Kapalı kapıların ardından haykıran bir kadın sesi: Dengbêj Gazîn 2018-08-24 10:26:20   VAN - Kadın sesinin, erkekle aynı sofrada oturmasının dahi yasaklı olduğu bir dönemde kapalı kapılar ardından, "Ne olursa olsun Kürt kadının acısını, sevincini haykıracağım" diyen ve dengbêjlik kültürü yaşasın diye çalışmalar yapan Gazîn'i ailesi ve arkadaşları anlattı.    Kürt kültürünün yaşayan geleneği dengbejliğe büyük emekler veren Dengbêj Gazîn olarak bilinen Rukiye Kızıl, geçirdiği beyin kanamasının ardından 21 Ağustos sabahı hayatını kaybetti. Gazîn'ın ölümü sevenlerini derinden üzerken, söylediği klamlar ise dilden dile söylenmeye başlandı. Gazîn,  Anadolu Kültür Derneği'nin 2014 yılında "Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı" kapsamında gerçekleştirdiği Kadın Dengbêj ve Aşıklar Projesi konserinde Ermeni Aşık Leyli ile seslendirdiği klamlar ve birçok etkinlikte söylediği parçalarla tanınıyor. Ayrıca Gazîn, 20'ye yakın kendi bestelediği klamların yer aldığı kitabıyla okuyucuyla buluşmayı hedefliyordu.    Gazîn küçük yaşlarda, eril zihniyetin uzun yıllar boyunca yasakladığı "kadın sesini" kapalı kapılar ardından haykırarak dengbêjliğe başlar. Devletin göç politikasından dolayı doğduğu Bitlis'in Tatvan ilçesine bağlı bir köyden önce merkezine, ardından ise 14 yaşında evlendirilince de Van'a taşınır. Çocuk yaşta hiç tanımadığı bir erkekle evlendirilen Gazîn, yaşamının her alanında uğradığı baskıya karşı, klamlarıyla cevap olmaya çalışır.    'Kürt kadının acısını sevincini haykıracağım'   Ölümünü kabullenemeyen arkadaşları ve ailesi, Gazîn'ı Kürt kültürüne ait adeta bir arşiv niteliği taşıyan evinde, eşyalarına dokunarak anlatıyor. "Kadın sesinin yasaklı olduğu, erkekle aynı sofrada oturmasına dahi izin verilmeyen bir dönemde Gazîn klamlarıyla başkaldırdı" diyen çocukluk arkadaşı Perihan Çaçan, "Gazîn çok büyük acılar çekti. Sık sık  'ne olursa olsun ben Kürt kadının acılarını sevinçlerini klamlarla haykırmaya devam edeceğim' diyordu" diye kaydetti.    'Gazîn klamlarıyla ölümsüzleşti'   Tüm çocukluk yıllarının beraber geçtiğini belirten Perihan, Gazîn'i şu sözlerle anlatmaya devam etti:  "Onunla geçirdiğim her gün çok değerliydi. Devletin, erkeğin tüm yönelimlerine rağmen klamlarını söylemeye devam etti. Ayşeşan ve Meryemxan onun için bir idoldü. Onlar Kürt tarihinde nasıl ki büyük bir sembol ise onunda onlar gibi büyük bir dengbêj olma iddiası vardı. Erkeğin, 'kadınlar şarkı söylememeli' dediği bir dönemde Gazîn, klamlarını kapalı kapılar ardından seslendiriyordu. Yaşamını yitirdiği gün de söylediği bir klam sırasında kalp krizi geçirdi. Gazîn klamla yaşadı klamla öldü. Kadının yerler altında bastırılmış, yok edilmeye çalışılmış halini çıkarıp en yükseğe taşıdı. Gazîn klamlarıyla ölümsüzleşti."    'Bizden duyduğu klamlara yeni sözler ekleyerek söylüyor'   Annesi Zülfinaz Tan da bir an olsun kızı Gazîn'in fotoğrafını elinden bırakmayarak, "10 kardeşlerdi. En büyük kızım Gazîn'dı. Çok çalışkandı. Tüm kardeşlerine annelik yapıyordu. Babası da bende klam söylerdik. Gazîn dengbêjliğe karşı çok ilgiliydi. Bizlere sürekli geçmişte hangi klamları söylediğimizi sorardı. O kadar büyük iş yoğunluğuna rağmen bunları bizlerden aldığı gibi ezberler yeni sözler katarak okurdu" dedi.     'Odasına kapanır klam söylerdi'   Kardeşi Asya Kılıçaslan ise Gazîn'ı şu sözlerle anlattı: "Küçüklüğünden bu yana aile içinde köyde hiçbir düğün onsuz geçmezdi. Çok çalışkan ve mücadeleciydi. Haksızlık etmez paylaşımcıydı. 14 yaşında tüm karşı çıkışlarına rağmen evlendirildi. Kimse zaten kendisinden sormazdı. Anne ve babadan istenir, onların onayı yeterliydi. Her gün saçlarını tarar en güzel elbisesini giyer tüm karşı çıkışlara rağmen odasına kapanır klam söylerdi. Şuan çok üzgünüm söyleyecek söz bulamıyorum. Acısı çok taze."     Dengbejlik kültürü yaşasın diye…   Gazîn'i biran olsun yalnız bırakmayıp aldığı tüm kararlarında onu desteklediğini belirten dengbêj Saide Okyayatan ise "İlk defa kadın dengbêjler olarak Van'da Dengbej Evi açtık. Beş kadınla açtığımız evde Kürt kültürünü geliştirmek amacıyla klamlar okuyorduk. O çok mütevaziydi. Bana hep 'sen benden daha güzel söylüyorsun' diyordu. Birçok programa birlikte gittik. Eril zihniyetin tüm kontrol altına alma politikalarına karşı Gazîn başkaldırıyordu. Gazîn kendi imkanlarıyla genç kadın dengbêjler eğitmeye başladı. Bende katıldım. Onun tüm kaygısı bizler öldükten sonrada dengbêjlik kültürünün yaşatılması oldu. Bunu başardı da. Birçok genç kadın eğiterek bunu sürdürdü" şeklinde duygularını dile getirdi.