80 öncesi hatalar yapılmamalı: Yeni rejime karşı ezber bozan bir muhalefet olmalı 2018-10-02 09:02:49   İZMİR - AKP’nin kurmak istediği yeni rejimde önce kadın ve çocuğu hedef aldığını ve onun üzerinden itaatkar bir toplum şekillendirmeye çalıştığını belirten gazeteci İnci Hekimoğlu, “Muhalefet olarak 80 öncesi düştüğümüz hataya düşmemeliyiz. Mahallelerde ulaşamadığımız kesimlere ulaşmalı, bütün ezberleri bozmalıyız” dedi.    AKP iktidarının kurmaya çalıştığı yeni rejimde kadın ve çocuklara yönelik politikasını değerlendiren gazeteci İnci Hekimoğlu, itaatkar ve radikal İslamcı bir toplumun inşa edilmeye çalışıldığını söyledi.   ‘Kadın ve çocuklar hedef alınıyor’    12 Eylül darbesinden itibaren başlayan politikaların devamı olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın batıdan kopmadan Ortadoğu’da bir yeşil kuşağın liderliğine soyunduğunu ifade eden İnci, bu proje kapsamında özellikle kadın ve çocukların hedef alındığını söyledi.  Batı ve başta ABD ile kurulan ittifakla iktidara gelen AKP’nin Müslüman, demokrat bir parti olarak “ılımlı İslam rejimi” modeli olarak sunulması ile 2010 yılından itibaren birçok yasanın çıkarıldığını belirten İnci, AKP’nin şimdi ise bu yasaları kaldırmak istediğini dile getirdi. İnci, “Bizim istediğimiz şu anda yeni yasa çıkarılması değil. Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum o kadar geride ki 6384’ün uygulanmasını talep ediyoruz. Var olan bu yasaları, gerek Diyanet ve müftülükler gerekse imamlar kanalıyla imam hatip liselerinde verilen eğitimle tamamen işlevsiz hale getirmek, uygulayıcıları AKP iktidarının istediği gibi yorumlamak üzere yönlendiriliyor” dedi.   ‘Tarikatlar hızla örgütleniyor’   AKP’nin bizzat desteklediği tarikatların kent merkezi dışındaki mahallelerde hızla örgütlendiğini ve  mahallelilerin kredi kartı borçlarını ödeyecek kadar maddi güce sahip olduklarını belirten İnci, devletin görevlendirdiği imamların da kanun teklifleri ve çıkarılan yasalarla güçlendirildiğini aktardı.    Bütün bunların kadını sosyal ve ekonomik alandan çekmeyi amaçladığını vurgulayan İnci, “Evde bakım hizmetleriyle kadına para ödenmesi, ‘kadın iş aradığı için işsizlik var’, ‘kadının zaten evde işi çok’ söylemleri, 4+4+4 eğitim sistemi ve sonuç olarak yüzde 24 veya daha fazla oranda kadın istihdamı geriledi. Bu toplumsal mühendisliğin parçası, hedefte de kadınlar ve çocuklar var” diye belirtti.    ‘Yoksul halk çocukları İmam Hatiplere mecbur bırakılıyor’    Eğitim seviyesinin okuduğunu anlayamama seviyesine kadar gerilediğine işaret eden İnci, şöyle dedi:  “Defalarca ‘bu ülkenin çırağa ihtiyacı var’ dediler. Şimdi kendi çocuklarını en iyi okullarda yurtdışında okutuyorlar ama fakir çocukları İmam Hatiplere mecbur bırakıyorlar. Oradan mezun olan çocuk hem okuduğunu anlamıyor hem de dinsel bir formattan geçiyor. Gidip bir yerde niteliksiz bir işçi olarak çalıştığında aldığı üç kuruş için patronuna şükrediyor. İtaat ettirmek çok daha kolay oluyor, sermayenin çok daha işine yarıyor.”    ‘Erdoğan ve Avrasyacılar sıkıştı’    “AKP ve şu an ortaklık içinde olduğu Avrasyacı ekip sıkıştı” diyen İnci, Fettullah Gülen Cemaatiyle başta yapılan ittifakın para ve iktidar çatışmasıyla bittiğini ve oluşan kadro eksikliğinin Balyoz ve Ergenekon’la tasfiye edilen Avrasyacılarla yeniden doldurulduğunu söyledi. İnci, “23’ü önemli komutanlıklara atandı. Bu süreçte ABD ve batı ile ilişkileri koptu. En baştaki neden olarak Erdoğan’ın ‘artık güce ihtiyacım yok ben tek başıma gücüm’ demesinden Suriye meselesinde dış politikadaki hedeflerine kadar Avrasyacılarla ittifak kuruldu. Ama işin vahim tarafı bir yandan Avrasyacılara yanaşmaya çalışırken öte yandan ekonomide göbeğinden bağlı olduğu bir batı var. Oradan tümüyle kopmalarının bedeli var. Suriye ve Ortadoğu politikalarıyla ilgili zaten Rusya ve İran’la sorunlu bir süreç başladı oraya da yanaşamıyor. Erdoğan ve Avrasyacı güçler, sıkışmışlık hali yaşıyorlar. Doğu Perinçek, Rusya ile yapılan görüşmelerden sonra Suriye’deki cihatçıları koruma ısrarı üzerine şöyle bir laf etti; ‘Eğer sen cihatçılardan vazgeçmezsen devlet senden vazgeçer.’ Devlet kim Doğu Perinçek biliyor” ifadelerini kullandı.    ‘AKP ilk olarak kadın kurumlarına saldırdı’   Olağanüstü Hal (OHAL) ile kurulan yeni devletin, Kürt illerinde eşbaşkanları hapsettiğini  ve belediyelere kayyım atadığının altını çizen İnci, “İlk iş de, oradaki kadın birimlerini kapatmak ve şiddete uğrayan kadınları yalnız bırakmak oldu. Kadınlar şiddet gördüğünde, atanan imamlara, Nusaybin, Sur, Cizre’de ‘bodrumda aşk başkadır’ yazılarını yazan polislere mi gidecek? Bu baskı tamamen önce kadınlara dönüyor, en ağırından kadınlar ödüyor. Kadın hareketi Türkiye’de çok güçlü, özellikle Kürt siyasal hareketi içinde kadınlar çok güçlü, doğal olarak hedef kadınlar oluyor” dedi.   ‘80 öncesi hatalar yapılmamalı’   Her kesimden muhalefetin yalnızlaştırıldığını ifade eden İnci, geniş bir örgütlenme ağına sahip olunmadığını dile getirdi. 1980 öncesi yapılan hatalara bir daha düşülmemesi gerektiğinin altını çizen İnci, şöyle devam etti: “Karşımızda yeni bir rejim inşa ediliyor. Bu rejim daha öncekilere hiç benzemiyor. Buna göre konumlanmamız ve bütün ideolojik ayrılıkları erteleyerek özellikle kadın hareketinin birlikte ve bütünlüklü bir eylem stratejisi, mücadele yöntemleri belirlemesi gerekiyor. Asıl olarak mahallelerde ulaşamadığımız kesimlere hala AKP’nin hegemonyasından kurtulamamış ne olup bittiğinden haberdar olmayan günde 24 saat tek sesle yayın yapan medya yapılanmasından onları kurtarıp asıl iletişim kurabileceğimiz ve onları da yanımıza alabileceğimiz mücadele alanları açmamız gerekiyor. Bugüne dek bildiğimiz bütün ezberleri bir yana bırakmamız gerekiyor. Bu sürecin zorluğuyla mücadele içinde belki çok yeni fikirler de doğabilir.”