'Cinsel istismara yayın yasağı caydırıcılık yanılgısı yaratır' 2018-04-24 09:06:06   DİYARBAKIR - Meclis'e getirilen cinsel istismar yasa tasarısının caydırıcı olmadığını vurgulayan insan hakları aktivisti Avukat Gamze Yalçın, tasarıda yer alan ve tüm cinsel istismar dosyaları için getirilen basın yayın yasağı maddesine ilişkin "Bu vakalar topluma yansımadığı zaman 'İstismar vakaları ortadan mı kalktı? Bu düzenlemeler getirildi caydırıcı mı oldu' izlenimi yaratabilir" dedi.    AKP hükümeti tarafından hazırlanan ve 9 Nisan günü Meclis Genel Kurulu'na sunulan cinsel istismar yasa tasarısında, 12 yaş sınırı ve cinsel suçlar işleyen kişilere "kimyasal hadım" yer alırken, dikkat çeken maddelerden biri de dosyaların tamamına basın yayın yasağının getirilmesi. İnsan hakları aktivisti Avukat Gamze Yalçın, tasarının hazırlanış aşamasında eksiklik olduğunu belirterek, "Bu alanda çalışan çocuk hakları savunucuları, sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve uzmanların görüşlerinin alınmaması eksikliktir. Sosyolojik yapıya uygun düzenlemeler yapılmalıydı. Sadece cezaların artırılması yönünde düzenleme yapıldığını görüyoruz. Çocuklar bakımından korucuyu veya önleyici mekanizmaların geliştirilmediği bir tasarı var önümüzde" dedi.   'Zihniyet ortadan kaldırılmalıdır'   Cinsel istismar suçunun engellenmesinin sadece cezaların arttırılmasıyla engellenemeyeceğine dikkat çeken Gamze, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde 18 yaşından küçük bireylerin çocuk olarak tanımlandığını hatırlattı. Gamze, yaş kategorisinin ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yaparak, tasarıya göre 12 yaşından küçük çocuklara karşı cebir tehdit ve silahla suç işlenmesi halinde müebbet hapis cezaları verileceğini aktardı. Gamze, "Bu da aslında farklı sonuçlara yol açacak. Bu suçu önlemenin yolu 30-40 yıl hapis cezası vermek değil, saldırıyı gerçekleştiren zihniyetin bir bütün olarak ortadan kaldırılmasıdır" diye konuştu.   'İstismar suçları fetvalar şeklinde yapılıyor'   İstismar suçlarının artma nedeninin "9 yaşındaki çocuğun evlenebilir, çocuk sahibi olabilir" diyen zihniyet olduğunu ifade eden Gamze, "Fetvalar şeklinde açıklama yapılıyor. Kendini 'din alimi' olarak tanımlayan kişiler bunu yapıyor. 9 yaşındaki kız çocuğu evlenebileceğine ilişkin icazet veren açıklamalar yaptığı zaman elbette ki bunun tezahürü bu şekilde olacak" dedi.    'Kimyasal hadım insan haklarına aykırı bir uygulamadır'   Kimyasal hadımın insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayan Gamze, kişinin iradesi dışında vücuduna yönelik dışarıdan yapılan bir müdahale olduğunu belirtti. Farklı ülkelerde hem kimyasal kastrasyon hem de fiziksel kastrasyon uygulamaları olduğuna işaret eden Gamze, bunun hiçbir şekilde istismarı ortadan kaldırmayacağını söyledi. Bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 3. maddesi kapsamında işkence yasağının ihlali olduğunu vurgulayan Gamze, "Uygulamanın insan haklarına aykırı olması nedeniyle insan hakları savunucuları olarak karşı çıkıyoruz" dedi.    'Daha sonuç alıcı mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor'   Tasarıda hakimin "takdiri indirim" yetkisini kullanırken bunu gerekçelendirmek zorunda kalacağını kaydeden Gamze, artık "kravat takılmasının" mahkemede "iyi hal" sayılmayacağını söyledi. Gamze, "Bu bir bakımdan iyi bir uygulama ama 'iyi hal' indirimi olduğu gibi duruyor. Bu sadece hakimin kendi takdiri indirimi açısından geçerli. Tasarının olumsuz yönleri çok olduğu için geri çekilmesini talep ediyoruz. Daha sonuç alıcı, önleyici, koruyucu mekanizmaların geliştirilmesine yönelik maddelerin konulması gerekiyor" dedi.   'Çocukları korumakla yükümlüyüz'   Suçun faili olan çocukların da müebbet hapis cezaları ile cezalandırılmasının söz konusu olduğunu ve bu nedenle ayrı bir düzenleme yapılması gerektiğini dile getiren Gamze, avukatların görüşmeler gerçekleştirdiği Çocuk İzleme Merkezleri'nin sorunları çözme kapasitesinde olmadığına dikkat çekti. Gamze, "Orada çalışan uzmanlar dahi aslında bu eğitimi almadan gelmiş uzmanlar. Bazen mağdurları örseleyebilecek derecede ifade alınan bir yere dönüşmüş durumdadır. Çocukları koruyabilecek mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.    'Basın yasağı halkın haber alma hakkının engellenmesidir'   Tasarıda tüm istismar vakaları yönünden basın yasağının konulması maddesine değinen Gamze, bazı dosyalara, dosyanın vahametinden dolayı çocuğun yüksek yararını gözetmek suretiyle basın yasağının getirilmesini kendilerinin talep ettiğini dile getirdi. Ancak tasarıda tüm dosyalar bakımından basın yasağının getirilmesinin halkın haber alma hakkının engellenmesi olduğunu söyleyen Gamze, "Olayın vahametine göre ve çocuğun üstün yararı gözetilmek suretiyle her dosyanın ayrı ayrı değerlendirilerek basın yasağının getirilmesi gerekiyor. Bu vakalar topluma yansımadığı zaman aslında istismar vakaları ortadan mı kalktı? Bu düzenlemeler getirildi de kişiler açısından caydırıcı mı oldu izlenimi yaratabilir" dedi.