Gülistan Kılıç Koçyiğit: Sesimizi duyurmanın yolunu bulmalıyız

  • 13:34 14 Nisan 2019
  • Güncel
İSTANBUL - HDK 9'uncu Dönem 2'nci Genel Meclis Toplantısında konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, açlık grevcilerinin taleplerine ilişkin hükümetin sessizliğini kınadı ve "Sesimizi duyurmanın yol ve yöntemlerini bulmalıyız. Sağır olanlara sesimizi duyurmak, kör olanlara gerçeği göstermek zorundayız" diye ekledi. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 9'uncu Dönem 2'nci Genel Meclis Toplantısını Taksim'de bulunan genel merkezlerinde gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı toplantıda ilk önce divan seçimi yapıldı. Saygı duruşu ile başlayan toplantının açılış konuşmasını HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit yaptı. 
 
'Hükümetten şuana kadar en ufak bir dönüş olmadı' 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'in açlık grevinin 158'inci gününe girdiğinin altını çizerek konuşmasını sürdüren Gülistan, hükümetin açlık grevlerine ilişkin sessizliğini kınadı. Açlık grevlerinde olanların taleplerini hatırlatan Gülistan, "Hukuki anayasal ve uluslararası sözleşmelerle vaadlanmış olan bütün bu taleplere karşı ne yazık ki hükümetten şuana kadar en ufak bir geri dönüş ya da yanıt oluşmuş değil. Buna karşı cezaevlerinde çıkan 7 insanın cenazeleri de insanlık dışı bir uygulamayla defnedildi. Defnetme hakkı ve yas tutma hakkı da devlet eliyle gasp edilmiş ve yok sayılmıştır" dedi.
 
'Sesimizi duyurmak zorundayız'
 
"Sesimizi duyurmanın yol ve yöntemlerini bulmalıyız" diyen Gülistan, "Sağır olanlara sesimizi duyurmak, kör olanlara gerçeği göstermek zorundayız. Bu da ancak bütün toplumun bütün kesimleri tarafından gerçek anlamda bir mücaladelenin sokakta yürüyen bir demokratik, meşru ve barışçıl gösteri hakkının sonuna kadar kullanılması, ailelerin sahiplenilmesi, cezaevindeki her bir mücadale edenin talebinin etrafında kenetlenmesiyle olabilecek birşeydi. Temel aldığımız esas şeyin yaşam hakkının olduğunu birkez daha altını çizmek istiyoruz" diye belirtti. Bütün hak ihlallerinin AKP hükümetinin süreci nasıl yönetmek istediğini gösterdiğini dile getiren Gülistan, bütün bu emarelere karşı birleşik ve demokratik bir mücadele hattının büyümesi gerektiğini söyledi.
 
'AKP hükümeti ile İsrail hükümetinin cezavleri politikaları benzer'
 
Filistindeki açlık grevlerine de değinen Gülistan, " Filistinde de cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla 150 Filistinli tutsakla başlayan ve şuan da 400'e yaklaşmış olan bir açlık grevi eylemi var. Ordaki taleplerde aslında cezaevi koşullarının durumunu, aile görüşlerinin ve telefon haklarının kısıtlılığı üzerinedir. Bu anlamda AKP hükümeti ile İsrail hükümetinin cezaevi politikalarının benzerliği ve buna karşı bütün özgürlük mücadelesi yürütenleri demokratik siyaset yürütenlerin direniş hattının da benzerliği ve her birimizin görmesi gereken bir çizgi olarak da karşımıza çıkıyor" ifadelerinde bulundu.
 
'HDP'nin stratejisi muazzam bir başarıya imza attı'
 
31 Mart Yerel Seçimleri'ne de dikkat çeken Gülistan, hükümetin takındığı tavrın antidemokratik olduğunu, devlet kurumlarının birebir partileşmesi sürecine tanıklık ettiğini ifade etti.  HDP'nin stratejisinin muazam bir başarıya imza attığını vurgulayan Gülistan, "Türkiye'nin batısında AKP ve MHP itifakına kaybettirdiğini Kürdistan'da büyük oranda kayyumlardan belediyeleri geri aldığımızı da ifade etmek istiyoruz. Bu başarıyı genelde HDP özelde ise Kürt halkı açığa çıkarmıştır. Kürt sorununu demokratik yollardan çözümüne kapalı olan, Kürt sorununu şiddetle ve güvenlikçi konseptle çözmeye çalışan anlayışa tarihsel bir yanıt oluşturulmuştur. Bu yanıtın iyi okunması  ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Kürt halkının beklentilerine cevap oluşturmayan, en temel taleplerini şiddetle boğmaya çalışan anlayışın iktidara tutunamayacağını aslında Türkiye'de bir varlık gösteremeyeceğini de kanıtlandığı bir seçim olmuştur" dedi.
 
'YSK'nin varlığından söz edemeyiz'
 
Kürt halkının ve HDP'nin demokrasinin kapısını araladığını sözlerine ekleyen Gülistan, şöyle devam etti: "Bize ve Türkiye halklarına düşen bu kapıyı sonuna kadar açmak. Ne olursa olsun demokrasiye ulaşmak olmalıdır. Seçim sürecinde usülsüzlükler yaşandı. HDP'nin hiçbir itirazı gerekçe dahi gösterilmeksizin reddedilirken AKP ve MHP'nin itirazları kabul edildi ve birçok yerde sayım yapıldı. Bu bize neyi gösteriyor.  Biz bu ülkede seçim güvenliğinden,seçim şeffaflığından ve kendisini kural ve yasalarla sınırlandırmış, görev ve yetkilerini hukuka gore kullanan YSK'nın varlığından da bahsedemeyiz. Bu anlamda YSK bu seçimlerde kendi varlığına birebir kastetmiş ama kendi varlığına kastetmekle kalmamış devletin anayasal düzenini değiştirme ve ortadan kaldırma yönünde ciddi bir adım atmıştır. Bunu nasıl yaptı. KHK'lı olan belediye eş başkanlarımız ve meclis üyelerimize mazbatalarını vermeyerek yapmıştır. Hukuk skandalının üzerine yeni bir imza atarak ikinci olan partiye yani seçimin kaybedenine mazbata vermiştir. Bu sonuçları ne olursa olsun kabul etmediğimizi ve gasp edilen belediye başkanalarının meşru belediye başkanları olmadıklarını aslında gasp ettiklerini ve YSK eliyle de halkın iradesine darbe uyguladıklarını birkez daha ifade etmek istiyoruz."
 
'DAİŞ birleşik mücadele ile yenilmiştir'
 
Bölgede en önemli gelişmelerden birinin DAİŞ'in yenilgisi olduğunu belirten Gülistan, "2011 yıllarıyla siyah bayraklarla Toyota ve bikaplarla gelen İŞİD kamyon kasalarında teslim oldu. İŞİD yenilgisinde emeği olan ve bu yenilgiyi sağlayan Ortadoğu'daki Suriye'deki bütün halklara minettar olduğumuzu ifade ediyoruz ve kahramanca mücadelelerini de burdan birkez daha insanlık adına selamlıyoruz. Ortadoğuyu ortaçağ karanlığına gömmeye çalışan İŞİD, halkların birleşik mücadelesi sayesinde yenilmiştir ve onların arkasında olan güçler de yenilmiştir. Onu destekleyen ve palazlandıran ona silah taşıyanlar da İŞİD'in şahsında yenilmişlerdir" şeklinde konuştu.
 
'1 Mayıs'ta tecride karşı ses yükselecek'
 
Son olarak 1 Mayıs Dünya İşçi Bayramına ilişkin de bilgi paylaşan Gülistan, bu yılki 1 Mayıs alanlarına ekonomik krizin gittikçe katmerleştiği, bütün faturanın işçi ve emekçilerin sırtına yüklendiği bir dönemde girdiklerini belirtti. Gülistan, "Bununla beraber tecride karşı mücadelenin yükseldiği ve şuan da cezaevlerinde binlerce siyasi tutsağın bedenini açlığa yatırdığı bir dönemde giriyoruz. Bu yılki 1 Mayıs'ın hem tecride karşı mücadelenin yükseltildiği ve açlık grevcilerinin taleplerinin sahiplenildiği 1 Mayıs olması itibarıyle hem de emeğin haklarının savunulduğu işçi sınıfının daha fazla kendini gösterdiği ve hükümete de kırmızı kartı göstereceği bir 1 Mayıs olmasını istiyor ve temenni ediyoruz" diye konuştu.