Tecrit zamana yayılmış işkencedir: Leyla Güven’in çığlığına yoldaş olunmalı 2018-12-14 09:05:08   Kevser Özkaynak    İSTANBUL - Leyla Güven'in eylemini "bir haykırış ve çığlık” olarak nitelendiren HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bütün bu uygulamaların her birine Sayın Leyla Güven 'Edi bese' diyor ve bu mücadelenin arkasına milyonlarca insanın dizilmesinden korkan bir hükümetle karşı karşıyayız. Geç kalmamak için bu sesi yaymak durumundayız. Bu haklı haykırışa yoldaş olmak zorundayız” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle tutsak bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevine giren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekilli Leyla Güven’in eylemi 37’inci gününde.  Cezaevlerinde bulunan siyasi tutsak ve hükümlülerin, 27 Kasım'da Leyla'nın eylemine destek olarak başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi ise 16'ncı gününde sürüyor.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Leyla Güven'in eylemine destek çağrısında bulundu. Leyla'nın sağlık sorunlarının kötüleştiğine dikkat çeken Gülistan, Leyla'nın cezaevine girmeden önce de sağlık sorunlarının olduğunu belirtti. Gülistan, "Sağlık sorunlarının ağırlaşması açlık grevine bağlı olarak gelişecektir. Üzerinde durmamız gereken asıl mesele en nihayetinde ne için eylem yapıldığı ve bu eyleme neden hala cevap oluşturulmadığıdır" dedi.   ‘Sayın Öcalan'ın varlığını ortadan kaldırmak istiyorlar’   2015 yılından bu yana Abdullah Öcalan'a dönük devam eden mutlak tecride değinen Gülistan, "Kamuoyunun çağrılarına hiçbir şekilde cevap vermeyen kör, sağır ve dilsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. Adalet Bakanlığı ve Hükümet’in diğer yetkilileri, bu konuda hiçbir açıklama yapmıyorlar ve her seferinde avukatların başvurularını uyduruk gerekçelerle reddediyor. Burada zamana yayılmış işkenceden ve öldürmekten bahsediyoruz. Bu yalıtma ve tecrit etme tam da buna denk gelen bir şeydir. Bu sadece politik sonuçlardan korktukları için görüştürmeme meselesi değil bir bütün olarak Sayın Öcalan'ın varlığını ortadan kaldırmak istemelerindendir" diye konuştu.   'Bu çığlığın yaygınlaştırılması lazım’   Leyla Güven'in eylemi için "gerçek anlamda bir haykırıştan bir çığlıktan bahsediyoruz" diyen Gülistan, "Bütün bu uygulamaların her birine Sayın Leyla Güven 'Edi bese' diyor. Bizim bu isyanı yaygınlaştırmamız lazım" ifadelerini kullandı. Halkın, tutsakların, siyasetçilerin ve birçok kurumun Leyla'ya destek amacıyla yaptıkları açlık grevlerine yönelik saldırıları hatırlatan Gülistan, şöyle devam etti: "Bu mücadelenin toplumsallaşmasından ve bunun arkasına milyonlarca insanın dizilmesinden korkan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu korkunun üzerine gitmek durumundayız. Burada bize mücadelenin hattını gösteren temel bir belirleyen var. Bu da mücadele çizgisini derinleştirmekten, eylemi sahiplenmekten ve demokratik barışçıl gösterileri toplumsal sahaya yaymaktan geçiyor."   'Bu bir vicdan eylemidir'   Demokratik Toplum Kongresi bünyesinde bu konuya ilişkin tartışmalar yürütüldüğünü söyleyen Gülistan, cezaevlerindeki diğer süresiz-dönüşümlü açlık grevlerini anımsatarak, "Yine orada da yapılan açıklama, eylem sonuç almazsa daha radikal bir sonuca gidileceği belirtildi. Bu da ölüm orucu demek. Bütün bunları izleyecek pozisyonda değiliz, geç kalmamak için bu sesi yaymak durumundayız. Bu haklı haykırışa yoldaş olmak zorundayız. Devletin bu aymaz, ikiyüzlü ve vicdansız tutumuna karşı bu bir vicdan eylemidir. Bıçağın kemiğe dayandığı yerde en son başvurulması gereken ama en nihayetinde başvurulduğunda da sonuçları itibariyle öngörebileceğimiz yerlere evrilecek bir eylem" diye belirtti.    'Hükümet’in bir an önce adım atması gerekiyor'    "Hükümet’in aklıselim bir yanı kaldıysa bir an önce adım atması gerekiyor" diyen Gülistan,"Leyla Güven'in eylemini sonlandırması için kalıcı bir görüşme mekanizmasının kurulması gerekiyor. Tabii kendisinin milletvekili olması ve dokunulmazlığı olduğu gerekçesiyle, halkın iradesi olduğu halde cezaevinde tutulmasının bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Tabi ki ilk koşul Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, onun sağlık güvenlik ve özgürlük koşullarının düzenlenmesi ve kamuoyunu tatmin edecek bir görüşmenin hızlıca gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunlar olmadığı sürece Leyla Güven'in yaptığı eylem çok açık ve nettir ve hiçbirimizin buna seyirci kalmaması gerekir” dedi.