3 buçuk milyon mülteci yaşamın hangi kıyısına itiliyor? 2018-09-21 09:08:40   İSTANBUL - Sosyolog aktivist Sanem Öztürk, Türkiye’nin Suriyeli mültecileri politik bir araca dönüştürdüğünü belirterek, “Geçici statü verilen bir mültecinin belli bir süre sonunda ya üçüncü bir ülkeye ya da kendi ülkesine gönderilmesi ya da kalıcı bir statü verilmesi gerekiyor. Ancak Türkiye’de mülteciler 8 yıldır geçici statüyle kalıcı olarak yaşıyor” dedi.    İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne göre, Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı 3 milyon 552 bin 303 oldu. Mültecilerin 1 milyon 926 bin 67’si erkek, 1 milyon 626 bin 236’sı ise kadın. Erkeklerin sayısında geçen aya göre 5 bin 632 kişi artarken, kadınların sayısında ise geçen aya göre 4 bin 901 kişi azaldı. Bu rakamlar sadece kayıt altına alınanları ifade ediyor. Hem devlet hem de toplum tarafından görmezden gelinen ve ötekileştirilen politikalar nedeniyle milyonlarca mülteci, hem barınma hem de iş konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Yaşamlarını sürdürmek için ucuz iş gücü altında patronlarca sömürülen mülteciler, yaşamın diğer alanlarında da yine kendini  “ev sahibi” görenler tarafından itinayla öteleniyor.    Kadın Dayanışma Vakfı (KADAV) üyesi sosyolog aktivist Sanem Öztürk, Türkiye’ye gelen mültecilerin sorunlarını anlattı.   ‘En büyük sorun dil’   Mültecilerin en büyük sorununun dil sorunu olduğunu ifade eden Sanem, “Özellikle hastanelere, polise gittiklerinde derdini anlatamıyorlar. Hem Türkçe hem Arapça bilen milyonlarca insan var. Büyük bir istihdam alanı olmasına rağmen bu alan kullanılmıyor. Mümkün olduğu kadar çocuklarını okullara göndermek istiyorlar. Kayıp nesil olabilir bunun korkusunu yaşıyorlar. Elbette kendi dillerini unutmak istemiyorlar” diye konuştu.    ‘Çocuk işçi ciddi boyutta’   Suriyeli çocukların büyük çoğunluğunun okula gidemediğini ifade eden Sanem, “Çok ciddi boyutta çocuk işçiler var. Ve bu çocuklar aylık 300 TL gibi rakamlara çalıştırılıyor. İş kazalarıyla karşı karşıya kalıyorlar” dedi.   ‘Bu insanlar sömürülerek ekonomi canlandırılıyor’   Mültecilerin ucuz iş gücü olarak görüldüğünü vurgulayan Sanem, “Bir kişinin maaşıyla üç kişinin çalıştırıldığı atölyeler var. Göçmenler Türkiyelilerden daha düşük ücretle çalışıyor. Suriyeli kadınlar da erkeklerden düşük ücretle çalışıyor. Bir göçmenin bir yerde çalışabilmesi için işverenin başvuru yapması gerekiyor. İşveren bu süreci kendisi takip ediyor. Çalıştırma izni alıyor. İşveren de sigorta yaptırmak istemediği için bunu yapmıyor. Bu nedenle göçmenler kaçak çalıştırılıyor. Bu insanlar sömürülerek ekonomi canlandırılıyor. İşveren ya da hükümet asla suçlanmıyor” dedi.   ‘İktidar mültecileri kullanıyor’   Suriyelileri statüsüz bırakmanın koza dönüştüğünü belirten Sanem, mevcut iktidarın mültecileri hem Ortadoğu’da hem de Avrupa’da kullandığını dile getirdi. Sanem, iktidarın sınır kapılarını açmakla tehdit ettiğini hatırlatarak, “Canı isteyince de ‘bunun yükünü biz çekiyoruz’ üzerinden siyaset yapıyor. Suriyelilere herhangi bir statü vermelerinin  gündemlerinde olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.    ‘Türkiye önce Uluslararası Mülteci Statüsü’nü kabul etmeli’   Mültecilere verilen “geçici koruma statüsü”nün kalıcı statüye dönüştüğünün altını çizen Sanem,  şöyle dedi: “Yasal olarak geçici koruma verilen bir mültecinin belli bir süre sonunda ya üçüncü bir ülkeye ya da kendi ülkesine gönderilmesi gerekiyor. Yahut ona kalıcı bir statü verilmesi gerekiyor. Fakat Türkiye’de böyle bir şey yok. Bu insanlar 8 yıla yakındır geçici statüyle kalıcı olarak yaşıyor.” Hiçbir belgesi olmayan mültecilerin olduğunu kaydeden Sanem, Türkiye’nin önce Uluslararası Mülteci Statüsü’nü kabul etmesi gerektiğini söyledi.    Gündelik yaşam   Suriyelilerin toplum tarafından da ötelendiğini belirten Sanem, “Suriyeliler geldikten sonra onların aile ilişkileri, insan ilişkilerinde nasıl değişiklik yaşadılar? Sosyalleşmeleri nasıl oldu? Türkiye’de yaşamak konusunda ne hissediyorlar? Onları dışlamak ötekileştirmek yerine konuşmak temas etmek gerekiyor. Apartmana girdiklerinde komşuları kendilerine selam vermediği için kötü hissediyorlar. Merhabayla başlamak gerekiyor belki de” diye belirtti.     ‘Kadınların şiddet payı artıyor’   Koşullar ağırlaştıkça gündelik hayatın ve bütün ayrımcılığın yükünü kadınların ve çocukların çektiğini belirten Sanem, “Ekonomik durum ağırlaştıkça evin içindeki şiddet de artıyor. Kadınların şiddet payı artıyor. Kadınlar daha çok çalışıyor” dedi.