Pervin Buldan: 4 Kasım darbesi 15 Temmuz’un devamıdır 2018-11-04 12:36:59   ANKARA - HDP'li vekillere yönelik gerçekleştirilen 4 Kasım operasyonunu 15 Temmuz'un devamını sağlayan bir darbe olarak tanımlayan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “HDP gün geçtikçe büyüyen, umut veren cesaret veren bir parti olmaktan asla yılmadı” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, partilerinin Genel Merkezi’nde, 4 Kasım operasyonunun ikinci yıl dönümüne dair basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısında  konuşan Pervin, “2 yıl önce bugün 4 Kasım 2016 tarihinde Eş Genel Başkanlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınarak tutuklanmalarının  ikinci yıl dönümü. İki yıldır, demokratik siyaset yapan, 6 milyonun oyunu almış, parlamentonun üçüncü büyük partisinin milletvekillerine, eş genel başkanlarına, belediye eş başkanlarına ve tüm siyasetçilerine yönelik yapılan operasyonunun 2’inci yıl dönümündeyiz” diye belirtti.    Yapılan operasyonların demokratik siyasete yönelik rehine operasyonu olduğunu belirten Pervin,“4 Kasım partimize yönelik gerçekleştirilen rehine operasyonu demokratik siyasete yönelik bir operasyondur. 15 Temmuz darbesi niteliğinde ve bunun devamını sağlayan bir darbe olarak nitelendirebiliriz. 15 Temmuz darbe girişiminin devamı niteliğinde olan bu operasyon HDP’yi kriminalize etme operasyonudur. Bu aynı zamanda halka karşı yapılan bir saray operasyonudur 4 Kasım operasyonu. Eş zamanlı olarak 9 savcının görev aldığı ve gece saatlerinde herkesin evine yapılan bir anda düğmeye basılmış operasyon Saray’dan emir verilen bir operasyondur. Özellikle şunu hatırlatmak isteriz. Kürt halkı 2 Mart tarihinde DEP darbesini yaşadı. 2 Mart’taki darbeyi DGM eliyle yapanlar, 4 Kasım’da aynı darbeyi Saray darbesi olarak hayata geçirdiler. Saray darbesi AKP emri ile yapılan bir operasyon olduğunu söylemek isteriz.”   ‘Arkadaşlarımız halkın mücadelesine kendilerini adadı’   Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla harekete geçildiğini hatırlatan Pervin, şunları söyledi: “AKP ve MHP bu işin başına geçtiler ve Türkiye’yi yeniden dizayn etmek için düğmeye bastılar. Selahattin Demirtaş’ın özellikle halklara umut veren bir liderdi ve onu rehin alarak bu cesaretini kırmak istediler. İki kez Cumhurbaşkanı adayı olan Demirtaş halkların umuduydu. Bu umudu kırmak için Demirtaş iki yıldır rehin tutuluyor. Figen Yüksekdağ, kadın direnişinin umuduydu ve bu umudu kırmak için iki yıldır Sevgili Yüksekdağ’ı rehin tutuyorlar. Sevgili İdris Baluken, demokratik barış ve müzakere sürecinin cesaretli savunucusuydu, onu da rehin tutuyorlar. Gültan Kışanak, 12 Eylül vahşetinden direnişle çıkan ve yerel yönetimlerde tüm kadınlara ve halklara umut veren bir direnişçiydi ve o yüzden onu rehin tutuyorlar. Sebahat Tuncel, Selma Irmak, Çağlar Demirel, Bu insanlar, kendilerini halkımızın mücadelesine adayan arkadaşlarımızdı. Burada ismini sayamadığımız, kendisini halkın mücadelesine adayan onlarca rehin arkadaşımız var.”   ‘HDP asla yılmadı’   Pervin, iktidarın HDP’nin mücadelesinden korktuğunu belirterek, “4 Kasım operasyonu ile HDP’nin bir şekilde bitirileceğini ve herkesin diz çökeceğini düşündüler. Oysa HDP gün geçtikçe büyüyen, umut veren cesaret veren bir parti olmaktan asla yılmadı. Biliyorlar ki HDP, Demirtaş ve Yüksekdağ milyonlardır. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz: bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu hukuksuzluk ve ahlaksızlığa derhal son verilmelidir” diye konuştu.    ‘Adalet herkese lazım olur’   Adaletin bir gün herkese lazım olacağını belirten Pervin, “İhaleye fesat karıştıranlar, hırsızlık yapanlar, yolsuzluk yapanlar dışarıdayken, arkadaşlarımızın rehin tutulmasını kabul etmiyoruz. Bunun adı yargı değildir, hukuk ve adaleti ayaklar altına alan yargıçlar şunu bilsinler ki adalet bir gün onlara da lazım olacaktır. Adalet bir gün AKP’ye de lazım olacaktır. Bu adalet ve hukuktan hiçbir şey beklemediğimiz gibi, biz çözümü demokratik siyaset yapan halkımızdan bekliyoruz. AKP ve MHP koalisyonundan beklediğimiz bir şey yok. Ama şunu bilsinler ki uyguladıkları hukuksuzlar, bir gün kendilerini bulacaktır” dedi.   ‘Barış ve demokrasi istediği için ceza aldı’   Ardından söz alan Sezai Temelli ise, şöyle konuştu: “4 Kasım Darbesi’nin iki yılını geride bıraktık, içerideki tüm arkadaşlarımı saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Onlar tutsak olsalar da barış ve demokrasi mücadelesine devam ediyorlar ve bizi cesaretlendiriyorlar. Onlar özgür kalana kadar mücadelemiz sürecek, onlar özgür kalmadan biz de özgür değiliz. Demokratik siyaseti tasfiye etmek için uğraşıyorlar ve bunun yolunun HDP’yi tasfiye etmekten geçtiğini biliyorlar. Bugün Demirtaş ve Yüksekdağ Eş Genel Başkanlarımız içerideyse, demokratik siyaset yaptıkları için içerideler. Baluken 18 yıl ceza almışsa, barış ve demokrasi için, sözünü söylediği için ceza almıştır.”   Tutuklu 26’ıncı dönem vekillerinin isimlerini sayan Sezai, “Şu anda tutsakların hiçbir suçları yok, hepsi FETÖ’cü savcıların fezlekeleri ile içerideler” dedi.   ‘Leyla Güven için adım atılmalı’   Sezai, şu ifadeleri kullandı: “İsmini sayamadığım yüzlerce arkadaşımız gözaltına alındı 6 bin arkadaşımız şu an cezaevinde. 53 belediye eş başkanımız cezaevinde 96 belediyemize kayyum atandı. Bu otoriter rejim faşizmdir. Arkadaşlarımızın içeride olmasının nedeni bu iktidarın ömrünü uzatma çabasıdır. Bu yol, yol değildir bu gidişat, gidişat değildir buna son vereceğimize söz veriyoruz. 26’ıncı dönem bir utanç dönemdir, Meclis eliyle yapılan bir darbedir. Darbe uğraklarından biridir. Bir karşı darbenin adıdır. Darbe mekaniğine baktığımızda, bunun tecritle başladığını, Dolmabahçe masasının devrildiğini, Suruç’u, Ankara’yı bu darbenin içinde okuyabiliriz.    4 Kasım bu ülke için bir utanç tarihidir, buna son vermek hepimizin boynunun borcudur. 27’nci dönem parlamentosu bir an önce bu adımı atmalıdır ve Leyla Güven bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılma çağrısını yapıyoruz.”