'Var edilen tecride karşı kimse sessiz kalmamalı'
- 15:05 12 Şubat 2020
- Güncel
MARDİN - PKK Lider Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıldönümünde Mardin’de gerçekleştirilen panelde konuşan Asrın Hukuk Bürosu Avukatı Newroz Uysal, var olan tecride karşı kimsenin sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizerek, "Tecritle Sayın Öcalan'ı unutturmak istiyorlar. Ne ailesi ne de avukatları olarak aylardır görüşme yapamıyoruz" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 21 yıl önce gerçekleştirilen 15 Şubat uluslararası komplo ve İmralı Adası'nda hayata geçirilen tecride ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin İl Örgütü bir panel düzenledi. HDP Kızıltepe İlçe binasında düzenlenen panele HDP Mardin Milletvekilli Ebru Günay, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Şerif Tunç, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal ve çok sayıda yurttaş katıldı. Polis ablukasına alınan ilçe binasında yapılan panel demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Açılış konuşmasını DBP MYK üyesi Şerif Tunç yaptı.
15 Şubat komplosu ve sonrasında yaşananlara dikkat çeken Şerif, hayata geçirilen tecridin de komplonun bir devamı olduğuna ve buna karşı çıkmanın herkesin görevi olduğunu belirtti.
'İmralı'da uygulanan tecrit dünyanın hiç bir yerinde yok'
Ardından söz alan Asrın Hukuk Bürosu Avukatı Newroz Uysal, 15 Şubat sonrasında İmralı'da değişen hukuki sistemi ve var olan tecride ilişkin konuştu. Newroz, "O dönem Kürt halkı nasıl ki idamı kabul etmediyse tecridi de kabul etmedi. Bunun üzerinden 21 yıl geçti. Bugün Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü değil tecridini konuşuyoruz. Neden bunu konuşuyoruz çünkü hukuk anlamında hiç bir şey işletilmiyor. 21 yıldır Sayın Öcalan telefon görüşmesi yapmadı sesi kimseye gelmedi. Üzerinde fiili yasaklar uygulanıyor. Sayın Öcalan cezaevinde hakkı olan hiç bir şeyi kullanamıyor. Ne mektup ne gazete ne de televizyon. İmralı'da öyle bir sistem kurulmuş ki Sayın Öcalan'ı teslim almak istiyorlar. Ama bunlara rağmen çözüme olan direnci her zaman oldu. Teslim olmayı kabul etmedi ve yıllardır orada direniyor" dedi.
'Büyük bedeller verildikten sonra görüşmeler yapıldı'
İmralı'da var edilen tecridin dünyanın hiç bir yerinde uygulanmadığını ifade eden Newroz, bu uygulamanın bir tek Türkiye'de var olduğuna dikkat çekti. Newroz, "İmralı'nın 21 yıllık hukukunda neler yaşandığını neler olduğunu biliyoruz. OHAL ilanından sonra da bu süreçte görüşmelere yasak konuldu. Bu karar da hukuki değildi. OHAL kalktıktan sonra biz başvuruda bulunduk Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Ondan sonra kendilerine göre yeni bir format uyguladılar ve disiplin cezasını ortaya koydular. Bu süreçte tecrit kalkana kadar da çok büyük bedeller ödendi. Grevler yapıldı ölüm oruçları başladı. Grevler sürecinde avukatların görüşme yasağı ortadan kalktı. Ama aileler o süreçte de görüştürülmedi. Sayın Öcalan'ın tecrit altında olması hem hukuki hem de yasal anlamda çok farklı bir durum. Grevler sonucunda biz avukatlar 5 kez adaya gidip görüşme gerçekleştirdik. Ama onlardan sonra bizim de bütün başvurularımız reddedildi" ifadelerini kullandı.
'Tecride karşı direniş kesintisiz sürmeli'
Kürt halkının tecride karşı sessiz kalmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Newroz, "Son görüşmemizden bu yana 8 ay geçti. Bu süreçte yaptığımız bütün başvurularımız da kabul edilmiyor. Aileler için de disiplin cezasını gerekçe gösterip görüşmeyi yasaklıyorlar. Biz gidip bu cezanın gerekçesini öğrenmek istediğimizde de kabul etmiyorlar. Bunlara karşı itiraz ediyoruz ama onu da reddediyorlar. Bugün Sayın Abdullah Öcalan olmadan bir hayat sürülmesini istiyor devlet. Onu unutturmak istiyor. Bunun için tecride karşı süresiz bir direniş sergilenmesi gerekiyor" diye konuştu.
Panel, soru cevap şeklinde basına kapalı olarak devam ediyor.