Demet Bolat: Bütün saldırılara rağmen kadınlar muhalefeti geliştiriyor 2018-12-13 09:01:08   Safiye Alağaş   İSTANBUL - Şirin Tekeli Araştırma Ödülü'ne layık görülen ihraç edilen akademisyenlerden Demet Bolat, kadınların bütün yaşam alanlarında saldırı altında olmasına rağmen ciddi bir muhalefet gösterebildiğini belirterek, "Bütün bu baskılara derinleşen o patriarkal cinsiyet rejimine rağmen yine de kadınların başka başka biçimlerde feminist politikalar ve örgütlülükler içinde olduklarını düşünüyor ve görüyorum" dedi.   Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi'nin (SU Gender) Şirin Tekeli adına düzenlediği 2017 Şirin Tekeli Araştırma Ödülü'nü kazanan Muğla Üniversitesi Sosyoloji Bölümü doktora öğrencisi Demet Bolat, "Müşterek çalışmaların, kollektif mekanlar ve toplumsal cinsiyet sosyolojisinin kesişimi" başlıklı araştırmasıyla ödüle layık görüldü. Demet, ayrıca Muğla Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olduğu dönemde Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığı için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyenler arasında bulunuyor.    'İktidar kadınların sözünü ehlileştirmeye çalışıyor'    Türkiye'de feminist sözün ve feminist araştırmalara verilen ödüllerin önemine değinen Demet, bugün bütün kadınların ve feminist sözün saldırı altında olduğunu dile getirdi. Demet, "Bu saldırının en önemli boyutu eskiden daha dışlama, görmezden gelme iken bugün sömürgeleştirme, el koyma var. Örneğin bizim 'cinsiyet eşitliği' dediğimiz yerde, iktidar 'toplumsal cinsiyet adaleti' diyebiliyor. Bizim 'eşitlik' dediğimiz yerde onlar 'fıtrata dayalı farlılıklardan' bahsedebiliyor. Dolayısıyla toptan bir karşı çıkış değil ama bunları da kendi içlerinde ehlileştirme, biraz daha evcilleştirme gibi bir dertleri var. Bu nedenle kadınların, feminist sözün, feminist politikanın, feminist akademinin ciddi saldırı altında olduğunu düşünüyorum" dedi.   'Kadınlar başka bir potansiyeli açığa çıkarıyor'    Kadına yönelik saldırıların sokağa yansıdığını, toplumsal hareket ve kadın hareketinin saldırı altında olduğunu, kamusal alanın ciddi bir gerileme içinde olduğunu vurgulayan Demet, bu nedenle feminist araştırmalara verilen ödüllerin önemli olduğunu dile getirdi. Tam da bu noktada kadın yaşantıları alanında ve feminist politikaları alanında araştırma yapan, bunları dolaşıma sokan zeminlerin çok önemli olduğunu ifade eden Demet, "Kadın hareketi ve feminist hareket diğer toplumsal hareketleri gibi görünür olmayabilir ama diğer bir yandan da tam da arkada başka bir sürü söz üretebiliyor. Başka bir potansiyel açığa çıkarabiliyor. Bu gibi zeminlerde o potansiyelin neler olabileceğine neyin filizlenmekte olduğunu gösteren biryanı var diye düşünüyorum" diye konuştu.   'Bütün yaşam alanlarına sıçrayan bir saldırı'     Toplumsal muhalefet kanallarının ciddi bir şiddet altında olduğunu ve tıkandığını ifade eden Demet,  değerlendirmesine şöyle devam etti: "Sadece siyasi alanda değil. Kadınların bütün yaşam alanlarına sıçrayan kadın cinayetleriyle, LGBTİ hareketlerinin bütün etkinliklerinin engellenmesiyle, KHK'lerle feminist akademisyenlerin işten atılmasıyla, KHK'lerle feminist ve kadın kurumlarının kapatılmasıyla her yönüyle bir saldırı altında. Çocuk istismarları her geçen gün biraz daha artıyor. Saldırının bir sürü lehçesini görüyoruz. Ciddi bir baskılanma durumundayız. Bu da tabi ki bizim örgütlü faaliyetlerimize, feministlerin ve feminist akademinin, sözün de üretilmesine yansıyor. Bir yanıyla böyle ancak öte yandan şunu da görüyoruz; gerçekten kadınlar her ne kadar kamusal olarak örgütlü bir biçimde varlık gösteremese de ciddi bir muhalefet gösterebiliyor. En çok da 25 Kasım, 8 Mart gibi günlerde bu muhalefetin yükseldiğini, dağılıp gitmediğini hala diri kaldığını görebiliyoruz. Bununla birlikte her zaman yol arayan, akıntı arayan bir kesim olduğunu görüyoruz. Kadınlar açısından söylediğimde bütün bu baskılara derinleşen o patriarkal cinsiyet rejimine rağmen yine de kadınların başka başka biçimler de feminist politikalar içinde olduklarını örgütlülükler içinde olduklarını düşünüyor ve görüyorum."