Efrînli kadınların öfkesi de direnişi de ağıtlarında saklı 2018-04-27 09:06:16   Lilav Eli-Tolin Muhemed   ŞEHBA- Efrînli kadınlar 58 gün süren direnişi, gözlerinin önünde katledilen evlatlarının acısını, topraklarını terk edişlerini, öfkelerini ve sevinçlerini Kürtçe söyledikleri ağıtlarla dile döküyor.     Efrîn halkı, Türkiye ve ona bağlı grupların kent merkezine girdiği 18 Mart gününe kadar 58 gün boyunca büyük bir direniş sergileyerek, her türlü saldırıya karşı topraklarını savundu. Yoğun saldırıların hedefi olan Efrîn halkı, katliamlar ile yüz yüze kalmamak için Şehba bölgesine göç etmek zorunda kalarak, direnişi burada sürdürme kararı aldı. Efrîn kent merkezi şimdilerde yağma ve talanın hedefi olurken, kent merkezini terk etmek istemeyen Efrînliler ise her türlü baskı ile yüz yüze kalıyor.     58 günlük mücadelelerine "Çağın direnişi" adını veren Efrîn halkı,  hemen hergün kaybettikleri evlatlarının cenazelerini taşıdı ancak saldırılara karşı "toprağımızı terketmeyeceğiz" mesajı vermeye devam etti. "Çağın direnişi" bugüne kadar birçok ezgiye konu olurken, halkın direnişine tanıklık eden ve birebir içinde yer alan Efrînli kadınlar, yaşadıklarını Kürtçe klamlara ve ağıtlara döktü.    Kadınlar, ağıtlarında çocuklarının katledilişini, evlerinin yıkılmasını, topraklarından zorla göç ettirilmelerini ve direnişi dillendiriyor.       Göç ettikleri "Berxwedan Kampı"nda bir araya gelen kadınlar, ortak acılarını ve sevinçlerini ağıt ve klamlar ile bütünleştiriyor. "Çağın direnişi"nde çocukları dahil 5 yakınını kaybeden Feride Omer Hemkilo, onlara olan özlemini ağıtlara dökmüş. Feride, yaşamını yitirdiği ağıtında acısını şu sözlerle dile döküyor:   "Vay yiğidim vay kara gözlülerim vay.    Hemude, Hisen, Berxwedan, Ehmed, Mihemed.    Biz kime ne yapık da parçalanan bedenlerinizi tanıyamadım.    Oy ben kör olayım ne geldi başımıza.    Güzel Efrîn'ime vahşice saldırdılar.    Yiğit kızlarımız, oğullarımız canlarını feda etiler.    Öyle ben kör olayım canlarım.    Parçalanmış bedenlerinizi toplayarak canımdan can koptu, oy yiğitlerim, oy canlarım, oy ben öleyim.    Kemikleriniz Efrîn kokuyor yiğitlerim."    Şadiye Necar da ağıtında AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a olan kızgınlığı ve öfkeyi dile getiriyor.    "Her sabah zeytinlerimize bakarak emeğimizin ürününü görüyorduk.    Bir sabah kalktım televizyonu açtım Erdoğan, Ruhani, Putin el ele tutuyorlar.   O an dedim ki Kürtleri pazarlıyorlar.    Vay anam ben öleyim yine mi Halapçe, Şengal, Enfallardan geçeceğiz.    Ah yavrum Erdoğan 'İslamım' diyor.    Gelip topraklarımıza saldırdı, bebeklerimizi katletti, evimizi talan etti, eşyalarımızı çaldı hani İslam?    Kendine ben büyük devletim her sözünde demokratım diyenler kör, sağır oldular.    Ah yavrum gece yarıları çocuklarımız uyumadılar, uçak, tang, obüs, havan sesinden yavrularım uyuyamıyorlardı.   Efrînden çıkarken Cebel Ehlam-rüyalar dağı-Efrîne bakarken oy dedim kurban olduğum Efrînim,   Güzel toprağım sana döneceğiz,   Çıkarken ayaklarım tutmuyordu, çocuklar annelerinin kucağında ağlıyordu    Oy ben nasıl anlatayım seni ey kutsal toprağım şehitlerin yurdu Efrînim.   Oy canımın parçası Efrînim oy ruhumun sesi, geçmişim, geleceğim, seni hangi dilden hangi ağıtlarla anlatayım."   Fidan Duliko ise ağıtında şunları dile getiriyor:    "Şehitler diyarı Efrînim    Bir sabah uyandığımda karşımda şehitler kervanını gördüm,   Gözleri sürmeli kızlarımız kendilerini süsleyip halkın fedaisi olmuşlar.   Kurban olduğum şehitler yaşadığımız sürece sizinle nefes alacağız.   Her gün onlarca tabutları omuzlarken söz verdik yolunuzda yürüyeceğiz ey ölümsüz şehidim."