OHAL cezaevlerinde bitmedi: İhlaller artarak devam ediyor 2018-09-08 09:02:45   Dilan Babat    ANKARA - Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin yeni bir boyut aldığını belirten İHD Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen, Tarsus'tan Kayseri Cezaevi'ne 27 kadın tutsağın sürgün edildiğini ve bu tutsakların çoğunun hasta olduğu bilgisini verdi.    Son dönemlerde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinde ciddi artış yaşanırken, tahliyesine az kalan tutsakların ise çeşitli gerekçelerle infazı yakılıyor. Temiz suya erişim ve sağlık gibi temel hakları engellenen tutsaklar, sık sık disiplin cezası da alıyor. Cezaevlerindeki bir diğer sorun ise hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Yöneticisi Nuray Çevirmen, cezaevlerinde artan ihlallere ilişkin konuştu.     Hasta tutsaklara ring ile sürgün dayatması    Tarsus'tan Kayseri Cezaevi’ne 27 kadın tutsağın sürgün edildiği bilgisini veren Nuray, bu kadın tutsakların sağlık sorunlarının gün geçtikçe kötüye gittiğini söyledi. Nuray, "Sincan Cezaevi’nde 15'e yakın kadın tutsağın sağlık durumlarını raporlaştırdık. Bunlardan bir tanesi Van'dan Sincan Cezaevi'ne sürgün edilen Medya Çınar. Medya, yaralı bir mahpus. Bir süre Sincan'da kaldıktan sonra yeniden Van'a sürgün edildi. Hasta tutsaklardan olan Zeynep Avcı ise Elazığ'a sürgün edildi. Diğer kalan kadın tutsaklar ise hastalıkları ile mücadele etmeye devam ediyorlar. Sevklerin engellenmesi de mevcut. Çünkü ring araçları ile hastaneye gidiyorlar ve kelepçeli muayene dayatması var. Kadın tutsaklar da bu sebeplerden kaynaklı hastaneye gitmeyi istemiyorlar" diye konuştu.    Temiz suya erişilmiyor    Cezaevlerinde yaşanılan hastalıkların devam ettiğini söyleyen Nuray, "Bu hastalıklar, temiz suya erişimin zor olması ve çok kısıtlı bir şekilde verilmesinden de kaynaklanıyor. Sayaç takılmış günde belirli bir oranda su veriyorlar. İnsanların temiz bir ortamda kalmasını engelleniyor" dedi.    'Sudan sebeplerle infazlar yakılıyor'   Son dönemlerde özellikle infazların yakıldığını vurgulayan Nuray, Van Cezaevi'nde bir tutsağın gönderdiği broşürün "suç" sayılmasıyla infazının yakıldığını söyledi. Nuray, "Sudan sebeplerle infazlar yakılabiliyor. Disiplin cezası verilerek, infazlar yakılıyor. Hasta tutsak, tek kişilik ringe binmeyi kabul etmediği için 'ring beğenmedi' gibi sebeplerle infazlar yakılabiliyor. Cezaevlerinde disiplin cezaları inanılmaz derece çoğalmış bir durumda" ifadelerini kullandı.     'STK’ler cezaevlerini gündemine almalı’   OHAL'in cezaevlerinde kalkmadığını belirten Nuray,  OHAL'in cezaevlerinde   yaygınlaştırılmış bir durumda uygulandığını ifade etti. Nuray, şöyle devam etti: "Kitap yasakları, telefonla görüşme yasakları, tekmiller, sağlık raporlarının verilmemesi, sevklerle ilgili sıkıntılar ve süreklileşen sürgünler, OHAL kapsamında verilen cezalardır. Bununla ilgili kamuoyunun çok güçlü bir ses çıkarması gerekiyor. Bütün STK'lerin öncelikli olarak cezaevlerini gündeme alması gerekiyor. Devletin ilgili bakanlıkları, Adalet Bakanı, Sağlık Bakanlığı’nın ortak bir çalışma yürütmesi gerekiyor. Bu dayanışmanın bir an önce oluşması gerekiyor. Çünkü cezaevlerinde ölüm gerçekleşiyor ve en son Koçer Özdal ile bunu gördük."    'Koçer Özdal'ın ölümünden sonra bile hak ihlalleri devam etti'   En son Koçer Özdal'ın yaşamını yitirmesi ile hasta tutsaklara yapılan hukuksuzlukların tekrar gözler önüne serildiğini vurgulayan Nuray, Koçer Özdal'ın ölümünde birçok ihlalin yaşandığını belirtti. Nuray, "Kelepçeli olarak ölmesi ve neredeyse kelepçeli bir şekilde gömülmesi insan onuruna aykırıdır.  Ölümünden sonra da devam eden insan haklarına aykırı uygulamalar devam etti.  Taziye hakkı engellendi. Ailesinin yarısının köye girişine izin verildi.   Sadece cenazelerini gömmek isteyen bir ailenin etrafını çevirdiler.   Hastalarını yaşatamadılar, bu acıyı yaşadılar.  Aile, cenazelerini gömme durumunda da bir hak ihlali yaşadı” diye belirtti.