Tutsak gazeteci Hicran Ürün: Bizi bu karanlıktan dayanışma kurtarır 2018-09-12 09:08:28   İSTANBUL - Bugün hakim karşısına çıkacak olan Özgürlükçü Demokrasi editörlerinden Hicran Ürün, gazetecilere yönelik baskının aynı zamanda halkın doğru haber alma hakkına yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, “Bizi bu karanlıktan ancak dayanışma ve inanç kurtarır” diye seslendi.    Nisan ayında tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konulan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi editörleri Reyhan Hacıoğlu, Hicran Ürün ve gazete çalışanı Pınar Tarlak, bugün hakim karşısına çıkacak. Duruşma öncesinde ajansımıza mektup gönderen Hicran, dayanışmanın önemine dikkat çekerek “Bizi bu karanlıktan ancak dayanışma ve inanç kurtarır” diye seslendi.    ‘Cezaevlerindeki hak ihlalleriyle bire bir temas etmek daha yakıcı’   Cezaevi koşullarına değinerek mektubuna başlayan Hicran, tutuklanmadan önce cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin defalarca haber okuyup yazdığını ancak cezaevinde bu gerçekle yüzleşmenin çok daha yıkıcı olduğunu belirtti.  Olağanüstü Hal (OHAL) öncesi de cezaevlerinde hak ihlalleri olduğunu ancak OHAL ile birlikte bu ihlallerinin katlanarak arttığını belirten Hicran, resmi olarak kaldırılsa da OHAL’in fiili olarak sürdüğüne dikkat çekti. OHAL’in cezaevlerine keyfi yasaklamalar olarak yansıdığını dile getiren Hicran, birçok hasta tutsağın tedavi edilmeden cezaevine geri getirildiğini de vurguladı.    ‘Cezaevinde hayatın her alanında üretim var’   Yaşanan tüm olumsuz koşullara rağmen kadınların cezaevinde bambaşka bir hayat kurduğunu söyleyen Hicran, cezaevinde hayatın her alanında üretim olduğunu kaydetti. “Her odadan bir enstrüman sesi gelir. Bazen kendi hayatlarından yola çıkarak tiyatro metni yazıp oynayan kadınların sesi gelir” diyerek cezaevindeki üretim koşullarına değinen Hicran, bu kadınların günlerce çalıştıktan sonra çok başarılı bir tiyatro eseri sergilediklerini kaydetti. Kadınların üretimi ve dayanışması olmasa koşullara dayanmanın oldukça zor olduğunu ifade eden Hicran, “Kadınlar bu koşullarda bile bunu başarabiliyorsa geriye sadece ‘başka bir dünya mümkün’ demek kalıyor” ifadelerine yer verdi.     ‘Bu dava hukuki değil siyasidir’   Tutuklanmalarının nedeninin muhalif basında çalışmak olduğunu kaydeden Hicran, basın faaliyetlerinin suç olarak lanse edilmek istendiğini aktardı. Hicran, şöyle dedi: “Öyleki yasal bir gazetede editör olarak çalışırken masa başında çektiğiniz bir fotoğraf 'örgüt üyeliği'nize delil olabiliyor. Hukuken bu durumu anlatacak bir cümle bulamıyorum. Ancak biz zaten bu davanın hukuki değil siyasi olduğunun farkındayız. Bizler talimatla değil vicdanımızla gazetecilik yaptık. Filistin’de ‘hayır’ dediğimiz bir savaşa Efrîn’de ‘evet’ diyemezdik, demeyeceğiz. Dolayısıyla bugün tutuklu olmamızın nedeni vicdanımızdır.”     Baskının Demokles’in kılıcı gibi basın üzerinde estiği bugünlerde mesleki dayanışmanın önemli olduğunu belirten Hicran, “Ancak bu karanlığı aşmak için daha fazla dayanışmak gerekiyor. Bu nedenle gerçeğin sesini yükselten gazetecilerin özgür basın çalışanlarının daha da fazla çalışması, bir arada olması gerekiyor” vurgusu yaptı.    Hicran, mektubunun devamında şunları kaydetti: “Bizler özgür basın çalışanları olarak gerçeğin karşısında ‘bilmiyorum görmedim’ diyemezdik. Yaşananları tüm gerçekleri ile kamuoyunun gözleri önüne serdik. Bu nedenle özgür basına yönelik baskılar aslında halkın doğru haber alma hakkına yapılan baskı anlamını taşıyor. Bu nedenle toplumun da kendi haber alma hakkına sahip çıkması önemli. Bizi bu karanlık günlerden ancak dayanışma ve inanç kurtarır. Bizlere bu süreçte destek veren ve dayanışma gösteren herkese teşekkür ederiz.”