Bir oğlu ve iki torunu cezaevinde olan Meryem: 21 yıldır işkence çekiyoruz 2018-08-03 09:06:48   VAN - Bir oğlu ve iki torunu farklı cezaevlerinde olan 78 yaşındaki Meryem Demirağaç, bu yüzden yılda bir kez görüşe gidebilme imkanı bulabildiklerini belirterek, bu durumu "zulüm" olarak nitelendirdi.    Darbe girişimi sonrası 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte cezaevlerinde adeta tavan yapan hak ihlallerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Baskı ve işkencenin yanı sıra keyfi uygulamalarla da tutsakların yakınlarıyla iletişimleri engelleniyor.   Bir diğer sorun ise tutsakların ailelerinden uzak cezaevlerine sürgün edilmesi. Bir oğlu ve iki torunu cezaevinde olan 78 yaşındaki Meryem Demirağaç, sürgünlerle ailelere zulüm edildiğini belirtti.   'Savcı ve hakimlerin verdiği hükme razı değiliz'   Oğlu ve torunlarının ayrı şehirlerde bulunan cezaevlerinde olduğunu ve çok zorlandığını dile getiren Meryem, aylarca görüşe gidemediklerini aktardı. Bunun nedenini ise imkanlarının olmayışına bağlayan Meryem, "İmkanların kısıtlılığından dolayı yılda sadece bir defa gittiğimiz oluyor. Bu, ailelere yapılan bir zulümdür. Biz Allah'ın hükmüne razıyız ama savcı ve hakimlerin verdiği hükme razı değiliz. Cezaevlerindeki zulüm ve işkence insanlık adına ayıptır, yanlıştır. Bunlara ‘dur’ demek lazım. Benim oğluma 34 yıl hapis cezası verilmiş. Biz 21 yıldır bu işkenceyi yaşıyoruz. Haksız yere oğlum cezaevinde tutuluyor" dedi.    'Aileleri tutuklama ve sürgünlerle dağıtıyorlar'   Tıpkı oğlu ve torunları gibi kendi yaşamının da sürgünde geçtiğini kaydeden Meryem, yaşadıklarını şu şekilde dile getirdi: "Hala aynı işkence yöntemleriyle hayatlarımızı karartıyorlar. Bir torunum İran'da tutuklu, diğerleri burada, ülkeler arası mekik dokuyoruz. İran'da tutuklu olan torunuma hiçbir şekilde gidemiyoruz. Ne mektup yazabiliyoruz, ne de telefonda görüşebiliyoruz. Bazen hiç haber almadığımız zamanlarda oluyor. Bu, işkence değil de nedir? Farklı ülkeler, ama zihniyet ve anlayış aynı. Her ailede bir tutuklu var. Aileleri bu şekilde cezalandırmaktan vazgeçsinler. Binlerce Kürt genci, kadını, şu anda cezaevlerinde tutuluyor. Tek suçları var o da siyaset yapmak. Türkiye'deki cezaevleri siyasetçilerle doldurulmuş. Dünyanın hangi yerinde siyaset yapmak suç sayılıyor. Bunun başka örneği nerede görülmüştür? Aileleri bu tutuklama ve sürgünlerle dağıtıyorlar, huzur bırakmadılar."   'Bu uygulamalar bir an önce son bulsun'   Meryem, hem oğlunun hem de torunlarının barışı savundukları için cezaevinde olduklarını kaydederek, "Bu ülkede barışı savunmak, barıştan yana olmak suçtur. Barış için çaba verilmesi gerekiyor. Cezaevlerinde yaşanılan bu hukuksuzluğun son bulması gerekir. Bizler bu yaşımıza kadar barışa dair umudumuzu koruduk" diye belirtti.   Cezaevlerindeki uygulamaların bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayan Meryem, "Dünyaya huzur, barış gelsin artık. Cezaevlerinde haksız yere tutulan binlerce insanın bir an önce bırakılması gerekiyor" dedi.