14 Aralık 2015’in ardından: Cizre ve direniş miras kaldı 2018-12-11 09:01:32   ŞIRNAK - Cizre’deki yasağın üzerinden 3 yıl geçerken, halka yönelik baskılar ise hala devam ediyor. Evini terk etmediği için yaşamını yitiren Nursel Dalmış’ın annesi Sultan Dalmış, “Kızım ve diğer gençler Cizre’yi bırakmadılar diye öldürüldüler. Şimdi de burayı bırakmamız için zorluyorlar ama biz o gençleri unutmadık. Bu zulüm belki bitmeyecek ama biz de asla boyun eğmeyeceğiz” dedi.    Bundan 3 yıl önce takvim yaprakları 14 Aralık 2015’i gösterdiğinde Cizre için hiçbir şey artık eskisi gibi değildi. Bütün dünyanın gözü önünde ağır silahların hedefi olan ilçede 3 ayda, yüzlerce kişi sokak ve sığındıkları bodrum katlarında katledildi. Kimlikleri aylar ve hatta yılları bulan mücadelenin sonunda teşhis edilen cenazelerin dışında onlarca cenaze hala farklı şehirlerde defnedildikleri kimsesizler mezarlığında. Cizre’de katledilen gençlerden biri de Nursel Dalmış (18) idi. Annesinin “Gewramın” diye sevip seslendiği Nursel, 3 yıldır 18 yaşında.    ‘Önce evinin önünde yaralandı’   Kızının bilinçli bir genç olduğunu ifade eden Sultan, Nursel’in çocukluğundan bu yana Kürt mücadelesine gönülden bağlı olduğunu söyledi. Yasak sırasında evlerinin tarandığını ve bu sırada Nursel’in yaralandığını kaydeden Sultan, “Bu zulmü millete neden reva gördüler. Yasak sürecinde evdeydik. Bizim eve de ateş açıldı. Bu sırada kızım Nursel yaralandı. Bahçede oturuyorduk. Evimiz çok tahrip oldu. Hala evimizde o kurşunların izi var. Kızım yaralandıktan sonra ‘Bizi kapımızın önünde, evimizde öldürüyorlar. Böyle oturalım mı?’ dedi. Kime ne yaptık da biz annelere evlat acısı yaşattılar?” diye sordu.   ‘Cizre’yi bırakmadığı için katledildi’   Bir süre sonra evlerinden çıkmak zorunda kaldıklarını dile getiren Sultan, “Evimiz taranıp, kızım yaralandıktan sonra toparlanıp Silopi’ye gittik. Ama o ‘ben evde kalacağım, evimden çıkmayacağım’ dedi. Ondan sonra da ondan hiç haber alamadık zaten. Daha sonra bir gün televizyondan yaralandığını ardından yaşamını yitirdiği haberini aldık. Cenazesini de günler sonra Silopi’de Habur Sınır Kapısı’ndan aldık. Bize hakaret ediyorlar, öldürüyorlar. Yapmadıkları şey kalmıyor. Evlerimizin önünde bizi öldürüp evlerimizi yakıyorlar. Onca gencimizi öldürdüler biz onlara ne yaptık? O kadar genci neden yaktılar? Ne istediler onlardan? Onlar Cizre’yi bırakmadığı için yakıldılar katledildiler. Bu suç mu bütün topraklar onların mı? Bizim de yerimiz burada yok mu? Allah onlara bırakmasın, bize bu yaptıklarını elbet bir gün onlarda çekecek” ifadelerini kullandı.    ‘Bu zulüm bitmeyecek ama biz de asla boyun eğmeyeceğiz’   Yüzlerce silahsız gencin ve sivillerin herkesin gözü önünde katledildiğini vurgulayan Sultan, “Onların ne silahı vardı ne de bombası. Bir avuç genç. Onların Kürt olmaları bile suç onların gözünde, ne yapıyorsak bize hakaret ediyorlar. Kürtler diye onları yaktılar. Benim kızım diğer yüzlerce genç gibi o kadar efendi o kadar çalışkandı ki mahallede herkes onu çok seviyordu. Kızım direnerek gitti. Bu zulme ve baskıya boyun eğmeden gitti. O gittikten sonra bile baskılar dinmedi ve her ay evimize baskın yapıyorlar. Her ay gelip ‘Siz Ermeni’siniz’ diyerek hakaret ediyorlar. Bu zulüm belki bitmeyecek ama biz de asla boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.   ‘Gençlerin miras bıraktığı Cizre’yi asla bırakmayacağız’   Sultan, son olarak kızı ve diğer gençlerin mirası olan Cizre’yi hiçbir şekilde bırakmayacaklarının altını çizerek, şöyle dedi: “Benim kızım ve diğer gençler Cizre’yi bırakmadılar, çıkmadılar diye öldürüldüler. Şimdi de burayı bırakmamız için zorluyorlar ama biz o gençleri unutmadık. Kızımın son söylediği sözler hala kulağımda. Onlar Cizre’yi bırakmadı biz de asla bırakmayacağız. Sonuna kadar onların davasının arkasında olacağım. Kimse o günleri unutmadı asla da unutmayacak.”