Suruç katliamı sanığı Yakup Şahin'i kim gözden çıkardı? 2018-05-29 13:59:20   URFA - Suruç katliamı davasının 5'inci duruşmasında söz verilen sanık Yakup Şahin, "Bir şey söylemeyeceğim. Beni Ankara'daki patlamadan dolayı gözden çıkardılar. Ankara'daki patlamadan ceza alacağımı biliyorum" dedi. Mahkeme davayı 28 Ağustos'a erteledi.   Urfa'nın Suruç ilçesinde, 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê'ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Amara Kültür Merkezi önünde SGDF öncülüğünde bir araya gelen 300 kişinin gerçekleştirdiği basın açıklaması sırasında DAİŞ'in canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi yaşamını yitirdiği, 100'ü aşkın kişinin yaralandığı katliamla ilgili açılan davanın 5'inci duruşması görüldü.   Hilvan Cezaevi Kampüsü salonunda başlayan duruşmaya, katliamda yaralı kurtulanlar, Suruç Aileleri İnisiyatifi üyelerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Adayı Ayşe Sürücü, Urfa Baro Başkanı Ahmet Tüysüz izleyici olarak katıldı. Çok sayıda müşteki ve mağdur avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya sanık Yakup Şahin tutuklu bulunduğu cezaevinde SEGBİS ile bağlandı.    Duruşma tanıkların ifadelerinin alınmasıyla başladı. Katliamın tanıkları, katliamda yaşamını yitiren Polen Ünlü'nün geçtiğimiz günlerde kalp krizi sonucunda hayatını kaybeden annesi Şennur Ünlü'nün daha önce katıldığı duruşmalarda söylediği  "Adalet başucunuzda bulanan kitaplardaki raflarda değil, vicdanlarda olur" sözleriyle başladı.   'Her duruşmada didik didik aranıyoruz'   Katliamda yaşamını yitiren Ezgi Sadet'in annesi Sunay Sadet ise, "5 duruşmadır buraya geliyoruz. Sanki çocuklarımız burada her seferinde onları alıp gidecekmişiz gibi oluyoruz" diye belirtti. Emrullah Akhamur'un babası Mehmet Akhamur, da hak hukuk ve adalet istediklerini dile getirdi. Her duruşmaya geldiklerinde didik didik arandıklarını ifade eden Murat Yurtgül'ün annesi Şemsi Yurtgül ise ölünceye kadar bu davanın takipçisi olacaklarını söyledi.    'Davayı OHAL koşularında hapishanede gazetelerden takip edebildim   Katliamda yaralanan ve davada ilk kez ifade veren Zindan Dorudemir Suruç'ta hayatını kayıp eden 33 kişiyi andıktan sonra konuşmaya başladı. Diyarbakır'dan yola çıktığını bu kısa mesafede dahi üç kez aranarak Amara Kültür Merkezi'ne geldiğini belirten Zindan,  "O günü anlatacak hiç bir söz bulamıyorum. Hiç unutmayacağız o günü. Duruşmanın 5. celsesi ve ben henüz beyanda bulunuyorum. Çünkü bu dava İçin adalet aradığımdan dolayı tutuklandım. Bu davayı OHAL koşullarında hapishane de gazeteden takip edebildim. Nitekim hala tutsak Suruç tanıkları var. Davaya katılmaları engelleniyor" diye belirtti.   'Duruşma bir adliyede görülsün'   Ailelerin ardından söz alan avukatlar, ortak talepte bulunarak, duruşmanın cezaevi kampüsünde değil, bir adliyede görülmesini Ankara 10 Ekim Gar katliamıyla birleştirilmesini, sanığın duruşmalara bizzat getirilmesine talep etti. Avukat Can Tonbul ise, geçen duruşmada yaşamını yitirenlerin eşyalarının ailelerine verileceğine dair bir karar verildiğini, ancak kararın yerine getirilmediğini, ailelerin eşyaları hala alamadığını söyledi. Can, 31 emanet eşyanın ailelerine teslim edilmesi talebini yineledi.   'Şüpheli olarak ifadesi alınıp bırakılan kişi dinlensin'   Duruşma bir diğer avukat Serdil İzol'un söz almasıyla devam etti. Katliamın yaşandığı güne ilişkin konuşan Serdil, "Oradakiler cüppeli birini yakaladılar. İsmi Abdullah Ömer Aslan'dı bize danıştılar. Bizde kolluk kuvvetlerine teslim etmelerini söyledik. Daha sonra sadece ifadesinin alınıp bırakıldığını öğrendik. Oysa çantasında bir bayrak çıkmıştı. Cüppeli sakallı biriydi. Bu kişinin Halfeti'de imam olduğunu öğrendik. Bu dosyada onunda dinlenmesini talep ediyoruz" dedi.   'Beni gözden çıkardılar'   Daha sonra sanık Yakup Şahin'e söz verildi. Yakup bir şey söylemek istemediğini belirterek şunları ekledi: "Eğer bir şey yaptıysam en ağır cezayı versinler. Zaten Beni Ankara'daki patlamadan dolayı gözden çıkardılar. Kimseden adalet ve merhamet beklemiyorum. Ankara patlamasında ceza alacağımı biliyorum. Kimseden adalet beklemiyorum."   Savunma ve ifadelerin ardından söz alan savcı, avukatların duruşmanın adliyede görülmesi, sanığın duruşmaya bizzat getirilmesi taleplerinin reddedilmesi ve sanığın tutukluluk halinin devamına, davada ilk kez ifade veren bazı mağdur ve müştekilerin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.    Mahkeme verdiği aranın ardından sanığın duruşmaya bizzat getirilmesini ve davanın başka bir duruşmada görülmesi taleplerinin duruşma salonlarının küçük olması gerekçesiyle reddetti. Mahkeme heyeti ayrıca, katliamda yaşamını yitirenlerin eşyalarının ailelerine verilmesine dair karar verdiğini, ancak eşyalar içerisinde parada olduğu için Sulh Hukuk Mahkemesi'nin de bu yönde bir karar vermesi gerektiğini belirtti.    Mahkeme heyeti son olarak, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, davayı 28 Ağustos sabah saat 10.00'a erteledi.