2011 depreminden sonra yapıların statiğinde değişiklikler meydana gelmişti. Her deprem sonrası yeni bir yapı politikası belirlenir ve yapılar da ona göre inşa edilir. 2011 depremini gördüklerinden kaynaklı AFAD’ın kır ya da kent ayrımı yapmadan, hepsini tek tek incelemesi gerekir. Ancak bir kez daha gördük ki bu politikaların hiçbiri hayata geçirilmemiş” dedi.
 
Evlerin tamamı ‘nüve konut’
 
Başkale ilçesinde 23 Şubat günü meydana gelen depremde “çok ciddi ihmaller olduğu” tespitinde bulunan Ayşe, “Beş mahallede yaptığımız incelemelerde bütün yapıların şekli nüve konut (temel ihtiyaçların karşılanması amacıyla üretilmiş, tek veya az bölümden oluşan geçici, barınak veya gecekondu) şeklideydi. Bunlar depreme dayanıklı değil” uyarısında bulundu.
 
‘Birçok ilçede depreme dayanıksız yapılar var’
 
Ayşe, 2011 depreminde birçok yapının incelendiğini anımsatırken, aynı depremde hasar gören birçok ilçeye ise gidilmediğini kaydetti. “Bu ilçelerde yığma binalar, kerpiç evler var. İnsanların ekonomisi kötü olduğu için bu yapılarda kalıyor” diyen Ayşe, “Yurttaşlar yoksullaştırılmamın yarattığı çaresizliğe mahkum ediliyor. Dayanışmanın olmadığı yerde maalesef çaresizlikle birlikte daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor” ifadelerini kullandı.
 
Meslek odalarına çağrı
 
Kentleşme ve konut politikalarının çok önemli olduğuna vurgu yapan Ayşe, “Bizler yerel yöneticiler olarak yerimize her ne kadar kayyım atansa da, seçilmiş biri olarak, bu kentte yaşayan biri olarak bütün teknik ve meslek odalarına çağrımdır, ricamdır: Gönüllü bir ekip oluşturarak halka bilgi verin. İnsanların buralarda yaşamaması için elimizden geleni yapmalıyız. Yoksa yine deprem bizi öldürmeyecek, yapılar bizi öldürecek” dedi.
 
Yapıların yapımında yerel yönetimlerin önemli görevlerinin olduğunu söyleyen Ayşe, belediyeler tarafından yapılması gereken ruhsatlandırma çalışmalarının kırsal bölgelerde gerçekleştirilmediğini kaydetti.
 
‘Kar temizleme çalışması, tünel fiyatına dek geliyor’
 
Başkale ilçe yolunda yıllardır bir tünel yapımının sürdüğüne ve hala bitmediğine dikkat çeken Ayşe, “Örneğin bu yollarda yapılan kar çalışması tünelin fiyatına denk geliyor. Oysa kamu bütçesi iyi kullanılarak halkın hizmetine sunulabilir. Bu konuda kendilerini hizmet noktasında geri çekerek, kendilerinin hizmet yaptığını savunuyorlar. Depremzedelerle yaptığımız sohbetlerde ‘Biz sizden çorba istemiyoruz. Biz sizden barınacak bir yer istiyoruz’ deniliyor. Hali hazırda halkımız bağımsız komünal bir yaşamı esas alır, onunla birlikte kendi yaşamını idame edebilir” dedi.
 
‘Depremzedeler büyük travmayla karşı karşıya bırakılıyor’
 
Yaptıkları incelemelerde küçük hayvanların barınacak bir yerleri kalmadığı için hayatını kaybettiğini dile getiren Ayşe, şunları söyledi: “Bakın orada o kadar büyük travmatik olaylar yaşanıyor ki; küçük bir çocuğa ‘Senin ihtiyacın nedir, sen ne istiyorsun’ dediğimizde, ‘Hayvanlarım için barınacak bir yer istiyorum’ diyor.  Tarım Bakanlığı hayvancılığa başlayacaksa; önce buradan başlaması gerekiyor. Oradaki insanların kendilerini idame ettikleri tek alan hayvancılıktır. Tarım Bakanlığı olarak siz depremzedelere yıkım altında kalan hayvanları için ‘Onları çıkarın, biz tespit edelim derseniz’ oradaki halka şiddet uyguluyorsunuz. Biz halkın temsilcileri, seçilmişleriyiz. Bizim çalışmamıza izin vermeseniz de halkımızın bize verdiği yetkiyle bizler yine çalışırız.”