Leyla Güven’in eylemine destek:Tecrit yalnızca HDP’nin ya da Kürtlerin sorunu değil 2019-01-14 09:03:36   ANKARA - Leyla Güven’in açlık grevi eylemine çağrıda bulunan HDP’li kadın siyasetçiler, tecridin sadece HDP’lilerin ya da Kürt halkının sorunu olmadığına dikkat çekerek, kadın platformları, devrimci, demokrat, muhalif olan herkesin artık sesini yükseltmesi gerektiğini belirtti.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlatmış olduğu açlık grevi 68 günü geride bıraktı. Leyla’nın eylemine destek amacıyla 30 cezaevinde onlarca tutsak da süresiz- dönüşümsüz açlık grevine devam ediyor. Leyla’nın sağlık durumunun giderek kritikleştiği ve sağlık sorunlarının arttığı belirtilirken, kadın siyasetçiler, tecridin sonlandırılması çağrısında bulundu.   ‘Tecrit insan haklarına aykırı bir suçtur’   HDP Ankara İl Eşbaşkanı Zeyno Bayramoğlu, tecridin insan haklarına ve anayasaya aykırı bir suç olduğunu ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu dile getirdi. “68 gündür süren bu sessizliğini artık bitmesi ve herkesin sesini yükseltmesi gerekir” çağrısı yapan Zeyno, “Bu yalnızca HDP’lilerin sorunu değildir. Bu tüm toplumun sorunudur. Kendini demokratik ve muhalif olarak adlandıran tüm kesimlerin artık ses çıkartması ve birlikte bir şeyler yapmasının zamanıdır. Yoksa bu sessizlik hepimizi öldürecek” diye konuştu.    Açlık grevindeki tutsakları da hatırlatan Zeyno, “Biliyoruz ki bir ülkede cezaevlerinde açlık grevi ve direnişler başlamışsa o ülkenin içinde olduğu durum son derece vahimdir. Hem yetkililerin hem Türkiye toplumunun bu konuda duyarlı olması gerekir. Bu hepimiz için daha kötü ve karanlık günlerin geleceğine işarettir. Hep birlikte Leyla Güven’e ve tutsaklara ses verelim” dedi.    ‘Kadın platformlarını sesini yükseltmeye çağırıyoruz’    HDP Ankara İl Yönetimi’nden Betül Koca ise Leyla’nın çözümün odak noktasına işaret ettiğini vurguladı. 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana halklara karşı bir saldırı politikasının geliştiğini vurgulayan Betül, şöyle konuştu: “Barış isteyen insanları tutukluyorlar. Akademisyenleri tutukluyorlar. Kadınları susturmaya çalışıyorlar. Bugün itirazı olan herkesi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu yüzden Leyla Güven’in direnişinin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir kadın olarak bunu başlatması kadın mücadelesini de yükselten bir yerde duruyor. Tüm kadın platformlarını bu sesi yükseltmeye çağırıyoruz. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının, devrimci demokrat kurumların bu sesi yükseltmesi önemli. Aslında bu saldırının ana kaynağı barışın inşasını yok etme çabalarıdır. Tekrardan o barışı hep birlikte inşa edeceğimizi biliyoruz. Barış demekten, özgürlük ve demokrasi demekten vazgeçmeyeceğiz.”   ‘Parlamento taleplere sağır olmuş durumda’   HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz ise Hakkâri halkının iradesi olan Leyla Güven’in açlık grevinde kritik olan eşiği geçtiğini vurguladı. “ Süreç elbette ki sıkıntılı ve zorlu. Parlamentoda, iktidarda ve muhalefette kulaklar sağır, gözler kör ve ağızlar dilsiz olmuş durumda” diyen Dilşat, başta kadınlar olmak üzere herkesin Leyla’nın talebini yükseltmesi gerektiğini ifade etti.    ‘Hepimiz kendi cephemizden ses olmalıyız’   Tecridin sadece İmralı’da uygulanmadığını bir bütünen tüm topluma sirayet ettiğini ifade eden Dilşat, “Tecrit Kürt halkına, Alevilere, işçilere, kadınlara, emekçilere ve tüm ötekilere uygulanmış bir tecrit. Türkiye ve Kürdistan halklarına uygulanmış bir tecrit. O yüzden hepimiz kendi cephemizden birer ses olmalıyız. Ta ki tecridin son bulduğu ve Leyla Güven’in yeniden parlamentoda aramızda yanımızda olduğu bir süreci yaşayana kadar” diye konuştu.