Kampüs Cadıları ikinci manifesto için çağırıyor 2018-04-25 09:06:00   İZMİR - Üniversitede kadınların maruz kaldığı cinsiyetçi politikalara karşı mücadele ederken, erkekleri ve erkek zihniyetini de teşhir eden Kampüs Cadıları, yeniden manifesto yazmak için 5-6 Mayıs'ta düzenlenecek ikinci konferansa çağırıyor.    Üniversiteli kadınların örgütlenme adreslerinden biri olan Kampüs Cadıları, 5-6 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da ikinci konferansını gerçekleştirecek. İçerenköy Pir Sultan Abdal Konferans Salonu'nda "Özgürlük elimizde" sloganıyla düzenlenecek konferans sonrasında yeni bir manifesto yayınlanacak. Konferansta, LGBTİ ve eko feminizm tartışmaları gerçekleştirilecek.    'Erkek sistem çöken politikaları şiddetle kapatıyor'   Tehditlere maruz bırakıldıkları için ismini vermeden değerlendirmede bulunan Kampüs Cadıları aktivisti, iktidarın rejimi yeniden üretmek için çöken politikaların üzerini şiddetle örttüğünü ifade etti. Kadınların özgürlüğü elleriyle kazarak alacaklarını belirten aktivist, "Üniversitelere atanan yeni rektörler kurumları erkekleştirme çabasını yerine getiriyor. Üniversiteler öğrencilerin yaşayamayacağı koşullara sahip. Özellikle biz kadınların hiç yaşayamayacağı durumlar var. Kadınlara 'namus bekçiliği' yapılıyor. Bunları konferansta belirleyeceğiz. Önergeler tartışılacak. Tekrar bir manifesto yayınlanacak. İlk manifestoya eklemeler yapılacak" dedi.    'Üniversiteli kadın patriarka ve kapitalizmin kıskacında'   Üniversitede kadınların yoğun olarak yaşadığı sorunlardan birinin de fakültelerin toplumsal cinsiyet rollerine göre tercih edilmesi olduğunu belirten kadın aktivist, "Öğretmenlik ve hemşirelik gibi bölümler kadın ağırlıklı ancak mühendislik gibi alanlar erkek yoğunluklu. Kapitalist sistem kadını ucuz iş gücü için sömürürken patriarka ise eve kapatarak kadının ev içindeki emeğinin görünmemesini istiyor. Sistem yeniden şekillenirken üniversitelere de bu yansıyor" dedi.   'Üniversiteler bilim yuvası değil tacizci yuvasına dönüştürülüyor'   Üniversitelerin tacizci erkeklerle doldurulduğunu ve rektörlükler tarafından göz yumulduğunu belirten aktivist, "En yakın örnek İstanbul Üniversitesi'nde sistematik taciz eden erkeğe kadınların özsavunması. Katip Çelebi Üniversitesi tarafından' Gençleri Evlendirme ve Mühir Vakfı'nın kurucusu rektörlüğe getirildi. Kantinlerde, amfilerde özellikle inşaat fakültelerinde kadınlar daha ikincil konuma düşürülüyor. Kadın toplulukları oluşsun diye dilekçeler gönderdik ama gittiğinden bile emin değiliz. Belgeleyemiyoruz da. OHAL koşullarında yasak. Ege Üniversitesi içinde 'zina haramdır' diye kartvizit dağıtıldı. Tepki gösterenlere okulları sınıfları sorularak korku veriliyor. Oysa biz bir kadına bir bildiri verirken dahi gözaltına alınıyoruz" dedi.