HDK bileşenleri: Hükümetin tecrit politikalarına karşı ortak tutum sergilenmeli 2019-01-13 14:20:48   ANKARA -  HDK 9. Genel Kurul'unda tek tek söz alan bileşenler, Leyla Güven ve siyasi tutsakların tecride karşı başlattığı eyleme dikkat çekerek, hükümetin tecrit politikalarına karşı ortak tutum sergilenmesi gerektiği belirtildi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 9. Dönem Genel Kurul'u, bileşen ve konuk konuşmacılar ile devam etti.    Leyla Güven'in eylemine dikkat çekildi   İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde başlayan açlık grevlerine dikkat çekerek, "İnsan hakları savunucuları olarak bu süreci takip etmek için merkezi bir koordinasyon oluşturduk. Taleplerini dinledik. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tamamen kalkması gerekir" dedi.   Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik de Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 67 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven'in eylemine ilişkin, "Tecrit, baskıların en hukuksuz uygulamalarındandır. Leyla Güven'in açlık grevi talebinin karşılanmamış olması, iktidarın tecrit karşısındaki tutumunu açıkça göstermektir. Hükümet tecrit konusundaki uygulamalarına son vermeli ve bu sorunu çözmelidir. Açlık grevindeki tutsakların talepleri karşılanmalı ve hükümetin politikalarına karşı ortak tutum almamız ve mücadele etmemiz gerekmektedir. Birlikte direnmeli ve mücadele etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.      'Sayın Öcalan'a selam olsun'   Daha sonra söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, AKP hükümetinin kendisini kapitalist modernite ile var etmeye çalıştığını belirtti. Halide, "Bu zihniyet AKP sistemi ile kendisini kamulaştırmanın araçlarını çoğaltıyor.  Bunu kimi zaman Kürtler üzerinden var etmeye çalışıyorsa kimi zamanda kadın, erkek fark etmeksizin var olduğunu asimilasyona karşı kendini var eden halklardan AKP'den nasibini alıyor. Sözümüzü söylemenin bir yönü ile bizi daraltmaya çalışıyor. Yeni seçimde sandıklarla söz söyleme siyaseti haline geldi.  Mücadele etme alanlarından biridir. İmralı adasından bize bir ses geldi.  Sayın Öcalan'a selam olsun. Bize bu yolu açan Leyla Güven'in direnişine selam olsun" dedi.     'Kayyımları geldikleri yere göndereceğiz'   31 Mart'a yapılacak yerel seçimlere değinen Halide, tutuklu olan belediye eşbaşkanlarına selamlarını ileterek konuşmasına devam etti.  Halide, "Kürdistan'da belediyelere atanan kayyımlar var ve tutuklu belediye eş başkanlarımız var.  Kayyımları geldikleri yere geri göndereceğiz.  Kürdün kazanıma düşman olan Erdoğan rejimi kendi öz yönetim alanlarını yıkarken, Kürt halkını yıkmaya çalışıyor.  Rojava'ya gireceğim noktasında Kürt kazanımı üzerinde faşizmi kurumsallaştırmaya çalışıyor.  Bu yüzden devrim sadece bir an değildir, bir geçmişi vardı.  Kürt topraklarının sahibi Kürtlerdir, kadınlardır, direnişçilerdir" ifadelerinde bulundu.     'İnsanlar itibarsızlaştırılarak rehin tutuluyor'   Ardından söz alan Yeşiller ve Sol Gelecek Parti (YSGP) sözcüsü Sinan Tutal, Türkiye'de yeni bir rejimin  inşa edilmeye çalışıldığını belirtti. Sinan, devamında şöyle konuştu: "Bu başkanlık sistemi aslında kapitalist sistemi düzenlemeye yönelikti.  Ama sorunlar katlanarak devam ediyor.  Yaşadığımız ekonomik kriz işsizlik sayısının artmasına ve KHK mağdurları ortaya çıkıyor.  Önümüzdeki süreç  Türkiye'de ciddi anlamda yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmıştır. İnsanlar önce itibarsızlaşmıştır.  Tehdit edilmekten bir sonuç alınmıyorsa,  rehin alınmaktadır.  Rehin alınmakta yetinmeyip tecrit altına alınmaktadır."    'Yeni mücadele alanları açılması lazım'   Tek adam rejimini geriletilebilmesi için toplumların önünde bir seçim olduğunu söyleyen Sinan, "Bu seçimlerde ilk önce Kürdistan illerinde kayyımları atmak olacaktır.  İkinci hedef batı illerinde belediyeleri kazanmaktır.  Bu süreçte HDK önemli bir süreci örgütleyecektir. AKP'nin tek adam rejimini sorgulatması açısında bir başarıya ihtiyaç vardır. Şuanda AKP'nin tek başına buraya gelmesinin sorunlarından biride toplumsal sessizliktir. Türkiye'deki bazı mücadele araçları kısıtlanmıştır. Bize yeni bir mücadele alanlarının açılması lazım. Biliyoruz ki  bu iktidar Rojava  ve Gezi'yi duyunca tir titremektedir. Bu yüzden yeni örgütlü alanları açmamız lazım. Örgütleneceğiz, birleşeceğiz ve kazanacağız" dedi.    'Fransa'dan Rojava'ya itirazlar var'   Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise,  bu sürecin demokratik süreci örgütlemekten geçtiğini söyleyerek, "Fransa'da sarı yeleklilerden Rojava'dan örgütlü mücadeleye karşı halkların itirazı büyüyerek devam ediyor. Kötülük ve iyiliğin esaret ve özgürlüğün cep meydanına düşmüş durumdayız. Ortadoğu ve bölgemizde yürütülen savaşa karşı halklar direnişlerini devam ediyor. HDK bu deyişeler ve ayrı ayrı akan nehirleri birleştirmek için vardır" ifadelerini kullandı.     'AKP 'ye karşı durmaya devam ediyoruz'   Devletin HDK'nin gücünün farkında olduğu için saldırılarına devam ettiğini söyleyen Canan, "Binlerce yoldaşımızı gözaltına aldılar,  ama bizler AKP faşizmine karşı durmaya ve direnişle mücadele etmeye devam ediyoruz.  Kriz yoktur demeye devam eden AKP'ye karşı durmaya devam ediyoruz.  Barışı savunmaya devam edeceğiz. 31 Marta yapılacak seçimlere topyekûn bir arada olmaya devam ediyoruz.  HDK sömürgeciliğe karşı mücadeleyi birleştirme imkanı vermektedir. Bizler de  bir kez daha sömürüye, ataerkile karşı direniş ve  mücadele ediyoruz" dedi.    Genel Kurul konuşmalar ile devam ediyor.