Maraş’ta tekçi politikalar sürüyor: Bugün kurulan IŞİD kampları tesadüf değil 2018-12-19 09:08:27   İZMİR - Maraş Katliamı'nın bugün asimilasyon politikaları ve özel savaş taktikleriyle devam ettiğini belirten DAD İzmir Şubesi yöneticilerinden Nihal Ayyıldız, “Amaç demografik yapıyı değiştirmekti. Aynı Ermeni tehcirinde olduğu gibi. Bugün Maraş’ta IŞİD kamplarının kurulması tesadüf değildir. Bütün ötekiler, tekçi anlayışa karşı birlikte mücadele etmeli” dedi.    Maraş’ta 1978 yılında resmi verilere göre 111 kişinin yaşamını yitirdiği, 210 ev ve 70 iş yerinin tahrip edildiği katliamın üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen failler hala açığa çıkarılmadı. Demokrat Alevi Dernekleri İzmir Şubesi yöneticilerinden Nihal Akyıldız, katliamı gerçekleştiren zihniyetin bugün hala devam ettiğini belirtti. “Tek tip” politikaların yok etmeye çalıştığı tüm ötekilerin bir arada mücadele etmesi gerektiğini kaydeden Nihal, Maraş’ın o dönem sosyalistlerin aydınlanma merkezlerinden biri olduğunu ve saldırıların bu eksende değerlendirilmesi gerektiğini aktardı.    ‘Maraş kendi kendini yönetme bilincine ulaşmıştı’   Nihal, 1965-75 yılları arasında yoğun işçi göçü yaşanan Maraş’a Alevilerin kalıcı olarak yerleşmesi ve Aleviler arasında sosyalist görüşlerin yayılmasının devletin yönelimlerine neden olduğunu vurguladı. Nihal, “Alevi gençleri de siyaset yapıyordu. Halkı bilinçlendiren Alevi ozanlar yetişiyordu. Devletin bu bilinçlenmeye karşı bir güç oluşturması gerekiyordu. Aleviler bu toprakların hep aydınlık yüzü oldu. Demografik olarak özgün kimliklerini barındırdıkları yerlerden biriydi Maraş. Ermeni, Türk, Kürt, Süryani, Rum, Alevi ve Hristiyanlar bir arada yaşıyorlardı. Maraş, kendi kendini yönetme bilincine ulaşmıştı” diye konuştu.    ‘Amaç demografik yapıyı değiştirmekti’   Katliam esnasında mahalleye giriş çıkışların çeşitli bahanelerle önlenerek, yaralıların hastaneye ulaştırılmasının engellendiği bir imha operasyonu yapıldığını kaydeden Nihal, “Orada köklü olarak CHP varlığı vardı ama aydın olarak görülen tüm kesime yöneldiler ilk olarak. Başlarda Alevilere dönük değildi. Devletin yönlendirdiği faşist güçlerle birlikte bütün muhalefet kıyıma uğratıldı. Maraş halkı göçe mecbur kaldı. Amaç ta demografik yapıyı değiştirmekti. Aynı Ermeni tehcirinde de mal varlıklarına göz dikildiği gibi Alevilerin malları yağmalandı. Almanya bile Yahudilerden özür diledi ama Türkiye hala geçmişiyle yüzleşmedi” dedi.   ‘Yezit dün de bugün de aynı’   Devletin Sünni İslam anlayışıyla uyuşmadığı ve solcu duruşu nedeniyle Dersim, Maraş, Sivas ve Çorum katliamlarıyla Alevilerin sindirilmeye çalıştığını aktaran Nihal, “Tekçi devlet halkların yanında olmadı. Ermenileri tehcir etti, Kürt halkını Dargeçit’te, Lice, Sur Cizre’de katlederek oranın demografik yapısını değiştirmeye çalıştı. Halkı değil devletin bekasını düşündü. Egemen gücün yanında olan devlet, farklı kimliklerden nefret eden bir yapıda. Asimilasyondan ve nefretten besleniyor.  Gezi’de o kadar gençlerin arasından Alevi çocukları katledildi. Hala kapıları işaretleniyor. Sınıflarda çocukları aşağılıyorlar. Yezit dün de bugün de aynı. Yezitliğini yapıyor” ifadelerini kullandı.    ‘Bugün IŞİD kamplarının kurulması tesadüf değil’   Alevilere dönük yok etme ve yok sayma politikalarının asimilasyonla devam ettiğini vurgulayan Nihal, cami-cemevi projesi ve cemevlerine yönelik müdahalelerle devam ettiğini söyledi. Nihal, şöyle devam etti: “Alevi canlarımız asimile edilerek kendi inançlarından uzaklaştırılıyor. Bu, Sünni İslam sentezinin dayatmasıdır. Bu da bir kıyımdır. Psikolojik bir zulüm, özel savaş taktiğidir. Bugün Maraş’ta IŞİD kamplarının kurulması tesadüf değildir. Türkiye’deki bütün ötekiler, tekçi anlayışa karşı birlikte mücadele etmeli. Bütün farklı renkler, tek bir çatı altında kendilerini ifade edebilmeliler. Aydınlar akademisyenler demokratik kitle örgütleri bilgi ve becerilerini birleştirerek bir güç oluşturulmalı, halkların birlikteliğiyle demokratik siyaset yapmalı ve demokrasiyi birlikte örmelidir.”