KJK: Cinsiyetçi-ırkçı saldırılar hukuki yaptırımla cevaplanmalı 2025-12-19 11:43:45   HABER MERKEZİ - Bursaspor’un Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi tezahüratına dair açıklama yapan KJK, “Bu mücadele sadece tutum almak ile sınırlı kalmamalı, cinsiyetçi-ırkçı saldırılar hukuki yaptırıma götürecek yasal mücadele ile tamamlanmalıdır” dedi.    Komalên Jinên Kurdistanê (KJK),  Bursaspor taraftarlarının Leyla Zana'ya yönelik cinsiyetçi tezahüratlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, hukuki yaptırımın yapılması gerektiği vurgulandı.    KJK’nin açıklaması şöyle:   “Ortadoğu da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu değişimi halkların ve kadınların ortak çıkarları ve ortak geleceği temelinde inşa etme imkânlarına sahibiz. Tarih yapıcı ve toplum kurucu iradeyi gösterebilenler, en kaotik dönemleri büyük gelişmeler ile değerlendirme gücünü gösterirler. Ancak pasif, edilgen ve kararsız tutumlar, süreç karşıtı politikalar ve sabotajcı eylemler değişimin halkların ve kadınların aleyhine sonuçlanmasına neden olacaktır. Önder Apo’nun bir yıla yakındır başlattığı ’Demokratik Çözüm Süreci’,  bu değişim sürecini halkların ve kadınların lehine sonuçlandırmayı, müzakere ve mücadele bütünlüğü diyalektiği ile amaçlamaktadır. Ancak, bu tarihsel yol ayrımını anlamlandıramayan ve fırsatçılık temelinde yaklaşanlar süreci riske etmektedirler.    Irkçılık ve milliyetçilik büyütülmektedir    Ortadoğu’nun kördüğümü olan Kürt sorununun çözümü tüm ezilenlerin lehine sonuçlanacak bir demokratikleşmeyi sağlayacaktır. Kürt halkını statüsüzlük konumunda tutmanın bedelini sadece Kürtler ödememiştir. Antidemokratik rejimleri, savaş ekonomisini, milliyetçilik ve cinsiyetçilik ideolojisinin en ağır biçimlerinin yükünü yaşamaya mahkûm edilen Türk halkı da büyük kayıplara uğramıştır. Düşmanlık, açlık, yoksulluk, ahlaki çöküş ve büyük insanlık kaybı adeta kaderi haline getirilmiştir.  Ancak, tarihsel olarak her iki halk için de son şans olan ‘Demokratik Çözüm Sürecine’ yaklaşımda temel sorunlar bulunmaktadır. Bir yandan müzakere, diğer yanda ırkçılık ve milliyetçilik hareketinin diriltilmesi süreci büyük bir tehdit altına almaktadır. Sürecin doğası barıştır ve barışa uygun bir iklimin yaratılması öncelikle iktidarın sorumluluğundadır. Ancak, Kürt halkının siyasi iradesine saygısızlık, itibarsızlaştırma ve saldırganlık adeta normalleştirilmektedir. Irkçılığı ve milliyetçiliği sürece yedekleme siyaseti halkların ortak kaderi ile oynamaktır.     Cinsiyetçi saldırı ile suç işlendi    Demokratik muhalefet alanında görülen, iki kutuplu dünya ekseninde şekillenen statüko ve dogmatik kavrayış, beklentili duruş ve büyük düşünememe, süreci doğru değerlendirme, barış ve demokrasi hareketine dönüştürme de edilgenliğe neden olmaktadır. Süreci demokratikleşme ve barış hareketi temelinde sahiplenme ve kendi çözüm gücünü açığa çıkarma da yaşanan zayıflıklar, ırkçı ve faşist cephenin saldırı ve provakasyonlarına tavırsız bir duruma neden olmaktadır.    Yeterli tepki ve tedbirin alınmadığı bu şartlarda, ırkçı partiler kendine alan bulmaktadır. Savaş ve soykırım sürdürücüleri süreç karşıtlığını Kürt ve kadın düşmanlığını tehlikeli biçimde örgütleyerek göstermektedir. En son, Sayın Leyla Zana’yı hedefleyen örgütlü cinsiyetçi saldırı gerçekleşti. Bu kadın ve halk düşmanlığını lanetliyoruz ve kabul etmiyoruz. Tüm kadınların ve halkımızın onuruna yönelik bir saldırıdır. Kürt halkına düşmanlık siyasetinden beslenen faşist ve ırkçı odaklar, Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi saldırı ile suç işlemiştir.  Kadın örgütlerini ve demokratik kamuoyunu, düşmanlık üreten provakasyon ve sabotajlara karşı halkların ortak demokrasi mücadelesini ve barış tutumunu geliştirmeye davet ediyoruz. Bu mücadele sadece tutum almak ile sınırlı kalmamalı, cinsiyetçi-ırkçı saldırılar hukuki yaptırıma götürecek yasal mücadele ile tamamlanmalıdır.”