'Anneler ki yaşamı doğurandır, annelerden uzak durun'

  • 13:32 20 Nisan 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 734’üncü haftasında, 24 Nisan 1915 yılında kayıp edilen Ermeni aydınlarını andı. Anneler ayrıca, “Gebze’de cezaevi önünde itilen annelerin ne yaşadığını en iyi biz biliyoruz. Onlar sadece evlatlarının yaşam hakkı için mücadele veriyorlar. Ve itildiler, tartaklandılar, şiddete maruz kaldılar. Bu hukuksuzluğa son verin. Anneler ki yaşamı doğurandır, annelerden uzak durun” dedi. 
 
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 734’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, bir kez daha polis tarafından engellendi. Cumartesi Anneleri, polis engelli üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi. Sokak, polisler tarafından her hafta olduğu gibi yine ablukaya alındı. Açıklamada Cumartesi İnsanları, üzerinde kayıpların fotoğraflarının olduğu tişörtler giyerek, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfil taşıdı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda kişi katıldı.
 
’26 çocuk kayıp edildi’
 
Eylemde bu haftanın açıklamasını İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Besna Tosun yaptı. Yaşam hakları devletin güvencesinde olan çocukların yaşam hakkının en vahşi ihlali olan gözaltında kaybetme fiiline maruz kaldığını söyleyen Besna, “1992-1997 yılları arasında OHAL yönetimindeki Batman, Bitlis, Bingöl, Cizre, Dargeçit, Dersim, Şırnak, Kulp, Mardin, Nusaybin, Yüksekova, Silopi ve Lice’de 26 çocuk gözaltında kaybedildiler. Çocukların gözaltında kaybedilişi savcılık fezlekelerinde, mahkeme tutanaklarında ve AİHM kararlarında detaylı bir biçimde yer aldı. Ancak ailelerin başvuruları iç hukukta sonuçsuz bırakıldı. Devlet bugüne kadar etkin soruşturma yürüterek suçun açığa çıkartılması ve faillerin cezalandırılması yükümlülüğünü yerine getirmedi” dedi. 
 
Besna, Dersim Mirik Mezrası'nda ailesiyle birlikte kaybedilen 3 yaşındaki Dilek Serin, Şırnak'ta kaybedilen 12 yaşındaki İlyas Diril, Yüksekova’da kaybedilen 13 yaşındaki Münir Sarıtaş, Lice’de dedesi ile birlikte kaybedilen 14 yaşındaki Metin Budak ve diğer çocukların akıbetlerinin açıklanması talebinin devlet tarafından karşılıksız kaldığının altını çizdi.
 
‘174 Ermeni aydını gözaltında kayıp edildi’
 
Bugün aynı zamanda 104 yıl önce evlerinden alınıp bir daha geri dönemeyen Ermeni aydınları anmak için buluştuklarını vurgulayan Besna devamında şunları dile getirdi: “ 24 Nisan 1915 tarihinde İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey'in emriyle İstanbul’da 250 Ermeni evlerinden gözaltına alındı. Milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi olan bu aydınlar Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi. Gözaltına alınanlar önce Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ ne götürüldüler. 25 Nisan 1915 tarihinde güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldılar. Neden tutuklandıklarına ve nereye götürüldüklerine dair kendilerine bilgi verilmedi. 158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a sevk edildi. Gözaltına alındıkları andan itibaren başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanlardan 174'ü bir mezar taşları bile olmadan yok edildi” diye konuştu.
 
‘734 haftadır unutturmaya karşı hatırlamayı sahipleniyoruz’
 
Kaybedilen çocukları ve Ermeni aydınları hatırlama ve hatırlatma ısrarında olduklarını kaydeden Besna, “İnsanlığa karşı suçlardaki inkar, unutturma ve cezasızlık politikasının hakikati ortaya çıkarma ve adaletin gerçekleşmesini engelleme işlevi gördüğünü biliyoruz. Bunun için 734 haftadır unutturmaya karşı hatırlamayı, inkara karşı hakikati, cezasızlığa karşı adaleti sahipleniyoruz. Çocuk kayıplarımız ve gözaltında kaybedilen İstanbullu Ermeni aydınlarımız için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.”
 
‘Annelerin üzerinden elinizi çekin’
 
Ardından gözaltında kayıp edilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak konuştu. Gözaltında kayıp edilen çocukların faillerinin yargılanması ve onlar için bir mesaj istediklerini vurgulayan Maside şöyle konuştu: “Evlat acısının ne demek olduğunu en iyi biz biliyoruz. Çünkü biz tanık olmadık yaşadık. Halen de yaşıyoruz. Dün Gebze Cezaevi önünde itilen anneler. Şiddete maruz kalan annelerin ne yaşadığını en iyi biz biliriz. Onlar sadece evlatlarının yaşam hakkı için mücadele veriyorlar. Ve itildiler, tartaklandılar, şiddete maruz kaldılar. Tıpkı 700’cü haftada bizlerin şiddete uğradığımız gibi. Tüm annelerin üzerinden ellerinizi çekin artık. Bu hukuksuzluğa son verin. Anneler ki yaşamı doğurandır, annelerden uzak durun.”
 
'24 Nisan 1915 kötülüğün başladığı milattır' 
 
Daha sonra HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan konuştu. Cumartesi Anneleri’nin kayıp fotoğraflarının yanına Ankara Ayaş’ta gözaltında kayıp edilen Ermeni aydınlarının, milletvekillerinin gazetecilerinin fotoğrafını koyduğunu belirtti. Kötülüğün 1915’te sıradanlaştığını hatırlatan Garo, “24 Nisan 1915 kötülüğünün başladığı milattır. O milada bakmak o milatla yüzleşmek, o miladın hesabını sormak aynı zamanda bu gün sıradanlaşan kötülükle de hesap sormaktır. Dün öğlen saatlerinde annelerimize yapılanları gördük. Orada polis memuru annelerimize büyük bir hakarette bulundu. Maalesef o hakareti yapan polistir, o hakareti yapan yetkililerde büyük bir alçaklığa imza attılar” dedi.