‘Tecrit sistematik işkence yöntemine dönüştürüldü’ 2018-12-28 15:59:07   İSTANBUL - Barış Anneleri İstanbul Meclisi’nin tecride dikkat çekmek istedikleri açıklamaları polis engeline takıldı. Anneler adına konuşan Behiye Duman, tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde sürdürülen süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerine değinerek, “Önlem alınmaz ve taleplere cevap olunmazsa kan ve gözyaşının hakim olacağı bir döneme girileceğinin kaygısını taşıyoruz” dedi.   Barış Anneleri İstanbul Meclisi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride dikkat çekmek amacıyla meclis binaları önünde yapmak istedikleri basın açıklaması polis engeline takıldı. Barış Anneleri’nin yanı sıra bir araya gelen çok sayıda kadının dışarı çıkmasına izin vermeyen polis, Valilik emrinin olduğunu ve açıklamaya izin vermeyeceklerini aktardı.    Bunun üzerine anneler, “Biz açıklamayı burada yapacağız. Valiyi arayın biz konuşacağız. Kapının önü de binanın içi gibi. Her tarafta binalar var. Barikat kurmuşsunuz buraya. Vali bu ülkenin yasalarını çiğniyor. Siz mahkemeyi bizim kapımıza getirmişsiniz. Hangi mahkemeden söz ediyorsunuz. Hangi ülkede barış isteyen insanlar engelleniyor. Yıllardır buradayız, kimseyi rahatsız etmedik. Kimsenin yolunu kapatmadık. Bize baskı uygulamayın. Anne yüreği her defasında barış istiyor. Hukuk kalmadı, adalet kalmadı. Yazıklar olsun. Bu ülkede gerçek bir adalet gerçek bir hukuk herkese lazım. Bizden niye korkuyorsunuz?” diyerek karara tepki gösterdi.    Annelerin ısrarına rağmen devam eden polis engellemesi nedeniyle açıklama içerde yapıldı. Barış Anneleri adına açıklamayı yapan Behiye Duman, Roboski Katliamı’nın 7. Yıldönümünü hatırlatarak, “Hiçbir zaman bunu unutmayacağız. Roboski Katliamı, bütün Türkiye’nin sorunudur” dedi.   ‘Tecrit sistematik işkence yöntemine dönüştürüldü’   “Ortadoğu’nun yeniden dizaynı birçok ülkenin paylaşım savaşına dönüşmüştür” diyen Behiye, şöyle devam etti: “Bu durum hepimiz için endişe vericidir. Bu döngü sarmalında yoğun bedeller ödeyen anneler ve kadınlar, bu sürecin yaratacağı sonuçların toplumsal bir kaygı ve endişeye dönüştüğünü görmektedir. Önlem alınmaz ve taleplere cevap olunmazsa kan ve gözyaşının hakim olacağı bir döneme girileceğinin kaygısını taşıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit 4 yılı aşan bir zamana tekabül etmektedir. Bu faşizan uygulama savaşı derinleştirmekten başka bir sonuç vermeyecektir. Olası bir diyalog süreci gelişirse Sayın Abdullah Öcalan'ın tıkanan sürecin önünü açacağı birçok kesim tarafından bilinmesine rağmen her hangi bir adım atılmamaktadır. Ağırlaştırılmış tecrit, sistematik bir işkence yöntemine dönüştürülmüştür. Bu durum insan haklarından yana olan birçok kesimi etkilemekte ve halklarda ciddi bir tepkiye sebebiyet vermektedir” diye konuştu.    Behiye, ayrıca Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde sürdürdüğü açlık grevi eyleminin 51’inci gününe girdiğini hatırlattı. Leyla Güven’in talebinin başta anneler olmak üzere milyonların talebi olduğunun altını çizen Behiye, “Şu anda yüzlerce siyasi tutsak çeşitli cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. Kritik bir aşamaya geldikleri hepimiz tarafından bilinmektedir. Aynı talepler doğrultusunda 5 Ocak 2019 tarihinde 300 siyasi tutsak süresiz- dönüşümsüz açlık grevine başlayacaklarını açıklamışlardır. Biz anneler olarak taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz; Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve bedenlerini açlığa yatıran siyasi tutsakların taleplerinin karşılanmasıdır. Barış ve diyalog ortamının yaratılması için sesimizi duyurmaya ve onların sesine ses olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.