Cumartesi Anneleri'nden yetkililere: Mezarsızlarımızı arıyoruz! 2018-11-24 13:07:11   İSTANBUL - Kayıplarının akıbetini sormak için her hafta Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları eylemleri bir kez daha engellenen Cumartesi Anneleri yetkililere, "Biz yaralıyız yaralı. Mezarsızlarımızı arıyoruz. Çek polisini buradan aç meydanımızı" diye seslendi.   Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 713'üncü haftası da polis tarafından engellendi. Eylem öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin bulunduğu sokak polis ablukasına alındı. İHD önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, ellerinde kayıpların fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı. İHD İstanbul şubesinin pencereleri de kayıpların fotoğraflarıyla donatıldı. Bu haftaki eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da katıldı.   'Türkiye hukuk devleti olsun'   Kayıpların fotoğraflarının üzerinde bulunduğu tişörtü giyen anneler, bu hafta 21 Kasım 1980'de gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren'in akıbetini sordu. Bu haftaki basın açıklamasını ise Cumartesi İnsanlarından Sebla Arcan yaptı.  Yasama ve yürütme organlarının tüm işlem ve eylemlerinin hukuk denetimine alınması ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olması taleplerinin olduğunu ifade eden Sebla, 14 haftadır Galatasaray Meydanı'nda yapmak istedikleri eylemlerinin engellenmesine değindi. Sebla, ardından Hayrettin Eren'in hikayesini anlattı.     'Hayrettin Eren'in gözaltında olduğu reddedildi'   12 Eylül Askeri Darbesinin ardından Hayrettin Eren hakkında arama kararı çıkarıldığını belirten Sebla, "21 Kasım 1980 tarihinde babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille evden ayrılan Hayrettin, bir arkadaşı ile buluşmak üzere Saraçhane Haşim İşcan Geçidi'ne gitti. Orada arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu'na ardından da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube'ye götürüldü" dedi. Annesi Elmas Eren'in Gayrettepe polis karakolunun bahçesinde Hayrettin Eren'in kullandığı otomobili gördüğünü söyleyen Sebla, Elmas Eren'e buna rağmen "Gözaltında böyle biri yok" cevabı verildiğini dile getirdi.   'Dava Anayasa Mahkemesine taşındı'   Sebla, aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 8 kişinin mahkemeye çıkarıldığını ve "Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı" diyerek suç duyurusunda bulunduğunu sözlerine ekledi. Ailenin ve İHD'nin sürdürdüğü hukuk mücadelesine rağmen, devletin etkin soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ifade eden Sebla, "Takipsizlik, zaman aşımı kararlarıyla kapatılmak istenen dosya, tüm hukuki yollar tükenince 2014 yılında Anayasa Mahkemesi'ne taşındı" diye konuştu.   'İkiyüzlülükten vazgeçilsin'   Daha sonra Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren konuşarak, annesi Elmas Eren'in mesajını paylaştı. İkbal, annesinin mesajını "Her şeye rağmen, her türlü baskıya, hakarete rağmen kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyen Cumartesi Annelerine ve İnsanlarına, basına sevgilerimi iletiyorum. Benim oğlum bir karıncayı dahi incitmezdi. Bizlerde oğlum gibi karıncaya zarar vermeden Galatasaray'da kayıplarımızı aradık. Kime ne yaptık da bize Galatasaray'ı yasakladı" diye iletti.  Devlet yetkililerine seslenen İkbal, " Devlet Cemal Kaşıkçı cinayetinin akıbetinin açıklanmasını istiyor. Bu çok normal. Ancak 23 yıldır  bizlerde kayıplarımızın akıbetini arıyoruz ve  'terörist' olarak ilan idildik.  Oysa şuan devlet de aynı şeyi yapıyor. O zaman ya devlet 'teröristlik' yapıyor ya da biz insanlık yapıyoruz. Bu iki yüzlükten vazgeçsin" dedi.   'Bizler kararlıyız'   8 Ekim 1980'de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır da, "Hayrettin Eren 38 yıl önce cuntacılar tarafından katledildi. Hayrettin Eren ve Hayrettin Erenler bu coğrafyada iyiyi ve güzeli yaşatmak için yolla çıktılar. Ama yolları kesildi. Bizim yolumuzda aynı zihniyet kesti.  İHD önünde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Biz kararlıyız. Galatasaray bizim olmazsa olmazımızdır. Galatasaray sesimizi ülke dışına çıkarılan bir yerdir. Sözün güvenlik güçlerine değil, sözüm siyasi iradeyedir. Doğru iş yapmıyorsun. Bizler senin geleceğin için mücadele ederken bizi buradaki insanlarla karşı karşıya getiriyorsunuz" diye konuştu.    Hayrettin Eren'nin kardeşi Faruk Eren de "23 yılımız Galatasaray'da geçti. Bizi şimdi buraya sıkıştılar. Ama şunu bilmiyorlar, yüzlerce kaybımız bizim zaten yüreğimize sıkışmış durumda. Asla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Unutmasınlar İHD bizim evimiz, Galatasaray bizim mezarımızdır. Biz ne evimizden ne de mezarımızdan ne mezar arayışlarımızdan vazgeçmeyeceğiz" diye seslendi.   'Çek polisini buradan aç meydanımızı'   Açıklama son bulurken, 23 Şubat 1995'te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "Biz yaralıyız yaralı. Mezarsızlarımızı arıyoruz. Çek polisini buradan aç meydanımızı" diyerek yetkililere seslendi.