Çalışma arkadaşı Sakine Cansız'ı anlattı: Hayallerinden biri de evrensel kadın birliğiydi 2019-01-07 09:03:26   HABER MERKEZİ - Sakine Cansız'ı katledilişinin 6'ncı yılında mücadele arkadaşı Gönül Kaya anlattı. Sakine'nin yaşamında umutsuzluğa yer olmadığının altını çizen Gönül, Sakine'nin yaşam duruşundan mücadele hayatına pek çok noktaya dikkat çekti.    PKK'nin kurucularından Kürt siyasetçi Sakine Cansız ile arkadaşları Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Avrupa Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez'in Fransa'nın başkenti Paris'te katledilmesinin üzerinden 6 yıl geçti. Aradan geçen 6 yıla rağmen katliamın asıl sorumluları ortaya çıkarılmazken, Kürt kadınları Sakine ve yoldaşlarının yarım kalan hayallerini gerçekleştirmek için mücadelelerine daha fazla sarıldı.    Maruz kaldığı işkencelere direngenliği ile cevap olan Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinin öncülerinden Sakine Cansız'ı, Avrupa'da beraber çalıştığı mücadele arkadaşı Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Yürütme Kurulu üyesi ve aktivisti Gönül Kaya anlattı. Yıllardır Avrupa'da yaşayan ve Sakine Cansız ile birlikte Kürt kadınlarının TJK-E çatısı altınca birleşmesine öncülük eden isimlerden olan Gönül Kaya, ajansımızın sorularını yanıtladı.      *Sakine Cansız'ın çalışma tarzı ve duruşu nasıldı?   Öncelikle 6 yıl önce Paris'te alçakça bir saldırı sonucu şehit düşen kadın özgürlük mücadelemizin öncüleri olan Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez yoldaşlarımızı saygıyla, büyük bir özlemle, sevgiyle anıyorum. Bu katliamı gerçekleştirenlerden adalet önünde hesap sorma kararlılığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.    Heval Sakine, Kürdistan özgür kadın mücadelesinin yanında dünya kadın özgürlük mücadeleleri açısından da öncü bir kişiliğin, duruşun ve çalışma tarzının temsilcisi olmuştur. Binlerce yıllık eril zihniyetle, onun her türlü kurumsal yapılarıyla mücadele etmek bir kadın için çok büyük düşünmeyi, yaşamayı, çalışmayı gerektirir. Yine iktidarcı-devletli erkek uygarlığına karşı kendini var kılmak ve yaşamak istediğin sistemi ve toplumu inşa etmek yılmadan, hiçbir zorluk karşısında pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan yürümeyi gerektirir. İşte Heval Sakine gerçekliğinde bu ve daha birçok özelliği görmek mümkündür.    Sakine Cansız, Kürt özgürlük mücadelesinin yanında dünya kadın özgürlük mücadeleleri açısından da öncü bir kişiliğin, duruşun ve çalışma tarzının temsilcisi olmuştur.    Özgür yaşamayı istemek önemlidir ama onu gerçekleştirmek ise çok daha farklı bir duruşu gerektirmektedir. Heval Sakine'nin özgürlüğe olan inancının ne kadar büyük olduğunu, onun yaşam duruşunda ve çalışma tarzında gördük, tanık olduk. Düşüncelerini mevcut sisteme bulaştırmadan, bu sistem içinde sistemle mücadele etmek kolay değildir. Heval Sakine'de bu başarıldı. Yaşamını, çalışmalarını hep kendi öz iradesine, öz gücüne, öz emeğine dayalı yürüttü. Yaşamında ve çalışmalarında disiplinli ve planlı olmak esastı. İnsanın özünün biçimine yansıması temelinde hareket etti.    Bir devrimci olarak birlikte çalıştığı kadın yoldaşlarıyla ortak, kolektif hareket etmek onda temel bir tarzdı. Küçük ya da büyük demeden ne çalışma olursa olsun yapardı. Hem de büyük bir mutlulukla. Çalışmak, hele de özgürlük için bunu yapmak onun için dünyanın en büyük zevkiydi. Kendine karşı özgüven kadar büyük bir alçak gönüllük de hep canlıydı. 'Ben bu hareketin kurucusuyum, her şeyi ben bilirim' demezdi. En yeni, genç bir yoldaşıyla konuşurken, ona büyük bir ciddiyetle yaklaşır, dinlerdi.    *Sakine'nin sorunlara karşı çözüm yöntemleri nasıldı, neler yapardı?   Heval Sakine, 40 yıllık özgürlük ve hakikat mücadelesinde çok tarihi ve zorlu süreçleri yaşamış bir insandır. 1970'lerdeki ilk devrimci örgütlenme süreçleri, Amed zindan direnişi, ilk kadın ordulaşma süreci v.b. süreçlerde yerini öncü düzeyde almış, önemli bir kadın mücadele tecrübesini yaratmıştır. Heval Sakine, en zorlu sorunlar karşısında nasıl çözüm gücü olunur, bunu kadın yoldaşlarına hep öğretmiştir. Hangi sorun olursa olsun, hep çözüm perspektifiyle bakmayı öğretmiştir. Bir sorunu tüm yönleriyle tahlil etmek, nedenlerini anlamak onda bir tarzdı. Sorunlar karşısında şikayetçi ve çaresiz duruş ve üsluptan nefret ederdi. Çözüm için ısrarlı olmak, asla pes etmeyi düşünmemek, yine dogmatik olmadan farklı yol ve yöntemlerle hedefe ulaşmak gibi özellikleri esas alırdı. Örneğin toplumsal sorunlar karşısında kadının geriliklerden arındırılarak, erkek egemenlikli güçlerle mücadele etmesini sağlamak gerektiğini gösterirdi. Bu yüzden sorunlar karşısında kolay ağlamak, karalar bağlamak, karalar giymek onun yanında yoktu.     Kadınla doğru yoldaşlık ilkeleri onun yaşam ve devrimcilik ilkeleriydi.   *Sakine'nin genel mücadele içerisinde kadına olan yaklaşımı nasıldı?   Heval Sakine hem kadın hareketinin hem de genel özgürlük mücadelesinin öncüsüdür. Özgün kadın örgütlenmesinin kendini hep aktif, akıcı, güçlü kılması ve bunun üzerinden kadının güçlenerek, toplumsal mücadele alanlarında örgütlü kimliği ve duruşuyla yerini alması için mücadele ederdi. Bu mücadelemizin de bir ilkesidir. Heval Sakine, mücadele eden, bilinçlenen kadına müthiş güvenirdi. Kadınla doğru yoldaşlık ilkeleri onun yaşam ve devrimcilik ilkeleriydi.    *Sakine, kadın kurtuluş ideolojisini hangi çerçevede ele alırdı ve nasıl değerlendirirdi?   Kadın kurtuluş ideolojisi salt teoriye dayalı bir ideoloji değildir. Heval Sakine'de de bu ideolojiyi yaşamsallaştırmak önemliydi. Salt söylemde bırakmamak önemliydi. Özgür bilinç ve irade kazanmak temelinde örgütlü sistem içinde mücadele sürdürmek ön plandadır. Bu anlamda onda mücadele sadece bireysel bir gerçekliği ifade etmez. Yine ülke sevgisi, ülkesinin dağları onda hep canlıdır. Bu sevgisini doğayla buluşmalarında, yine dağlardaki coşkulu yaşamında görmek mümkündür. Özgür bir yaşam için özgür topraklar gerekir. Yine kitabının ismi olan 'Hep Kavgaydı Yaşamım' onun ideolojisini, yaşam felsefesini ifade eder. Mücadeleciliği bir yaşam tarzı olarak benimsemiştir. Özgürlük ahlakı ve bunun yaşamdaki estetik ifadesi ise Heval Sakine Cansız kimliğini tamamlayan boyutlardır.    Özgürlüğü ilkesizlik olarak görmez. Yaşamın eşitlik temelinde özgürleşmesi gerektiğine inanç vardır. Estetik ilkesi de onda vazgeçilmezdir. Yaşamı, konuşması, insanlarla kurduğu ilişkilerdeki üslubu çok çekicidir. Sanatsal incelikte ve güzellikte olmasına önem verir. Fiziksel görünümünde ne ataerkilliğin feodal ne de kapitalist özellikleri yansımaz. Düşünce ve iradedeki güzelliği fiziki duruşuna, giyiminden hareket tarzına, sesine kadar yansır. Kadınların güzel olması gerektiğine hep inanmıştır. Bu güzelliği felsefeyle, siyasetle, sanatla birleştirerek gösteren kadınlara hayrandı.    *Sakine'nin kadınlar üzerinde nasıl bir etkisi vardı?   Heval Sakine girdiği bir ortamda çekim merkezi olmayı başaran bir kadın olmuştur. Doğal bir otoritesi ve etki gücü her ortamda yansımıştır. Kadınlar onunla tartışmayı, düşünmeyi, paylaşmayı büyük bir sevgiyle yaşamışlardır. Karşı çıktığı, yanlış bulduğu şeylere karşı acımasız bir eleştirmen olurken, insanı ve onun iradesini kırmamayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle kadınlar onun yanında kendilerini özgür hissederlerdi. Onunla birlikteyken yaşam akademisinden ders alan öğrenciler gibi olurlardı. Hepimiz öyleydik. Kadınlar olarak onun enerjisinden, sevgiyle verdiği yaşam mücadelesinden bizler de büyük zevk alırdık. Müthiş bir eşitlerin ilişkisini yaratırdı bizlerle.    Paylaşılan mutluluk hakiki mutluluktur işte bunu Sakine’de görmüştüm.     *Sakine ile ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?   Heval Sakine ile yaşanılan her an büyük ve anlamlı anlar olmuştur. O kadar çoktur ki anılarımız… Kadınlara dönük bir toplantı için bir aradaydık. Kaldığımız yerin etrafı çok güzel bir coğrafyaya sahipti. Yeşillikler içinde, gölleri olan bir yerdi. Heval Sakine sabah erkenden kalkıp bu güzellikler içinde sporunu yapıyordu ve onu çok mutlu görmüştüm. Çocuklar gibiydi. Her sabah yanımıza döndüğünde yeşillikler toplardı. Ve sabah kahvaltısı için bu yeşilliklerden yiyecek hazırlardı. Kendisi et yemezdi. Bizim hiç aklımıza gelmezdi, gider dolaşır, gelirdik. Ama arkadaşlara bir şeyler götürelim diye düşünmezdik. Heval Sakine hep arkadaşlarını düşünürdü. Paylaşılan mutluluk hakiki mutluluktur, işte onu Heval Sakine de görmüştüm.     *Sakine'nin Abdullah Öcalan'ın fikir ve felsefesine olan yaklaşımı nasıldı?   Heval Sakine, Reber Öcalan'a yaklaşımı ve bağlılığı çok derindi. Reber Öcalan, sadece bir halkın Önderi değildir tabii ki. Evrensel temelleri olan bir özgürlük arayışçısı ve mücadelecisidir. Özgür insanı, özgür toplumu arayan bir insandır. Özgürlüğün kadınla doğru bir yoldaşlıktan, özgürlüğe ve eşitliğe dayalı yaşam ortaklığından geçtiğine inanan ve bunu bir ideoloji ve ilke haline getirendir. Bu mücadele yolunun inşa önderidir. Heval Sakine, Reber Öcalan'ın başlattığı bu mücadele yoluna büyük bir özgürlük aşkı ve ihtiyacı bilinciyle girmiştir. Kadın özgürlük mücadelesine bu temelde öncülük etmiştir. Reber Öcalan ile ideolojik, felsefi, siyasal, sosyal, örgütsel temelde bir yoldaşlığı vardır. Reber Öcalan'ın 20 yıldır esaret ve zulüm altında olması, onda tarifsiz acıları yaratmıştır. Reber Öcalan, Heval Sakine ile büyük bir inanç, güven, eşitlik, özgürlük, saygı ve sevgiye dayalı yoldaşlığı inşa etmeyi esas almıştır. Heval Sakine de bu nedenle Reber Öcalan'ın tüm toplumsal, siyasal adımlarını, düşüncelerini güçlü sahiplenmiştir. Savunmuştur. Toplumda anlaşılır kılınmasına çalışmıştır. Halkı örgütlerken, kadını eğitirken Reber Öcalan ne demek istiyor, sorunların çözümünde ne yapmamızı istiyor v.b. boyutlarda nefes nefese çalışmalar yürütmüştür. Son nefesine kadar da bir an bile tereddüt etmeden bu temelde hareket etmiştir.    *Paris Katliamı'nın amacı neydi? Katliamın arka planında hangi güçler var?   Biliyorsunuz Paris Katliamı'nın yapıldığı süreç önemli bir süreçti. Reber Öcalan hayatı boyunca ve halen de ezilenlerin ortaklaşmasına, birlikteliğine inanan ve egemenlere karşı tavizsiz mücadele yürüten bir insandır. Ezilenlerin birbirine karşı düşman edilmesi, savaştırılması, egemenlerin savaş ve şiddet politikalarına kurban edilmesine karşı hep 'çözüm, barış' demiştir. Heval Sakine de bunun için hep çaba harcamıştır. 2012 yılı sonlarında Kürt sorununun şiddet ve savaşla değil siyasal ve demokratik temelde çözüm yolunu aşmak için bir süreç başlatılmak istendi. Türk Devleti bir yandan İmralı'da görüşmeleri başlatırken, diğer yandan da Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncülerini hedefledi. 'Benim dediğim çizgiye gelmezseniz sizi imha ederim' mesajını Paris Katliamı ile vermek istedi. Bu mesaj Reber Öcalan'a dönüktü de. Bu mücadelenin en temel ayağı kadın özgürlük hareketidir. Önderliklerine en derin bağlılığa kadın sahiptir. Şiddet ve savaştan yana duruşunu kadın katliamını yaparak gösterdi. Heval Sakine kadın özgürlük hareketi kadar Kürt halkının ve tüm ezilenlerin direniş sembolü ve temsilcisidir. Onun ve Fidan Doğan, Leyla Şaylemez şahsında kadının direniş öncülüğüne de bir saldırı anlamına gelmektedir.    MİT kadar uluslararası alanda birçok kirli ittifaklarda rol oynayan Gladio örgütlenmesi de bu olayda rol oynamıştır.   Bu katliamın dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın bilgisi ve onayı, yine MİT'in planlaması ve pratikleştirmesi temelinde olduğu açığa çıkmıştır. Yine Paris gibi bir yerde böylesi bir katliamın yapılması çok basit bir olay değildir. Bu açıdan MİT kadar, uluslararası alanda birçok kirli ittifaklarda rol oynayan Gladio örgütlenmesi de bu olayda rol oynamıştır. Yani Kürdistan ve Türkiye halklarının özgür ve eşit birlikteliğinden, yine Kürt sorununun barışçıl temelde siyasal çözümünde çıkarı olmayan güçlerin de bu katliamda rolleri mutlaka vardır.    Siyasal bir cinayetti. Fransa adaletinin ve siyasal iradesinin bu olayın aydınlatılmasında sorumluluğu büyüktür.   *Paris Katliamı'ndan bugüne evrilen süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Katliamın aydınlatılmamasında Fransa ve Türkiye'nin rolü nedir?   Paris Katliamı’nın üzerinden 6 yıl geçti. Olayın tetikçisi olan katil yakalandı, cezaevine atıldı belki. Ama sorun sadece bu olayın katilini bulmak değildi. Bu olay bireysel olarak yapılmış bir katliam değildi. Siyasal bir cinayetti. Bu katil için daha sonra 'hastalığından dolayı öldü' denildi. Olayın başından beri bizler olayın tüm sorumlularının ortaya çıkarılmasını ve tüm sorumluların hesap vermesini insanlık ve demokrasi değerlerinin korunması, yine adaletin yerini bulması için temel şart olarak dile getirdik. 6 yıldır Kürdistanlı kadınlar ve devrimi demokrat kadın ve halklar bunun için hep eylem içinde oldular. Çağrılar yaptılar. Fransa adaletinin ve siyasal iradesinin bu olayın aydınlatılmasında sorumluluğu büyüktür. Üzerlerinde hala gölge vardır. Kapalı kapılar ardında Fransa ve Türk devleti mutlaka görüşmeler yapmışlardır. Nasıl pazarlıklar dönmüştür, tahmin ediyoruz. 2017 yılında Güney Kürdistan'da gerilla güçlerince yapılan bir operasyonla yakalanan MİT'in üst düzey adamları bu katliamla ilgili çok somut bilgi verdiler. Türk devletinin ve Erdoğan'ın rolünü kendileri itiraf ettiler. Fransa devleti kendi üzerindeki gölgeyi kaldırmak için bu bilgileri gereğince değerlendirmemiştir.    Fransa adaleti ve hukuku bu anlamda görevini yerine getirmemiştir. Biri bu katliamı yaparken, diğeri sessizliğiyle bu olayı aydınlatmamaktadır. Tüm bunlar bizler için net olmakla birlikte dünya kamuoyuna bu gerçeği somut göstermek ve bunun için mücadele etmek bizim için en önemli demokrasi mücadelesi olmaktadır. Bu mücadelemiz de sonuç alana kadar elbette ki devam edecektir.    *Sakine'nin yarım kalan çalışmaları var mıydı? Varsa nelerdi? Sakine'nin kadınlardan beklentileri nelerdi?     Heval Sakine'nin en büyük çalışması kadınların ve halkımızın özgürleşmesi önündeki tüm engellerle mücadele etme çalışmasıdır. Kendini bu kadar toplumsallaştıran bir kadın devrimci açısından da bu çalışma asla yarım kalmaz ve kalmamıştır. Heval Sakine'nin, Heval Fidan'ın ve Heval Leyla'nın gerçek yoldaşları onların amaçlarını gerçekleştirme mücadelesine devam etmektedirler. Heval Sakine için evrensel bir kadın birliğini, ortaklaşmasını kurmak da önemli bir çalışmaydı. Kadının özgün ve özerk toplumsal sistemini kurmak, kadın aydınlanmasını Ortadoğu'da büyütmek onun bizlere emanet ettiği çalışmalardır. Bunlar da devam etmektedir. Bizlerden beklentisi tüm bu çalışmaları başarıyla, ısrarla, zorluklardan korkmadan yürütmemiz ve büyük öğrenerek, dolu dolu, özgür ve anlamlı yaşayarak ve güç alarak yürümemizdir. Paris Katliamı'nın 6. yılında Heval Sakine, Heval Fidan ve Heval Leyla'nın bizlerden beklentilerini yerine getirme kararlılığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Anıları önünde tekrar saygıyla eğiliyorum.