Gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın kızı: Bu sistemin hukuku nerede? 2018-07-14 13:51:16   İSTANBUL - 1992 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbetini soran Cumartesi Anneleri, adalet talebinde bulundu. Hasan Gülünay’ın kızı Deniz Gülünay, “4 çocuktan babalarını alıp kemiklerini bile çok gören bu sistemin hukuku nerede?” diye sordu.    Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 694’üncü kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde üzerine beyaz tülbent ile karanfiller bırakılan “Failler Belli, Kayıplar Nerede” yazılı pankart açılarak gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Çok sayıda Cumartesi İnsanının katıldığı eyleme, HDP ve CHP’li vekiller de destek verdi. Bu haftaki eylemde ise 1992 yılında İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hasan Gülünay’ın akıbeti soruldu.    Eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. İrfan, 23 yıldır bu meydanda adaleti aradıklarını vurgulayarak, Türkiye’de adaletin olmadığını söyledi. İrfan’ın ardından 1992’de İstanbul Tarabya’daki evinden gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hasan Gülünay’ın yurt dışında yaşamak zorunda bırakılan kızı Deniz Gülünay’ın gönderdiği mektup gönderdi. Deniz’in mektubunu Cumartesi İnsanları’ndan Nimet Tanrıkulu okudu.    Deniz, mektubunda şu ifadelere yer verdi:   “Yine bir Temmuz ayındayız. 26 yıldır her gün seni anlatmak, işkencehanede yere düşürmediğin bayrağını devralmak demekti benim için. Seni anlatmalıyım ki yarım bırakılan türkün ülkemin uçsuz bucaksız her köşesinde koro halinde devam edebilsin. Sen tamamlanmayan bir notanın, bitmeyen bir senaryonun belki de anlattıkça anlamlanan en güzel yerisin.   20 Temmuz’da seni bir daha göremeyeceğimiz bir süreç başlarken; aynı zamanda kendimizi de bir mücadelenin tam ortasında bulmuştuk ya hani. İşte ilk andan itibaren biz artık Hasan Gülünay'ın kararlılığı olmuştuk.    ‘4 çocuktan babalarını kemiklerini çok gören bu sistemin hukuku nerede’   Sürekli hukuk vurgusu yapan demokrasiyi dilinden düşürmeyen yöneticilere sormak istiyorum; 4 çocuktan babalarını alıp kemiklerini bile çok gören bu sistemin hukuku nerede? Bize işlemiyor mu yoksa? Demokrasi çığırtkanlığı yapan 16 yıldır kılını kıpırdatmayanların yasaları sadece kendilerine mi işliyor yoksa? Aileler olarak verdiğimiz hukuk mücadelesine her seferinde engel olan devlet ve onun aygıtları toplu mezarların açılmasına izin vermeyerek gerçeklerin ortaya çıkarılmasından mı korkuyor? ‘Faili meçhul’lerin sorumlusu olarak geçmiş yönetimi suçlayan 16 yıldır iktidar olanlar da en az eski yönetim kadar suçlu olduğu gün gibi ortadadır.”    ‘Hasan Gülünay’ın kimliği Ali Ekber Atmaca'nın üzerinden çıktı’   Deniz’in mektubunun okunması ardından bu haftanın açıklamasını HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy okudu. 1992 yılının Mayıs ayında Artvin İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda işkence ile öldürülen Ali Ekber Atmaca'nın üzerinden İstanbul’da aynı mahallede yaşayan Hasan Gülünay’ın kimliğinin çıktığını belirten Oya, bu nedenle Hasan’ın isminin polis kayıtlarında geçtiğini söyledi. Hasan Gülünay’ın  20 Temmuz 1992 günü Tarabya’daki evinden işyerine gitmek üzere çıktığını ve bir daha geri dönmediğini ifade eden Oya, “Başvurdukları savcılık ve İstanbul Emniyeti aileye, Hasan’ın gözaltında olmadığını, arandığını söyledi. Ancak aile, memleketlileri olan bir üst düzey emniyet yetkilisinden ‘Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar’ bilgisini aldı ve bu bilgiyi kamuoyuna duyurdu” dedi.    Hasan’la aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanığın yüzünü görmediği bir kişinin işkencede “Ben Hasan Gülünay beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar” diye bağırdığını söyleyen Oya, bu iki açıklamanın ardından hem ailenin hem de tanıklık eden kişinin yoğun bir polis baskısı ve tehdidiyle karşılaştığını söyledi.    Yargı sürecinin başlatılması ile birlikte davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığını kaydeden Oya, son olarak şunları söyledi: “Gülünay ailesi ve toplum, Hasan Gülünay’ın gözaltında kaybedilme koşulları hakkında hakikati bilme hakkına sahiptir ve bu hak doğası gereği zamanaşımına tabi değildir. Gülünay dosyasında iç hukuk ve uluslararası hukuka uygun bir yargılama süreci gerçekleşinceye kadar bu dava bizim için kapanmayacak. Artık yeter. Devlet, gözaltında kaybedilenler için etkili bir iç hukuk yolu sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin. Artık yeter. Devlet adına adaleti sağlama görevini yerine getirmekle yükümlü olan yargı, iç hukuka ve uluslararası sözleşme hükümlerine uygun faaliyet göstersin. Artık yeter. Hasan Gülenay için kayıplarımız için adalet talebimiz karşılık bulsun.”   Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri, bir sonraki hafta eyleminde buluşmak için alandan ayrıldı.