Silivri'deki tutsağın ailesi: Hayatından endişe ediyoruz 2018-12-25 15:05:58   İSTANBUL- Silivri 6 Nolu L Tipi Cezaevi'ndeki tutsak Mustafa Özgür Mulla'nın ailesi, çocuklarının işkenceye maruz kaldığını ve hayatından endişe duyduklarını belirterek, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Aile, cezaevlerinde işkencenin son bulmasını ve adaletin yerine getirilmesini talep etti.     İstanbul Silivri 6 Nolu L Tipi Cezaevi'nde tutulmakta olan tutsak Mustafa Özgür Mulla'nın ailesi, çocuklarının cezaevinde maruz kaldığı darp, işkence ve kötü muamele ile ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya tutsak Mustafa'nın ablası Esra Mulla, annesi Hanife Mulla, babası Mehmet Haşim Mulla ve İHD İstanbul Hapishane Komisyonu'ndan Hatice Onaran katılırken, açıklama yapılan salona 'Mustafa Özgür Mulla yalnız değildir! Silivri 6 Nolu'da İşkence!' pankartı asıldı. Açıklamayı annesi Hanife Mulla adına Esra Mulla okudu.   'Görüş saati hücresinin değiştirildiğini öğrendik'   18 Aralık Salı günü Silivri 6 Nolu L Tipi Cezaevi'nde hükümlü olarak kalmakta olan Mustafa'nın görüşüne gidildiğini söyleyen Esra, yaşananları annesinin ağzıyla şöyle aktardı: "Görüş saati hücresinin değiştirildiğini öğrendik. Israrlarımız sonucu ancak görüşebildik. Oğlum görüşe çıktığında işkenceye uğradığını gördük. Yüzünde ve gözünde morluklar vardı. Sağ göz kapağına kan toplanması, kollarında kanamalı çizikler, elinde şişlik, kollarında ve boynunda morluklar vardı. Uzun süredir sohbet hakkı slogan attığı gerekçesiyle verilmiyordu. Görüş sabahı sohbet için hücreden çıkarılmışlar. Ancak oğlum yaşadığı hak ihlalleri için slogan attığı gerekçesiyle sohbete çıkmadan geri hücreye götürülmek istenmiş. Sohbet hakkını kullanmadan hücresine dönmek istemediği için gardiyanlar tarafından işkenceyle yerlerde sürüklenerek darp edilmiş ve başka bir hücreye götürülmüş."   'Hayata Dönüş Operasyonu'ndan sonra hapishaneler daha güvenli oldu!'   Mustafa'nın işkence sırasında ayağından çıkan ayakkabısını geri alamadığı için görüşe arkadaşının ayakkabısı ile geldiğini ifade eden Esra, "Hiçbir eşyası kendisine geri verilmediği için üzerinde kısa kollu atlet vardı. Darp ve işkence izleri apaçık görünüyordu. Görüş sonrası aile olarak cezaevi müdürü ile görüşmek istedik. Fakat çeşitli bahanelerle görüşme talebimiz kabul edilmedi. Sonrasında direnip oturma eylemi yapacağımızı söyleyince müdür ve başgardiyan geldi. İşkence izlerini görmemize rağmen işkence yapılmadığını iddia ettiler. Müdür 'Ben sabah yanındaydım, sağlığı gayet iyi. Hem 2000'deki 'Hayata Dönüş' Operasyonu'ndan sonra hapishaneler daha güvenli oldu. Eskisi gibi değil artık, işkence gibi şeyler kesinlikle yok' dedi.  Görüşe beş kişi gitmiştik, yani biz hayal görüyorduk cezaevi müdürüne göre" şeklinde konuştu.   'İşkence yapmak insan onuruna ve haklarına yapılan en büyük saldırıdır'   İşkenceyi ve fiziki şiddeti hangi koşulda, kime yapılırsa yapılsın kabul etmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Esra, anlatımlarına şöyle devam etti: "İşkence yapmak insan onuruna ve haklarına yapılan en büyük saldırıdır. Oğlum hapishaneye gireli 5 ay oldu. Ve bu 5 ay içerisinde sayısız hak gasplarıyla karşılaştık. Bu hak gasplarına itiraz ettiği için oğlum Mustafa Özgür hakkında 400'ü aşkın disiplin soruşturması açılmış. 3 buçuk yılı aşkın görüş, iletişim ve hücre cezaları verilmiş durumda. 27 günü aşkın hücre cezası verilmiş. Hak gaspları sadece oğlumu değil tüm politik tutsakları kapsamaktadır. Bedeller ödeyerek kazandıkları 22 Ocak 2007 yılında Adalet Bakanlığı'nın 4511 Nolu genelgeyle yayınladığı haftada 10 saat olarak belirlediği sohbet hakkı çeşitli bahanelerle kısıtlanmakta, hatta hiç uygulanmaktadır."    'Fiziki işkence uyguluyorlar'   Esra, tutsakların, "Sohbet hakkımız engellenemez" dedikleri için sohbete çıkarılmadığının altını çizerek, kitap okumanın tutsaklar için ekmek, hava ve su gibi hayati önem taşıdığını vurguladı. Tutsakların insani en temel hakkından yoksun bırakıldıklarını söyleyen Esra, "Eylem yapmayın, slogan atmayın, revire öyle çıkarsınız' diyorlar. Hastaneye giderken çift kelepçe dayatması, hastanede yine kelepçeli muayene dayatması ile karşılaşıyorlar. 'Sağlık hakkımız engellenemez' dedikleri için sayısız soruşturma ve infazlarının yanmasıyla karşı karşıya kalıyorlar. Onlarca yıl cezalar zaten veriliyor, bunlar yetmezmiş gibi birde fiziki işkence uyguluyorlar. Asla susmayacağız, etimden doğurdum, sütümle besledim. Ben anneyim ve bir anne olarak sadece oğlumun yanında değilim. Tüm haksızlıkların da karşısındayım" ifadelerini kullandı.     Silivri Savcılığına gidip müdür de dâhil olmak üzere tüm sorumlular hakkında şikâyetçi olduklarını belirten Esra, Mustafa'nın sağlığından ve güvenliğinden endişe ettiklerinin altını çizdi. Esra son olarak da "İşkence yapanların tespit edilmesini, adaletin yerine getirilmesini talep ediyoruz" dedi.    'Oğlumun hayatından endişe duyuyorum'   Açıklama ardından konuşan anne Hanife ise , "Bir anne yüreği ile Adalet Bakanlığı'na sesleniyorum. Bu yasaları siz koydunuz, koyduğunuz halde neden uygulamıyorsunuz. Evlatlarımızı düşünceleri nedeniyle içeride tutuyorsunuz. Bırakın demiyoruz. Sadece içeride nefes alma hakkını istiyoruz. Yasalarınızı kendiniz getiriyorsunuz ve kendiniz uygulamıyorsunuz. Ben oğlumun hayatından endişe duyuyorum. Lütfen bu işkencelere son verin" dedi.