Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı başladı 2018-11-03 12:35:19   MUĞLA - "Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı"nın 21'incisi Bodrum Kadın Dayanışma Derneği'nin ev sahipliğinde başladı.   "Sığınaksız Bir Dünya" talebiyle gerçekleştirilen "Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı"nın 21'incisi Bodrum Kadın Dayanışma Derneği'nin ev sahipliğinde Azka Otel'de gerçekleştirildi. İlki "25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Son Günü" etkinliği kapsamında 1998 yılında gerçekleştirilen kurultaya bu yıl 25 ilden kadın ve LGBTİ örgütlerinden, kamu kurumu ve belediyelerden 205 kadın katıldı. "Kadına Yönelik Erkek Şiddetiyle Mücadelede Değişen Devlet Politikaları", "Kadına Yönelik Erkek Şiddeti ile Mücadelede Alanlarının Daraltılması ve Mücadele" ve "Cinsel Şiddet ve İstismar" başlıkları altında yapılan konuşmalarla devam eden kurultayda açılış konuşmasını Bodrum Kadın Dayanışma Derneği'nden Figan Erozan gerçekleştirdi.   'Giyotine çıkıyorsak kürsüye de çıkmalıyız'   Figan, "Biz kadınlar nerede olmalıyız?" üzerinden bir değerlendirmeyle başlıkları seçtiklerini, erkek dünyasının kadınları sınırlandıramadığını söyledi. 1789 Fransız İhtilali'nin Yurttaş ve İnsan Hakları Sözleşmesi'nde kadının yurttaş veya insan olarak tanımlanmadığını, kadınların 1791'de Kadın Yurttaşın Hakları Bildirgesini kaleme aldığını hatırlatan Figan, "Olympe de Gouges şu sözlerle ifade ediyor bunu, 'giyotine çıkıyorsak kürsüye de çıkmalıyız.' Bu sözler için verilen mücadele, Fransız devrimini yapan erkek siyaset eliyle giyotinle öldürülmesi ile sonuçlandı. Kadının Yurttaş Hakları Bildirgesi 'varım' demekti. Peşi sıra yeni politikaların da sözü ve itici gücü oldular. Oy hakkı, velayet hakkı, boşanma hakkı, miras hakkı, kürtaj hakkı ve benzer hakların mücadelesi izledi. 21.sini yaptığımız kurultayın ardından da böyle bir mücadele var" sözlerini kullandı.   'Şiddetin devlet eli ile meşrulaştırma çabasına itiraz edildi'   Çankırı Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Mustafa Durmuş'un şiddet nedeniyle boşanmak isteyen kadının talebini reddedip mahkeme kararına "kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksiniz" hükmü üzerine kadınların başlattığı yürüyüşle kadına yönelik şiddete, şiddetin devlet eli ile meşrulaştırma çabasına itiraz edildiğini kaydeden Figan, "'Özel olan politiktir' diyerek ifşa ile yetinmeyip, devletin, erkek şiddetine karşı kadınlar için güvenli alan sağlama yükümlülüğü için mücadele ettiler. Sığınak mücadelesi kazanıldı ve devletin yükümlülükleri arasına girdi. Devletin, erkek şiddetine karşı yükümlülüklerinin bir kısmının üstlenmesi, bir kısmını da üstlenir görüntüsü ile yetinmedik ve bunu uluslararası bir sözleşme ile bağlayıcı hale getirttik. CEDAW ve 2011'de imzalanan İstanbul Sözleşmesi ile ev içi şiddeti önleme politikalarının oluşturulmasını da yükümlülük kapsamına dâhil edilmesini sağladık. Tüm bunlar, kadınların evlerde yaşananları konuşması ve buna karşı mücadele etmesi sonucu gerçekleşti" diye konuştu.   'Sistem ne olursa olsun nasıl yaşayacaklarına kadınlar karar verir'   Türkiye'de yaşanan dönüşümsel politikaları, yeni sistem ve devletin inşa evresi olduğunu ifade eden Figan, "Sistem ne olursa olsun, hangi biçim ve söylem ile tezahür ederse etsin, kadınların nasıl bir hayat yaşayacakları sorusuna verilecek cevap, tartışmaya açık bir soru asla değildir! Erkek siyaset ve erkek devlet bu hakkın kullanılmasını kendi ürettiği politik söylemlerle devir alma isteğini, açıkça beyan ediyor. Biz kadınlar olarak bu hakkı tarih boyunca kendimiz tanımladık. Erkek siyaset, bugün de olduğu gibi makul kadın ister, bunun için kutsiyet atfeder. Bizler ise itiraz eden kadınlar olarak makuliyet söylemlerini bertaraf ediyoruz" sözlerini kullandı.   'Bugün varız demek yetmiyor'   Feminist duruşun bir yaşam yarattığını ve her türlü yapıdan, kurumdan, siyasi yapılanmadan bağımsız kalarak kendini var ettiğini söyleyen Figan, "Feminist politikalar, kadına yönelik erkek şiddetini suç olarak tanımlayıp, yasalara dâhil ettirtti. Suç olarak kalmasını da bizim vereceğimiz mücadele ve savunacağımız politikalar belirleyecek. Bugün varız demekle yetinmeyip, var olacağımız günleri de inşa etmeliyiz" dedi.    Kurultay basına kapalı olarak olarak devam ediyor.