'Onurlu bir yaşam için direnen cezaevlerine ses olalım' 2018-12-28 09:05:02   Sibel Özalp   İSTANBUL - Silivri Cezaevi'nde maruz kaldığı hak ihlallerine karşı 5 Eylül’den bu yana açlık grevinde olan Mustafa Özgür Mulla'nın ablası Esra Mulla, duyarlılık çağrısı yaparak, "Hapishaneler bir ülkenin vicdanıdır ve o vicdan şu an kan ağlıyor. Hepimizin el birliğiyle bir şeyler yapması gerekiyor. Onurlu bir yaşam için ant içmiş insanlar direniyor. Seslerini duyuracak olan sadece bizler varız, onların sesi olmak zorundayız" dedi.    Silivri 6 No’lu L Tipi Cezaevi'nde tutuklu Mustafa Özgür Mulla ile 18 Aralık’ta açık görüşte görüşen ve işkence izleriyle karşılaşan aile, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu. 12 Ağustos'ta gözaltına alınan 13 Ağustos günü de çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak Metris Cezaevi'ne 2 gün sonra ise Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Mustafa, cezaevinde maruz kaldığı hak gaspları, keyfi uygulama ve baskılara karşı ise açlık grevi eylemine başladı.    Abla Esra Mulla, kardeşinin koğuşa düzenlenen bir baskın sırasında gardiyanlar tarafından kaba dayağa maruz kaldığını belirtti. Olağanüstü Hal (OHAL) süreciyle birlikte hak ihlallerinin daha da arttığını vurgulayan Esra, "OHAL'in kaldırılmasıyla birlikte hapishanelerde pek fazla şeyin değişmediğini görüyoruz. Her gün yeni haberler alıyoruz, kardeşim tutsak olduğu için birebir şahit oluyorum. Sağlık hakkı, kitap-yayın hakkı, görüşlerde kısıtlamalar gibi sayısız hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Görüş zamanlarımız dahi kısıtlanıyor" dedi.   'Onurlu yaşam için ant içmiş insanlar direniyor'   Hak ihlallerine karşı çıkan tutsakların disiplin soruşturmaları adı altında sayısız soruşturma ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Esra, "Her 3 hücre cezasında bir infaz yakmayla karşılaşıyorlar. Bu da bir işkence ve tehdit aracına dönüştürülmüş durumda. İşkencenin boyutunun, kime, neye, hangi koşullarda yapıldığının önemi yok. İşkence yapmak, insan haklarına ve insan onuruna tamamıyla aykırı bir durum ve kabullenemez. İçeride tutsaklara yapılan hak ihlalleri, insan onuruna aykırı muameleler olduğu için, onurlu yaşamaya ant içmiş insanlar bunlara direniyor. Ve direndikleri için de cezalarına ceza, işkencelerine işkence ekleniyor" diye konuştu.   'Tutsakların seslerine ses katalım'   Aileler olarak her zaman tutsakların yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerinin altını çizen Esra, "Haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız. Tüm herkesten de duyarlılık bekliyoruz. Hapishaneler bir ülkenin vicdanıdır ve o vicdan şu an kan ağlıyor. Hepimizin el birliğiyle bir şeyler yapması gerekiyor. Onların sesini duyuracak olan sadece bizler varız, onların sesi olmak zorundayız. Seslerine ses katalım" ifadelerini kullandı.    'Öldürürcesine, katledercesine işkenceler yapılıyor'   Mustafa'nın annesi Hanife Mulla da, Silivri ve diğer cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı herkesin duyarlı olması gerektiğini ifade ederek, şöyle dedi: "Ben sadece Silivri'deki mahpus oğlum için konuşmuyorum, bir anne olarak bütün hapishanelerde evlatları haksız, kötü muamelelere uğrayan anneler adına gönül rahatlığıyla konuşuyorum. Hiçbir insan bu işkenceleri hak etmiyor. Adalet Bakanlığı hiçbir tutuklu ve hükümlünün gözaltında işkence görmeyeceğine dair açıklamada bulundu ancak uygulamada tersi oluyor. Kendileri yasalarında olanları uygulamıyor. Şu an bütün cezaevlerine gidilip evlatlarımızın nasıl işkencelere maruz kaldıklarının ortaya çıkarılmasını istiyorum. Öldürürcesine, katledercesine işkenceler yapılıyor. Evladını sütünle besleyip büyütüyorsun. Şimdi de işkence ve darp gibi ihlallere maruz kalıyor. Kolay değil lütfen duyarlı olalım. Karşıdaki insanın kim olduğu, mezhebinin ne olduğu hiç önemli değil. Tek isteğim duyarlı olunması, çünkü insanlar şunu unutmamalı bir gün onların da başına gelebilir."