2018 yılının karanlık yüzü: Cezaevleri ve gerçekler 2018-12-27 09:06:07   HABER MERKEZİ - 2019 yılına sayılı günler kalırken, “sıra dışı” hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinde 2018 yılı boyunca neredeyse ihlal edilmeyen bir hak kalmadı. Keyfi uygulamaların işkence boyutuna vardığı cezaevlerinin bir gerçeği olan direnişlerde tüm yıl boyunca sürdü. En son PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle siyasi tutsaklar, Kasım ayından bu yana eylemde.    Türkiye'de son zamanlarda hızla artan insan hakları ihlalleri, yıl içerisinde daha yoğun bir şekilde yaşanarak adeta tavan yaptı. Çatışmalı sürecin gölgesinde insan haklarının yok sayıldığı bir ortamda 2019 yılına doğru ilerlerken, Olağanüstü Hal’in (OHAL) kalıcılaşmasını sağlayan yasalarla beraber en temel haklar bile askıya alındı. AKP'nin "işkenceye sıfır tolerans" iddiasına rağmen şiddet vakalarında artış yaşandı ve yeni cezaevleri inşa edilerek var olan ihlallere yenileri eklendi.    37 bebek cezaevinde   Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, cezaevlerinde 260 bin tutuklu ve hükümlü olduğu, bunun 10 binin kadın tutuklu ve hükümlü olduğu ifade edildi. Açıklamada, cezaevlerinde 543'ü tutuklu toplamda 743 kadının bebekleriyle cezaevinde olduğu tespit edildi. 35 kadının ise hamile olduğu bilgisi paylaşıldı. Cezaevinde anneleriyle birlikte olan 0-6 ay arasında 37 bebeğin bulunduğu kaydedildi.    Cezaevlerinde yaşanılan hak ihlalleri günden güne artmaya devam ederken, İnsan Hakları Derneği (İHD) de bu ihlalleri, basından derledikleri ve yaptıkları araştırmalardan elde ettikleri verilerle kamuoyu ile paylaştı.   Yıl içinde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden derlediklerimizden bazıları şöyle:   Ocak’ta birçok cezaevinde hak ihlalleri    Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan Merve Aydoğan Çölyak hastası. Tarsus Kadın Cezaevi'nde bulunduğu sürede hastalığını öğrenen Merve'nin tedavisinin engellendiği belirtildi. Rapora göre, hastalığını tetiklemeyecek gıdalar alamadığı ve kolon kanseri testi, alerji vb. gibi birçok tetkikler yapılmadığı için Merve'nin hastalığının ilerlediği kaydedildi. Merve'nin sık sık baş ağrısı, kusma ve kemiklerindeki ağrıların da şiddetlendiği ifade edildi.   Yaklaşık 10 yıldır aynı cezaevinde bulunan Nazlı Soglin ise, bu süre zarfında birçok hastalığa yakalandı. Raporda yer alan bilgilere göre, Nazlı'nın ülser, beyinde damar tıkanıklığı, kalp kapakçığında kalınlaşma, eklem hastalığı ve nefes darlığı gibi birçok hastalığı olduğu kaydediliyor. Nazlı'nın yıl boyunca aynı sorunlar nedeniyle tedavi edilmediği belirtildi.    Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kimlik kartı dayatması ve baskılara karşı kadın tutsaklar tarafından başlatılan açlık grevi eylemi 69 gün sürdü. 10 Kasım'dan itibaren bazı koğuşlarda süresiz-dönüşümsüz olarak devam ettirilen açlık grevindeki 35 tutsak farklı cezaevlerine sürgün edildi. 1 Kasım'dan bu yana açlık grevinde olan ve aynı zamanda Suruç Gazisi olan İlke Başak Baydar’ın Urfa-Hilvan 2 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi'ne, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) üyesi Dersim Konak'ın Şanlıurfa 2 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi'ne, ayrıca D6 koğuşunda bulunan Leyla Elma'nın da Osmaniye Cezaevi'ne sürgün edildiği öğrenildi.   Sürgünlerle beraber kadın tutsaklar, bazı haklarının iade edilmesinden dolayı açlık grevini sonlandırdıklarını duyurdu.    Bayburt M Tipi Cezaevi'ndeki kadın tutsaklara iletişim ve görüş yasağı getirilirken, söz konusu yasağın 11 Şubat'a kadar süreceği bilgisi verildi.    Sürgünler Şubat'ta da devam etti   Şubat ayında ise, kimi cezaevlerinde sürgünler yaşandı. Bunlardan biri de 17 kadın tutsağın Tarsus Kadın Cezaevi'nden Kayseri Cezaevi'ne sürgün edilmesi oldu. Ardından Muş Cezaevi'nden Kayseri Bünyan Cezaevi'ne 11 kadın tutsak sürgün edildi. Böylece bir ay içerisinde 28 kadın tutsak sürgün edilmiş oldu.    Öte yandan 19 siyasi kadın tutsak çapraz koğuşlarda tutularak yanlarına “FETÖ”den tutuklanan tutsaklar yerleştirildi. Sürgün edilen 10 kadın tutsağın ise hangi koğuşa alındıkları belirtilmemiş diğer kadın tutsakların arkadaşlarından haber alamadıkları ortaya çıktı. Yine cezaevinde yaşanan bir diğer hak ihlali ise, 3 kadın tutsağın görüşçü listesinin Emniyet tarafından incelemeye alınarak müdahale edilmesi oldu.    Cezaevlerinde kota uygulaması yeniden başlarken, kitap kotası 7'ye düşürülmesi de Şubat ayı içerisinde yaşanan ihlallerden biri oldu.     Mart ayında disiplin cezaları ve sansür    Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine Mart ayında bir yenisi daha eklendi. Tutsakların havalandırma olarak kullandığı alanda spor faaliyetleri engellendi. Mektuplar sansürlendi,  hasta tutsakların tedavileri engellendi. Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan 3 kadın tutsak Saadet Akın, Evin Şahin ve Gülistan Tekin, haftalık telefon görüşmesinde yaşadıkları baskıları anlattıkları için farklı cezaevlerine sürgün edildi.    Hak ihlallerinin devam etiği Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi'nde, tutsakların askeri sayım dayatmasına tabi tutulduğu öğrenildi. Bütün tutsakların keyfi disiplin ve hücre cezalarına maruz bırakıldığı cezaevine "tek tip" kıyafetlerin de gönderildiği iddia edildi.   Yine aynı cezaevinde kadın tutsaklar, Newroz kutlaması yapmak istedikleri sırada görevliler tarafından saldırıya maruz bırakıldı. Tutsakların yakınları tarafından edinilen bilgilere göre, aralarında bir çocuğun da olduğu kadın tutsaklara hakaret edildi, koğuş yangın tüpleriyle talan edildi. Saldırı sonucu yaralanan tutsakların ise hastaneye götürüldüğü ancak ilgilenilmediği savunuldu.    Nisan’da çıplak arama dayatması ve hücre cezası    Cezaevlerinde yıl içinde en fazla yaşanan hak ihlallerinden biri de çıplak arama dayatması oldu.  Nisan ayında çıplak aramayı reddeden bir tutsak darp edilmiş ancak raporda darba yer verilmedi. Tutsağa katıldığı bir etkinlikten dolayı 20 gün hücre cezası verildi. Açıldığı günden bu yana işkence iddialarıyla gündemden düşmeyen Mersin-Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde ayakta sayımı kabul etmeyen 100 kadın tutsağa hücre cezası verildi.     Koğuşların kapasite fazlalığı cezaevlerinde yaşanan bir diğer sorun olarak yıl boyu sürdü. 3 kişilik koğuşlarda 7 tutsak tutuldu, kişisel ihtiyaçların karşılanmasını isteyen tutsaklar "ihtiyaç dahilinde değil" denilerek ret edildi. Tutsakların iletişim hakkına erişimi zorlaştırılırken, Kürtçe mektuplar verilmedi. Ayrıca mektuplarla "örgüt propagandası yapılıyor" denilerek, tutsaklara disiplin cezaları verildi.     Mayıs’ta tutsak sayısı arttı   Mayıs ayında da cezaevlerinde sorunlar yaşanmaya devam etti. Tutsak sayılarında artış yaşandı, ilaçların verilmemesi nedeniyle durumu kötüleşen hasta tutsakların sağlığa erişim hakkı gasp edildi.    Mayıs ayında yaşanan bir diğer sorun ise sayı fazlalığından dolayı tutsakların 15 gün boyunca havalandırmaya çıkamaması oldu.    Hak ihlalleri Haziran'da da sürdü   Yılın başından itibaren devam eden hak ihlalleri Haziran ayında da sürdü. Telefon görüşmeleri "tekmil" dayatması nedeniyle yapılmadı, radyolara el konuldu ve geri verilmedi. Disiplin cezaları tüm hukuksuzluğuyla devam etti.   Daha öncede hak ihlalleriyle gündeme gelen Bayburt M Tipi Cezaevi'nde keyfi uygulamalara karşı çıkan kadın tutsakların 5 ay boyunca görüşe çıkarılmadığı öğrenildi. Konu ile ilgili bilgi veren avukatlar, gardiyanların "Görüşe çıkarken ayakkabılarınızı çıkartacaksınız bakacağız. Baktıktan sonra görüşebilirsiniz" diyerek kadın tutsaklara baskı uygulandığını ve bunu kabul etmeyen tutsakların 5 ay boyunca görüşe çıkarılmadığını aktardı.     Öte yandan tutsakların en az 20 kez darp edildiği, bir hafta sonra hastaneye götürüldüğü ve rapor verilmediği belirtildi. Yine koğuşlara köpeklerle girilerek, tutsakların kişisel eşyalarına zarar verildi.    Temmuz’da hak ihlalleri keyfi uygulamalara dönüştü    Hak ihlallerinin keyfi uygulamalara dönüştüğü Temmuz ayında Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde temiz suya erişim hakkı engellendi, verilen sıcak su çamurlu aktı, disiplin cezaları arttı. Tutsaklardan Revşan İpek'in telefon görüşmesi kesildi ve disiplin cezası verildi. Bir diğer tutsak Rozerin Kurt ise, ailesi ile görüştüğü sırada ailesinin telefonun hoparlörü açması nedeniyle bir ay disiplin cezası verildi. Aynı ceza Dilber Tanrıkulu isimli tutsağa da uygulandı.    Sincan Cezaevi'nde koğuş araması sırasında bulunan makas kendisine ait olmamasına rağmen Saadet Akın’a ait olarak kayda geçirildi ve hiçbir delil olmamasına rağmen hakkında 15 gün hücre cezası istendi. Aynı cezaevinde aylık denilmesine rağmen neredeyse her hafta yapılan aramalar sırasında üst aramasına karşı çıkmamasına rağmen Saniye Taşkesen isimli tutsağa 7 günlük hücre cezası verildi. 11 kadın tutsak da aynı gerekçelerle disiplin soruşturmasına maruz kalarak, eylem ve etkinlik cezası aldı. Öte yandan 13 kadın hasta tutsak, ring araçlarında maruz kaldıkları uygulamalara karış çıktıkları için cezaevi yönetimi tarafından sağlığa erişim hakları engellendi.    Ağustos’ta talepler karşılanmadı ve sürgünler sürdü   Tutsaklara yönelik uygulamalar Ağustos ayında da devam etti. Aileleri tarafından gönderilen kargolarda koyu renkli kıyafetler suç sayılarak verilmedi, Kürtçe savunma yapan tutsakların talepleri karşılanmadı ve haklarında disiplin cezaları verildi.    Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan 17 siyasi tutsak 1 Ağustos günü hiçbir gerekçe gösterilmeden Kayseri-Bünyan Kadın Cezaevi'ne sürgün edildi. Bu isimler şöyle aktarıldı: Nergiz Okan, Medine Aba, Maşallah Erbaş, Ayşe Bozkurt, Şefika Bilici, Leyla Aşkan, Sozdar Acar, Nazlı Soglin, Merve Akdoğan, Yaprak Taşçı, Songül Ekti, Nayime Encü, Fatma Oran, Dilara Oran, Rojbin Yukat, Havva Bayram ve Kania Ağırman.   Eylül’de disiplin cezaları onaylandı, itiraz reddedildi   Eylül ayında da benzer uygulamalar devam etti. Yine hasta tutsakların hastaneye götürüldüğü ring aracı uygulaması sürdü. Verilen disiplin cezalarına karşı yapılan itirazlar, derece mahkemeleri tarafından reddedildi, cezalar onaylandı. Tutsakların şahsi eşyalarına el konuldu, kitap, gazete yayınlarına ulaşım kısıtlandı. Kelepçeli muayene dayatması nedeniyle hasta tutsakların tedavisi engellendi.    Kayseri Bünyan Cezaevi'nden Ankara Kadın Kapalı Cezaevi'ne 9 Eylül tarihinde duruşmaya katılması için getirilen tutuklu Sinem Oğuz'a "çıplak arama" dayatıldı. Çıplak aramayı kabul etmeyen Sinem'in infaz koruma memurları tarafından darp edildiği öğrenildi.   Adı sürekli olarak baskı, işkence ve şiddetle anılan Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'nde hak ihlalleri devam etti. Cezaevinde tutulan Fatma Gökhan, Bedia Kasnak, Özgül Yasa, Sivekar Ateş, Seyran Demir, Zeynep Turan, Aycan Özdoğan, Nursel Yiğit, Mevlüde Güler, Evin Şahin, Zahide Yavuz, Feride Sapçak, Leyla Balta ve Songül Yılmaz, Kayseri ve Elazığ cezaevlerine sürgün edildi.    Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi K-1 koğuşunda tutulan Azize Yağız, Güner Öney, Rezzan Erbekler, Nurcan Günay, Güli Daşçı, Emine Erol, Selma Demircan, Güneş Susan, Gülbahar Saydut, Hevidar Aydin, Rojin Durmaz, Sibel Akdeniz, Mübarek Güneş, Şirin Ertürk, Zerga Açar, Ronahi Sırdaş ve ismi öğrenilemeyen bir kadın tutsak hakkında havalandırmada halay çekip slogan attıkları gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatıldı.    Ekim’de açık görüşler 2 aya çıkarıldı    Ekim ayında ise kapasite doluluğu gerekçe gösterilerek, açık görüşlerin iki ayda bir yapılacağı kaydedildi. Koğuş değişim talepleri reddedilen tutsakların birçok eşyasına yapılan baskınlarla el konuldu. Öte yandan koğuş baskınlarında birçok tutsak darp edilirken, disiplin ve hücre cezası verildiği ortaya çıktı.   Kasım’da kişisel eşyalara el konuldu   Diğer aylarda yaşanan hak ihlallerinin Kasım ayında da devam ettiği cezaevlerinde, tutsakların, kantinlerden yüksek fiyatlarla aldığı radyo, plastik kahve makinesi, çatal, suluk, küçük kaş makası gibi birçok eşyasına keyfi gerekçelerle el konuldu.    Leyla Güven süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım’da süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladı.   Aralık’ta tecride karşı açlık grevi eylemleri tüm cezaevlerine yayıldı    Aralık ayında ise tutsaklar, hak ihlallerini protesto ettikleri için 6 ay görüşe çıkmama cezası aldı. Bu ay içinde yaşanan bir diğer ihlal ise 2 tutsağın hastaneye götürüldüğü sırada jandarmalar tarafından darp edilmesi oldu.    Türkiye ve bölgedeki cezaevlerinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi üçüncü grup tarafından 3'üncü gününde sürdürülürken, Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalan 3 tutsak daha süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladıklarını duyurdu.     Elazığ Kadın Cezaevi'nde Emine İnan, Sevim Ekin, Gülistan Seçkin, Remziye Karadağ, Kader Peker ve Zeynep Turan'ın aynı taleple 2 Kasım'da başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi 48'inci gününe girdi. Tutsak kadınlarda kilo kaybının hızla ilerlediği ve ihtiyaçlarını karşılayamadıkları belirtildi. Yine Elazığ 1 ve 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan tutsaklar gruplar halinde 27 Kasım'dan bu yana 10'ar gün şeklinde sürdürdüğü süresiz-dönüşümlü açlık grevi de devam ediyor. Açlık grevini 17 Aralık'ta üçüncü grup devraldı.    Yıl boyunca cezaevlerinde tutsakların maruz bırakıldığı hak ihlalleri her geçen ay biraz daha artarken, sürgün, darp, hücre ve disiplin cezaları da yıl boyunca tutsakların maruz bırakıldığı keyfi uygulamalar arasında yer aldı.