Sınırları aşan direniş: Jin, Jiyan, Azadî 2025-09-16 09:01:24   Derya Ceylan   HABER MERKEZİ - Bir cenazede haykırılan slogan, üç yılda bir halk isyanına, bir kadın hareketine ve küresel bir hafızaya dönüştü. ‘Jin, Jiyan, Azadî’, artık dünyanın dört bir yanında eşitlik ve özgürlük talebinin ortak sesi.   16 Eylül 2022’de İran’ın başkenti Tahran’da Jina Emînî’nin rejim güçleri tarafından işkence edilerek katledilmesi, yıllardır biriken öfkeyi sokağa taşıdı. Jina Emînî’nin katledilmesi, sadece İran’da değil, tüm dünyada yankı buldu. Memleketi Saqqez’de cenazesinde haykırılan “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı, kısa sürede Rojhilat’tan Tahran’a, oradan İran’ın dört bir yanına yayıldı.   Kadınların ve gençlerin öncülük ettiği bu direniş, tüm baskı araçlarına rağmen engellenemedi. Gözaltılar, internet kesintileri, sansür girişimleri bu sloganın etkisini sınırlayamadı. Aksine, dalga dalga büyüyerek sınırları aştı.   Direnişin kırkıncı günü: Cesaretin yeniden doğuşu   Saqqez’de başlayan direniş, kırkıncı gününde yeniden kitleselleşti. Binlerce kişi şehirlerde toplanırken, kadınlar ön saflarda yer aldı. Rejimin gerçek mermi ve gaz bombalarıyla yaptığı saldırılara rağmen halk direnişe devam etti. Mahabad, Sine ve Cewanro’da gece yürüyüşleri yapıldı; damlardan yükselen sloganlar duyuldu.   Kadınların saçlarını kesmesi, yas kıyafetleri giymesi ve Jina Emînî’nin fotoğraflarını taşıması, halkın cesaretini simgeleyen görüntülere dönüştü.   Avrupa meydanlarında ‘Jin, Jiyan, Azadî’   2022 sonbaharında başlayan isyan kısa sürede Avrupa’ya da yayıldı. En kitlesel eylem Almanya’nın başkenti Berlin’de 22 Ekim’de gerçekleşti. Yaklaşık 80 bin kişi “Woman, Life, Freedom” pankartlarıyla yürüdü. Aynı gün Paris, Londra, Stockholm, Roma gibi şehirlerde de eş zamanlı dayanışma gösterileri düzenlendi.   Bu yürüyüşler, aynı zamanda diasporanın ve farklı halkların dayanışma gücünü gösteren önemli bir eşikti.   Avrupa diasporasında kadınların öncülüğü   Avrupa’daki Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), bu dayanışmayı kalıcı kılmak için birçok kentte eylemler gerçekleştirdi. 8 Mart etkinlikleri ve 16 Eylül anmaları, her yıl daha geniş katılımla yapıldı. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve İsviçre’de paneller, yürüyüşler ve kültürel etkinlikler düzenlendi.   Bu eylemler, hem İran’daki kadınların sesini Avrupa sokaklarına taşıdı hem de Kürt kadın mücadelesinin köklerini görünür kıldı.   Kuzey Amerika: Meydanlardan kampüslere   Kanada’da özellikle Toronto ve Richmond Hill’de binlerce kişi “Woman, Life, Freedom” pankartlarıyla yürüdü. Bu buluşmalar, İranlı diasporanın örgütlülüğünü ortaya koydu ve sonraki aylarda düzenli etkinliklerle devam etti.   ABD’de New York, Los Angeles, San Francisco gibi şehirlerde büyük yürüyüşler yapıldı. Üniversitelerde ise öğrenciler mum yakma, açık forum düzenleme gibi eylemlerle sürece katıldı. UCLA, Harvard ve Columbia gibi kampüslerde bu slogan genç kuşakların hafızasına kazındı.   Kampüslerden Avrupa meydanlarına uzanan bağlar   Amerika’daki kampüslerde açılan “Jin, Jiyan, Azadî” pankartları, Paris ve Berlin’deki yıl dönümü yürüyüşlerinde de yer aldı. Üniversiteler ve şehirler arasındaki bu bağ, farklı coğrafyalarda ortak bir dil ve mücadele kültürü yarattı.   Türkiye’de direnişin sesi   İstanbul’da ilk büyük eylem 2 Ekim 2022’de Kadıköy’de gerçekleşti. İranlı ve Türkiyeli kadınlar, feminist gruplar ve STK’lar meydanda buluştu. Sloganlar Türkçe, Kürtçe ve Farsça atıldı. Başörtüsü yakma ve saç kesme gibi sembolik eylemler dikkat çekti.   2023 yılında yapılan anmada dövizlere ve İranlı kadınlara yönelik engellemelere rağmen kadınlar meydanı terk etmedi. Eylemlerde İran’daki mücadele ile Türkiye’deki kadın katliamları arasında doğrudan bağ kuruldu.   Ankara’da aynı gün yapılan eylemde polis saldırdı. Dönemin HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te saçını keserek bir konuşma yaptı ve eylemlere destek oldu.   Amed’den Rojava’ya kadınların kararlılığı   Amed’deki ilk eylemler 24 Eylül 2022’de başladı. TJA, Rosa Kadın Derneği ve DAKAP’ın öncülüğünde dev pankartlar açıldı, çok dilli dövizler taşındı. 2024’te Amed tarihinin en kitlesel kadın yürüyüşü yapıldı; kadınlar polis barikatını aşarak Dağkapı Meydanı’na ulaştı.   Rojava’da ise Kongra Star’ın çağrısıyla Qamişlo, Kobanê ve Hesekê’de kadınlar sokağa çıktı. Kürtçe, Arapça ve Süryanice sloganlar atıldı. Rojava’daki kadınlar için bu slogan yıllardır devrimin parçasıydı.   Güney Kürdistan’da sokaklar ve suikastlar   Silêmanî’de kadınlar İran konsolosluğu önünde yürüdü. Hewlêr’de diplomatik dengeler nedeniyle daha sınırlı eylemler olsa da kadın dernekleri ve akademisyenler açıklamalar yaptı. Bu süreçte Jineoloji dergisi editörü Nagihan Akarsel’in Silêmanî’deki evinin önünde katledilmesi, bölgedeki kadın mücadelesine yönelik tehdidin boyutunu gözler önüne serdi.   Hafıza mekânlarına dönüşen meydanlar   2023’te Paris’teki Jardin Villemin Parkı, “Jardin Jina” adını aldı. Eyfel Kulesi, “Women, Life, Freedom” mesajıyla ışıklandırıldı. Los Angeles’ta ise bir kavşağa “Women Life Freedom Square” ismi verildi. Bu adımlar, direnişin kamusal hafızada da yer bulduğunu gösterdi.   Kültür ve sanat dünyasından destek   Coldplay’in Buenos Aires konserinde “Baraye” şarkısını söylemesi ve #HairForFreedom videosu milyonlara ulaştı. Victoria and Albert Müzesi ve Princeton Üniversitesi gibi kurumlar, eylem afişlerini koleksiyonlarına kattı. Sanat, direnişin hafızasını kalıcılaştırdı.   Uluslararası kurumlardan yankı   Avrupa Parlamentosu, Sakharov Ödülü’nü “Woman, Life, Freedom” hareketine verdi. BM, 2024’te yayımladığı raporda yaşananları “insanlığa karşı suçlar” kapsamında değerlendirdi. Bu açıklamalar, uluslararası baskıyı artırdı ve mücadeleye meşruiyet kazandırdı.   Kürt kimliği ve kökleri unutmamak   Slogan, Kürt kadın hareketinin yıllardır taşıdığı bir mücadele mirası. Jina Emînî’nin Kürt kimliği, bu sözün dünya çapında duyulmasında belirleyici oldu. Uluslararası medyada zaman zaman bu durum göz ardı edilse de, özellikle Avrupa kurumlarının karar metinlerinde Kürt kimliğine vurgu yapılması bu konuda önemli bir adım oldu   Baskıya karşı hafızalaşma   İran’da 2024–2025 döneminde baskı artarken, dünya genelinde bu mücadele hafızalaştı. Parklara ve meydanlara Jina Emînî’nin adı verildi, sanat eserleri ve dijital arşivler oluşturuldu. Bu hafıza inşası, hareketin yalnızca geçici bir protesto olmadığını, kalıcı bir özgürlük çağrısı olduğunu gösterdi.   Dünyanın dört yanına yayılan direniş   Bugün “Jin, Jiyan, Azadî”, sadece bir slogan değil, kadınların yaşam hakkı mücadelesinin evrensel sesi. Saqqez’den Paris’e, Amed’den Los Angeles’a kadar yankılanan bu söz, hem bir isyanı hem de küresel bir hafızayı temsil ediyor.