'Umudu Cumartesi Anneleri'nin mücadelesinde öğrendik' 2018-08-22 09:02:03   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 700. haftasına girerken, 38 yıldır kayıp olan Hayrettin Eren'in kız kardeşi İkbal Eren, "Umudu Cumartesi Anneleri'nden öğrendik ve bu umut dinmeden büyüyor" dedi.    Baskı, imha ve inkar politikasının bir parçası olan kaybettirmeye karşı 23 yıldır aralıksız mücadele veren Cumartesi Anneleri, umudun da taşıyıcısı oldu. Her hafta Galatasaray Meydanı'nda fotoğrafı taşınan binlerce kişiden biri de 26 yaşında kaybedilen Hayrettin Eren.  38 yıldır kayıp olan Hayrettin, 12 Eylül askeri darbesinin hemen ardından 21 Kasım 1980'de gözaltına alındıktan sonra kaybedildi. Ailesi 38 yıldır onu bulma umuduyla mücadele ediyor. Kız kardeşi İkbal Eren, hep bir gün geleceğine, bir yerde onu bulabileceklerine olan inancını hiç yitirmedi.    Emniyet inkar etti   Ailesi o dönem Hayrettin'in gözaltına alınmasını bekliyor çünkü aranması var. Gözaltına alınır ama sonucu böyle olacağını hiç düşünmezler, tahmin dahi etmezler. Gözaltına alınan insanlar, İstanbul'da Gayrettepe Emniyet Amirliği'ne götürülür orada sorgudan geçtikten sonra askeri cezaevine götürülür. Hayrettin'in anne ve babası, onun götürüldüğü Karagümrük Karakolu'na gider. Burada kendilerine emniyete götürüldüğü söylenir. Emniyet 'böyle biri gözaltına alınmadı' der. Yine Karagümrük Karakolu'na giden anne babası, 'biz böyle birini gözaltına almadık' cevabını alır. Hayrettin'i bulma arayışı böyle başlar.   'Hala bulmayı umut ediyoruz'   Ailesi onun kaybedildiğini o gün fark etmiyor. Çünkü o dönem kaybedilmeler henüz yaygın bir biçimde başlamamış. Gözaltına alınanlar aylarca işkenceden geçtikten sonra cezaevine götürülüyor. Aile, hep 90 günlük gözaltı sürecinin sonunda Hayrettin'in bir biçimde bir yere götürüleceğini düşünüyor. Bekledikleri haber gelmeyince İstanbul içerisinde bütün cezaevlerini tek tek dolaşarak onu aramaya koyuluyorlar. İkbal Eren o günleri "Çok ağır işkenceler gördüğünü tahmin edebiliyorduk ama sonucun böyle olabileceğini hiç düşünmedik. Hep bulmayı umut ettik. Hala bulmayı umut ediyoruz" diyor.   'Her sabah onu anlatıyorum'   Abisi Hayrettin'in kendisinden 3 yaş büyük olduğunu dile getiren İkbal, "Ben 23 yaşımı onunla geçirdim. Bana hem abi, hem yoldaş, hem arkadaş oldu. Ben her şeyimi onunla paylaşabiliyordum. Arkadaş gibiydik. Paylaştığımız hiçbir şeyi unutmadım. Onunla geçirdiğim her şey gözümün önünde. Şuan bir kızım var. Her sabah kahvaltıya oturduğumuzda mutlaka ondan söz ederiz. Kızım şuan onunla yaşıyor gibi. Hiç görmediği birisiyle iç içe yaşıyor. Sanki hep onunla yaşamış gibi. Onu en son Avcılar çıkışında gördüm. Arabasıyla gidiyordu. Yolda karşılaştık. Durdu biraz sohbet ettik. Sonra arabasına binerken şöyle bir makas aldı yanağımdan. Bir daha hiç görüşmedik. O anlar hep gözlerimin önünde" dedi.   'Hala bekliyoruz'   Hayretin'in kayıp olduğunu kabullenmediklerini şu sözlerle anlattı İkbal: "Bizim duvarlarımız bomboş. Başka kayıpların ailelerinin evlerine gittiğimizde duvarlarında kocaman kocaman fotoğrafları var. Bizim evimizde yok. Çünkü biz onu hala bekliyoruz. Annem, babam ve biz asla olayı kabullenmedik. Kabullenmediğimiz için de bu travmayı hala atlatamadık. 38 yıl oldu hala bekliyoruz. Kabullenmedik o nedenle de Hayrettin Eren'in evimizin duvarında fotoğrafı yok. O varken ne vardıysa bu gün de aynı şeyler var. Çok hümanist bir insandı. Çok güzel resim yapardı. Yağlı boya tabloları yapardı. Çok güzel flüt, gitar çalardı. Çok güzel dans ederdi. Benimle dans ederdi. Sık sık birlikte sinemaya giderdik. Birlikte geçirdiğim bütün zamanı özlüyorum" diye belirtti.    'Yalnız değilmişiz'   Küçük kardeşinin, özellikle "Cezaevine girersem abimden haber alabilirim" diye kendisini yakalattığını anlatan İkbal, "Onun cezaevi sürecinde tutuklu aileleriyle bir araya geldik. Sonra aileleri tanıyınca İHD'yi öğrendik. İHD'ye gittiğimizde artık 1990'lara gelmiştik. Ve bir sürü kayıplar yaşanıyordu. Biz İHD'ye gidince yalnız olmadığımızı öğrendik. Meğer bir çok kayıp varmış. Sonra birlikte mücadele etmemiz gerektiğini anladık. 23 yıldır Cumartesi Anneleri olarak mücadele ediyoruz. Kayıplarımızı bulana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz."    https://www.youtube.com/watch?v=sFXPShRWje0&feature=youtu.be